Görsel Yok

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/5069 K: 2017/3989

Temmuz 13, 2023 Suat Şimşek 0

Taşıyıcı unsuru etkilemeyen bağımsız bölüm içindeki duvarların kaldırılmasının ruhsat gerektirmediği, bununla birlikte, hangi nitelikte olursa olsun, bağımsız bölüm sayısını veya bağımsız bölüm alanını artıran iki bağımsız bölüm arasındaki duvarın kaldırılması veya aynı bağımsız bölüm içerisinde başka bir bağımsız bölüm oluşturulması yolundaki tadilatların, ruhsata tabi esaslı tadilat niteliğinde olduğu; öte yandan, aykırılıktan etkilenen alanın tespitinin, yapılan imalatın binanın statiğini etkileyip etkilemediğinin idarece yapılacak inceleme sonucu somut olarak ortaya konulduktan sonra; yapılan imalat binanın statiğini etkilemiyor ise para cezasının, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca yapı maliyet birim fiyatları üzerinden; statiğini etkilemesi halinde ise aynı fıkranın (a) bendi uyarınca yapı inşaat alanı üzerinden para cezası hesaplanması gerektiği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/919 K: 2017/4660

Temmuz 13, 2023 Suat Şimşek 0

Davacının taşınmaz üzerindeki iddiasının, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine yönelik olmayıp, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esasına göre yapılması istenilen idari tescile dayandığı, bu itibarla, 2981 sayılı Kanundan kaynaklanan ve bu Kanun hükümlerine göre irdelenmesi gereken uyuşmazlığın görümü ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu hakkında. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2012/4199 K: 2012/6899 T: 08.05.2012

Temmuz 10, 2023 Suat Şimşek 0

Noterden verilen tahliye taahhüdüne karşı itiraz olması durumunda, İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması istenebilir. Tahliye taahhüdü verildikten sonra ve tahliye tarihi gelmeden önce taraflar arasındaki kira sözleşmesinin bir yıl süreyle yazılı olarak yenilenmiş olması, tahliye taahhütnamesini geçersiz kılmaz. Sadece önceki sözleşmedeki kira parasının taraflarca yeniden belirlendiğini ifade eder. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2012/2736 K: 2012/5752 T: 11.04.2012

Temmuz 10, 2023 Suat Şimşek 0

Noterlikten düzenlenen tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine itiraz üzerine İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye istenebilir. Noterlikçe düzenlenmemiş tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine itirazlarda ise alacaklı, imzası inkâr edilen tahliye taahhüdüne karşı, İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez, genel mahkemede itirazın iptali yoluna başvurmalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2003/16681 K: 2004/8264 T:28.05.2004

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Dava konusu taşınmaz devletin özel mülkü olduğu gibi, arsa olarak davacılara 2886 sayılı Yasaya göre kiraya verildiğinden ve üzerindeki tesisler davacılar tarafından yapıldığından, taraflar arasındaki kira sözleşmesi hakkında 6570 sayılı Yasa hükümleri uygulanamaz. Davalı idarenin 2886 sayılı Yasaya göre kiraya verilen ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle anılan yasa hükümlerine tabi kira sözleşmesini feshi yasaya uygundur. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2007/723 K: 2007/2564 T:12.03.2007

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Hazine ve Belediyeler dışında diğer kamu kuruluşları, taşınmazlarını 2886 sayılı Yasa uyarınca kiraya vermiş olsalar bile, bu Kanun’un 75. maddesine dayanarak kiralananın tahliyesini sağlayamazlar. Hazine ve Belediyeler dışındaki diğer kamu kurumlarına ait taşınmazlar, 6570 sayılı Kanun’un kapsamında ise, yazılı tahliye taahhüdü dışında süre bitimi sebebiyle tahliye edilemezler. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/1703 K: 2005/6037 T: 12.05.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Aktif dere yatakları, Türk Medeni Kanununun 715 (Eski 641 maddesi) ve 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/c maddeleri hükümleri gereği kamu malı niteliğinde, özel mülkiyete konu olamayacak ve tescile tabi olmayan yerlerdendir. Bu nitelikteki taşınmazlarda her ne surette olursa olsun sicil oluşturulması olanaksızdır. Anılan taşınmazlarda imar uygulamaları yapılmış olması da taşınmazların değinilen nitelikleri bakımından yapılan idari işlemlere değer verilmesine neden teşkil etmez. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/14677 K: 2005/468 T: 27.01.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Parselasyona karşı açılan iptal davasının kabul edilmiş, böylece imar parselleri hukuki dayanaktan yoksun hale gelmiştir. Bu durumda, yapılacak is, kadastral parsele dönülmek suretiyle davacı hakkının kendisine teslim edilmesinden ibarettir. Uygulama olanaksızlığının mahkeme kararının uygulamasına engel teşkil etmeyeceği de açıktır. Fiili durumda ortaya çıkan güçlükler ve infaza ilişkin sorunlar, kesinleşen yargı kararları uyarınca ilgili idarece yeniden yapılacak imar düzenlemeleri ile olanaklı hale geleceği düşünülmelidir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/11184 K: 2004/14636 T: 28.12.2004

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Davalılarca inşa edilen yapıların çekişmeli taşınmaza tecavüzlü oldukları ve bu tecavüzünde imar uygulaması sonucu meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda çekişmenin, İmar Yasası’nın 18. maddesi göz önünde bulundurularak çözüme kavuşturulacağı kuskusuzdur. Bu durumda yıkımı istenen muhtesatın kaim bedellerinin mahkeme veznesine depo ettirilmesi ve ondan sonra davanın kabulüne karar verilmesi gerekir Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/11454 K: 2004/12516 T: 04.11.2004

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

İmar uygulaması iptal edilmiş ve kesinleşmiştir. Dairenin bozma ilamında belirtildiği üzere imar şuyulandırması, davacı yönünden dayanağını yitirmiştir. Yapılacak iş, kadastral parsele dönülmek suretiyle davacı hakkının kendisine teslim edilmesinden ibarettir. Sonradan oluşan fiili durum (cadde v.s. tesis açılması) mahkeme (idari yargı) kararının uygulanmasına engel teşkil edemez. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/11143 K: 2004/11856 T: 25.10.2004

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Anılan yerde 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince belediye encümen kararına dayalı şuyulandırma işlemi ile imar uygulaması yapıldığı ve anılan işlemin henüz kontrol aşamasında bulunduğu ve kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Hal boyle olunca, imar şuyulandırma işleminin sonucunun beklenilmesi, meydana gelecek mülkiyet durumu dikkate alınmak suretiyle çekişmeye çözüm getirilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/1819 K: 2004/2786 T: 11.03.2004

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

İmarla oluşan çap kayıtlarının düzeltilmesi, kısmi ifraz veya tevhit işlemlerinin yapılabilmesi, 3194 sayılı Yasanın 16. maddesi hükmü gereği belediye encümenlerince oluşturulacak kararla mümkündür. Oysa mahkeme tarafından 6 parselin bir bölümünün ifrazen 4 parsel kayıt maliki adına tesciline karar verilirken böyle bir idari karar alınmış değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/488 K: 2004/1294 T: 18.2.2004

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Davaya konu edilen tapu kaydını oluşturan işlemin kesinleşen idari yargı kararıyla ortadan kaldırılması halinde, tapu kaydı kendiliğinden hükümsüz hale gelmez. Kesinleşen bu idari karar, ilgilisine kadastral sicilin ihyası (kadastral duruma dönülmesi) için talep ve dava hakkı verir. Bu durumda hukuki dayanağı kalmayan ve bu sebeple yolsuz tescil niteliğini taşıyan imar parsellerinin tapudaki kaydının iptali ile imar öncesi kadastral parsele dönüştürülmesine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2001/13877 K: 2002/228 T: 16.01.2002

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

3194 sayılı İmar Kanununun 11. maddesinin 4.fıkrası 4342 sayılı mera kanunu ile değiştirilerek meraların imar planı içerisinde kalsalar dahi mera niteliklerini kaybetmeyecekleri kuralı benimsenmişse de kesin hükum niteliği kazanan hakem kararıyla mera olmadığı sabit olan tasınmazın artık mer’a olduğunu iddia ve ıspat etmeye yasal olanak yoktur. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/10463 K: 2005/498 T: 31.01.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Dava konusu taşınmaza ait yakın tarihteki satış en iyi emsal ise de, bu durum diğer emsalleri değerlendirmede nazara alınmayacağı anlamını taşımaz. Bu nedenle taşınmazın kendisine ait satışın emsal alınması yanında diğer emsallerin de değerlendirilerek sonucuna göre bedel takdir edilmesi gerekirken sadece taşınmazın kendi satışı emsal alınmak suretiyle değer biçilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/10321 K: 2005/440 T: 07.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.4.1998 gün ve 1996/3-1998/1 Sayılı Kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da değerlendirilmek üzere araştırılmalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12274 K: 2005/988 T: 10.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınarak, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/287 K: 2005/750 T: 14.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay’da yerleşmiş uygulama; tarım arazilerindeki değerlendirmenin, taşınmazın yer aldığı ilçe dahilinde ekilmesi mutad olan ve münavebeye alınan ürünlerin dekar başına ortalama verimi ve üretim giderleri ile kg. başına ortalama satış fiyatlarının ilce tarım müdürlüğünden getirtilmesini ve raporların buna göre düzenlenmesini ongormektedir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/11482 K: 2005/1128 T: 14.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili talebine ilişkindir. Tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza ekilebilir ürün ge­liri üzerinden değer biçilmesi doğrudur. Ancak taşınmaza ekilebilir ürün ge­liri üzerinden değer biçilirken bilirkişi kurulunca münavebe ürünlerin hasat zamanındaki kilogram satış fiyatları dikkate alınmalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/8972 K: 2005/927 T: 17.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırma Yasasının 15. maddesinin 11. fıkrası hükmüne göre kıymet takdir komisyonunun biçtiği değer ile bilirkişi kurulunun belirlediği bedel arasında önemli bir oransızlık (Yargıtay uygulamalarına göre bir mislini aşan farklılık) görüldüğü takdirde aynı yöntemlerle yeniden bilirkişi kurulu oluşturularak değer takdiri yaptırılması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12001 K: 2005/1381 T: 17.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca idarenin kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın tescilini isteme hakkının doğması için, Yasanın 8. maddesi uyarınca anlaşarak satın alma teşebbüsünün sonuçsuz kalması gerekir. Duruşma davetiyesi tebliğ edilmeyen maliklerin adresleri araştırılmadığından ve anlaşmaya varabilmek için usulüne uygun olarak tebligat da yapılmadığından, davacı idarenin bedel tespit ve tescil talep etme hakkı doğmadığından davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/1190 K: 2005/1404 T: 218.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Dairemize intikal eden dava dosyalarındaki bilirkisi raporlarında da sulu arazılere buğday, kuru fasulye, bostan (karpuz) ürünü münavebesi esas alınarak değer biçilmiştir. Belirtilen ürün dışında dava konusu taşınmaza değer biçilebilmesi için davalının dava konusu taşınmazda başka ürünü ekip hasat ettiğini, toptancı halinde yapılması gereken satış belgeleri ile ispat etmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/1161 K: 2005/1076 T: 21.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay uygulamalarında özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça, tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde sağlayacağı net gelir üzerinden bilimsel yontemle yapılacak değerlendirilmesinde münavebeye alınacak ürünler icin dekar başına elde edilecek ortalama verim, uretim gideri ve toptan satış fiyatına iliskin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bılinen o yerdeki Tarım Müdürlüğü verilerinin esas alınması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/13032 K: 2005/1622 T: 22.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın dava tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının belediye imar müdürlüğünden sorularak, sonucuna göre düzenleme ortaklık payı düşülmesi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/682 K: 2005/1134 T: 22.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre kapama kavaklığa değer biçilirken; kavakların bir yılda hasat edilemeyeceği göz önünde tutularak, öncelikle kaç yılda kesim çağına geleceği resmi verilere dayanılmak suretiyle tespit edilmeli, kesim çağında elde edilecek brüt gelir yine resmi verilere göre belirlenerek bundan kavakların kesim çağına kadar geçecek süre içindeki masraflar düşüldükten sonra kesim yılına bölünmek suretiyle dekar başına elde edilecek yıllık net gelir bulunmalı, bu net gelire de kapitalizasyon faizi uygulanarak kapama kavaklığın kamulaştırma bedeli tespit edilmelidir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/8839 K: 2005/1254 T: 24.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay uygulamalarında ozel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yontemle değerinin tespitinde münavebeye alınacak ürünler icin dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına iliskin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki Tarım Müdürlügu verilerinın esas alınması gerektiği kabul edilmektedir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/9751 K: 2005/1330 T: 24.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, iklim şartları, topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu (büyuk yerleşim yerlerine uzaklığı v.b.) dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan, ülkemizin değişik yörelerindeki sulu tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli şekilde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir faktör bulunması hali haric) kapitalizasyon faiz oranı %5 olarak alınmaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/12410 K: 2005/1768 T: 25.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Duruşma davetiyesi tebliğ edilmeyen ve duruşmaya gelmeyen davalılar yönünden bahsi geçen Yasanın 7. maddesinde belirtilen mercilerden adresleri araştırılmadığından ve usulüne uygun olarak anlaşmaya varabilmek için tebligat da yapılmadığından, bu durumda davacı idarenin bedel tesbiti ve tescil talep etme hakkı doğmadığı halde davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/9946 K: 2005/1424 T: 28.02.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

2942 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereği emlak vergi değerlerinin de karşılaştırmada göz önünde tutulması gerekir ve buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m2 değerlerinin getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirilmeye esas alınan oranlar birbirinden fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/2197 K: 2005/2600 T: 22.03.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırma Yasasının 15. maddesinin 11. fıkrası hükmüne göre kıymet takdir komisyonunca belirlenen değer ile bilirkişi kurulu raporunda saptanan değer arasında önemli bir oransızlık (Yargıtay uygulamalarına göre bir mislini aşan farklılık)görüldüğü takdirde aynı usullerle yeni bilirkişi kurulu oluşturularak kıymet takdiri yaptırılması gerekir Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/4004 K: 2005/5139 T: 28.04.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

İmar planında yol olarak gösterilmeyen ve davacı­nın parsellerinden geçen stabilize yoldan davalı idarenin el çektiği, imar planına uygun yollar açtığı dosya içeriğinden anlaşılmakla, vatandaşların davacının taşınmazından gelip geçmeleri, taşınmazda stabilize yolun oluşması davalı ida­renin taşınmaza el attığını göstermeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/2842 K: 2005/5438 T: 24.05.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Kat mülkiyetine tabi yapılarda arsa ile ana yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değerleri hesaplandıktan sonra, arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı bedel tespit edilir. Şayet o bağımsız bölümün yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte diğer bağımsız bölümlerden farklı ilaveler varsa bunlar da göz önünde tutulmak gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/3931 K: 2005/5915 T: 06.06.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (taşınmazın cins ve niteliğine göre uygun kullanımını önemli ölçüde etkileyen özel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin en fazla (arazide) %35’i, arsada ise %50’si oranında olacağı kabul edilmektedir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/5779 K: 2005/8283 T: 208.07.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11/son maddesi uyarınca irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybıdır. Bu itibarla dava konusu taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınmazın tüm değerinin çarpılması sonucu irtifak hakkı karşılığının hesaplanması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/5137 K: 2005/7277 T: 11.07.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırma Kanununun amaç ve kapsamından, açıkça idari yargının gö­rev alanına girdiği belirtilmeyen hususlarla ilgili uyuşmazlıkların adli yargı­da çözümlenmesi gerekeceği anlaşılmaktadır. Kamulaştırma şerhinin silin­mesine ilişkin ihtilaflarda idari yargının görevli olduğuna dair anılan kanun­da bir hüküm bulunmamaktadır. Buna rağmen yerel mahkemece idari yargı­nın görevli olduğu gerekçesiyle yazdı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7284 K: 2005/8991 T: 20.07.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırma Kanununun 11/son maddesi uyarınca irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybıdır. Bu itibarla dava konusu taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınmazın tüm değerinin çarpılması sonucu irtifak hakkı karşılığının hesaplanması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/7450 K: 2005/8099 T: 20.09.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (tasınmazın cins ve niteliğine uygun kullanımı önemli ölçüde etkileyen ozel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mulkiyet değerinin arazide en fazla %35’ini, arsada ise en fazla %50’sini gecmeyecegi kabul edilmektedır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/10859 K: 2005/10088 T: 29.09.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

İmar parseli durumuna dönüşmeyen taşınmazların kısmi olarak kamulaştırılması veya kısmi olarak el atılması halinde arta kalan kesimlerdeki değer azalısından söz edilerek hükmedilecek bedele ekleme yapılamaz. Zira imar uygulaması sırasında arta kalan kısımda yüzölçümüne bakılmaksızın diğer parsellerle bir arada düzenlemeye tabı tutulup değerlendirilecektir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7200 K: 2005/10356 T: 204.10.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Mülkiyeti Kanunu’nun 46. maddesinin son fıkrasına göre ana gayrimenkulün arsası ile birlikte kamulaştırılması halinde her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ile eklentileri de göz önünde tutularak ayrı ayrı takdir olunur. Buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir bicimde) değeri hesaplandıktan sonra arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı tespit edilir. Şayet o bağımsız bölüm yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte ekstra ilaveler varsa bunlar da göz önünde tutulmak gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/7484 K: 2005/8734 T: 06.10.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırma Kanununun 8. maddesine göre bu madde uyarınca satın alınan taşınmazın kamulaştırmaya ve bedeline karşı itiraz davaları açılamaz. Yasanın bu buyurucu hükmü göz önünde tutularak tarafların serbest iradeleri ile (satın alma yontemi) çerçevesinde gercekleştirilmiş işlemden sonra taşınmaz malın bedelinın daha düsuk olduğunun saptanması davacı idareye böyle bir davayı açma hakkı vermez. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7647 K: 2005/10964 T: 217.10.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Bir taşınmaza değer biçilirken mahkemece taşınmazın vasfının yasa gereği olarak mahkemece resen belirlenmesi gerekir. Bu nedenle öncelikle taşınmazın vasfının belirlenmesi bakımından taşınmazın belediye imar planı içerisinde bulunup bulunmadığını, belediye imar planı içinde değilse belediye veya mücavir alan sınırları içinde olması ve ayrıca etrafının meskun olup, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığının ilgili Belediye Başkanlığı’ndan sorulması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12742 K: 2005/12634 T: 24.11.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

İrtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek de­ğer kaybıdır. Bu itibarla dava konusu taşın­mazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tesbit edilmesi ve bundan son­ra enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazın ta­mamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınma­zın tüm değerinin çarpılması sonucu irtifak hakkı karşılığının hesaplanması gerekir. Bi­lirkişi kurullarınca böyle bir inceleme ve iş­lem yapılmadığı gözetilmeden hüküm kurul­ması, doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/10081 K: 2005/14163 T: 22.12.2005

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Bilirkişi raporunda ise taşınmazın imar planı dışında ancak mücavir alan içinde, belediye hizmetlerinden yararlandığı ve çevresinin meskun olduğu ifade edilmek suretiyle arsa vasfıyla değer biçilmiştir. Belediye yazısı ile bilirkişi raporundaki taşınmazın vasıfları hususunda çelişki bulunmaktadır. Bu nedenle; bilirkişi kurulu ile imar durum yazısı arasındaki çelişki giderilmeden taşınmaz arsa kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/8560 K: 2006/22 T: 217.01.2006

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar basına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki Tarım Müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/8579 K: 2006/21 T: 217.01.2006

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler icin dekar basına elde edilecek ortalama verim, uretim giderı ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki Tarım Müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12150 K: 2006/136 T: 23.01.2006

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Belediye imar müdürlüğünden alınan cevabi yazıya göre, dava konusu taşınmazın uygulamalı imar planına dahil olmadığı gibi nazım imar planı kapsamı dışında belediye sınırları dahilinde olup etrafı da meskun olmadığı gibi belediye hizmetlerinden de yararlanmadığı anlaşılmaktadır. Taşınmaz bu özellikleri itibariyle arazi niteliğindedir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14639 K: 2006/218 T: 224.01.2006

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Davalının zilyetliğine, mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde Hazine tarafından itiraz edilmiş olduğu halde tespit edilen kamulaştırma bedelinin ileride hak sahipliğini ispat edecek kişiye ödemek üzere idarece ilanda belirtilen bankada açılacak üçer aylık vadeli hesaba blokesi yerine zilyede ödenmesine dair karar verilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14477 K: 2006/444 T: 226.01.2006

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların emlak vergisine esas olan metrekare değerlerinin karşılaştırılmasında, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlardan daha değerli olduğu anlaşılmasına rağmen bilirkişi kurullarınca dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlardan daha değersiz olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden alınan rapor geçersizdir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/13828 K: 2006/1425 T: 214.02.2006

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Taşınmaza okul alanı, park alanı ve yol olarak kısmen al atılmıştır. Davaya konu yer altından geçirilen irtifak hakkının taşınmazın yol, park ve okul yeri olarak el atılan bölümlerinden mı, yoksa bunlardan arta kalan kısımlarından mı geçirildiği belirlenip çaplı krokiye bağlatılarak irtifak hakkının kamulaştırmasız el atmadan arta kalan bölümünden geçirilmesi halinde irtifak hakkı karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/9958 K: 2006/1912 T: 09.03.2006

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, iklim koşulları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ile bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı v.b.) gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan ülkemizin değişik yörelerindeki kuru tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli biçimde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir etkenin bulunması durumu dışında) kapitalizasyon faiz oranı % 6 olarak alınmaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/10455 K: 2006/2160 T: 16.03.2006

Temmuz 9, 2023 Suat Şimşek 0

Mahkemece, münavebeye alınan ürünlerin dava tarihi itibariyle dekar başına ortalama verimi ve üretim giderleri ile kg başına toptan satış fiyatlarını gösterir listenin İl Tarım Müdürlüğünden getirtilmesinden sonra kamulaştırma bedelinin bu verilere göre belirlenmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı, oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulmalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1979/2104 K: 1982/62 T: 05/02/1982

Temmuz 8, 2023 Suat Şimşek 0

Plan ve projede yer almayan toplu sığınağın yapılamamış olması, site ana giriş yolunun ifraz edilerek tapuda belediye adına terkedilmemesi ve inşaatın emniyeti bakımından yola kurulmuş olan bariyenin sitede inşaat devam ettiğinden henüz kaldırılmamış bulunması inşası tamamlanmış site konutlarının kullanma izni verilememesini gerektirmeyeceği Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/9054 K: 2007/10161

Temmuz 8, 2023 Suat Şimşek 0

Hakkını ihlal eden yapı ruhsatının iptaline ilişkin işlemden dolayı doğrudan tam yargı davası açma yoluna gitmeyen davacı tarafından, ruhsat iptalinden sonra yıkım işleminin tesis edilmesi ve tebliği üzerine yasal dava açma süresi içerisinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 1. Dairesi E: 2004/24 K: 2004/38 T: 07/04/2004

Temmuz 8, 2023 Suat Şimşek 0

3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununa göre toplulaştırma alanlarında % 10 katılım payı dışında kalan kesintiler için yapılacak kamulaştırma işleminin hangi kurum tarafından yürütüleceği, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce sabit tesis sayılan mütemmim cüzlerin, maliklerine verilen eşdeğer arazinin hesabında dikkate alınıp alınamayacağı, eşdeğer araziye mütemmim cüz karşılığı bir ilave yapılmayacaksa mütemmim cüzler için ödenecek zarar ziyan bedelinin hangi kurumca karşılanması gerektiği konularında düşülen duraksamanın giderilmesi. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1707 K: 1993/407 T: 11/02/1993

Temmuz 8, 2023 Suat Şimşek 0

Yol istikamet planının 3194 sayılı Yasada yeralmadığı, kaldı ki yol istikamet planının 6785 sayılı Yasadaki usule de uygun şekilde yapılmadığı, aynı yörede imar planı çalışması yapılması konusunda iller bankasına yetki verildiğinden, bu aşamada yol istikamet planına göre yapılan kamulaştırmada mevzuata uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1988/2044 K: 1988/1481 T: 21/11/1988

Temmuz 8, 2023 Suat Şimşek 0

İmar Kanununun 18.maddesinde, düzenleme ortaklık payının düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların %35 ini geçemeyeceği öngörülmüş bulunmasına karşın belediyece düzenleme ortaklık payının bu oranın altında belirlenemeyeeği gerekçesiyle düzenleme ortaklık payının %35’e tamamlanması için davacıdan arsa karşılığı bir bedel istenmesi konusundaki belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılan davanın idare mahkemesince incelenmesi gerektiği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 1. Dairesi E: 2005/839 K: 2005/982 T: 14/09/2005

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Ziraat Odaları Birliği Kanunu’na göre kurulmuş kamu kurumu niteliğinde tüzelkişiliğe sahip bir meslek kuruluşu olan tavşanlı ziraat odası, 2942 sayılı Kanunun 30. maddesi kapsamında bir kamu tüzelkişisi veya kurumu olmadığından, mülkiyetindeki taşınmazın bu maddeye dayanılarak tavşanlı belediye başkanlığına devrine olanak bulunmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 1. Dairesi E: 2000/173 K: 2000/206 T: 31/12/2010

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazın zemininin 1934 yılında yol amacıyla kamulaştırılması yapıldıktan sonra aynı zemin üzerinde bulunan yapının sahibinin Vakıflar Genel Müdürlüğü olamayacağı nedeniyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30 uncu maddesi kapsamındaki bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 1. Dairesi E: 1987/7 K: 1987/31 T: 30/01/1987

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırma yetkisine sahip bulunan ancak bu yetkilerini, kamulaştırmak istediği taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının başka bir kamu tüzel kişisine veya kuruma ait olması nedeniyle kullanamayan idarelerin başvuru koşulları ve anlaşmazlığın Danıştay ilgili dairesince incelenerek iki ay içinde kesin karara bağlanacağı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 1. Dairesi E: 1986/255 K: 1987/1 T: 08/01/1987

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

İmar planlarının ve değişikliklerinin nasıl ve kimler tarafından yapılabileceğine ilişkin esaslar göz önüne alınmaksızın devlet demir yollarına ait taşınmazın otopark yeri olarak ayrılmasına dair belediye meclis kararının usulüne uygun yapılmış bir plan değişikliği olarak kabul edilemeyeceği ayrıca söz konusu taşınmazın büyüklüğü ve demiryoluna yakınlığı göz önüne alındığında burada otopark yapılmasının uygun olmayacağı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2004/4511 K: 2005/1832 T: 25/03/2005

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Taşınmaz maliki ya da yetkili temsilcisi ile yapılacak pazarlıkla ve anlaşarak kamulaştırmaya konu taşınmazı satın almak mümkün olduğundan, 18.8.1998 günlü vekaletname ile bu konuda yetkili olduğu sonucuna varılan kişi ile yapılan pazarlık sonucu uzlaşılması üzerine tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1993/272 K: 1993/5860 T: 27/12/1993

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Mülkiyeti belediyeye ait taşınmaz üzerine ruhsatsız olarak yapılan yapıların ıslah imar planına göre korunmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, enkazın belediyece kamulaştırılmasında isabetsizlik görülmediği, mahkemece işlemin kamulaştırma amacının belirtilmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 9. Dairesi E: 1987/124 K: 1988/328 T: 08/02/1988

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Yükümlüye ait taşınmazın kamulaştırılması sonucunda tahsil edilen tapu harcını 2942 sayılı Yasanın 29. maddesi gereğince idare ödeyeceğinden tahsil edilen harcın iadesi gerektiği, kamulaştırma işlemi nedeniyle tescil sırasında tahsil edilen tapu harcı için, tahsil anından iade edileceği tarihe kadar geçen süre için kanuni faiz uygulanması talebinin yerinde olmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/9276 K: 2006/12640 T: 21.11.2006

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Kısmen kapama fıstık bahçesi ve kısmen kapama meyve bahçesi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma sahasına mücavir olan bölümüne net geliri üzerinden değer biçilmesi doğru olduğu gibi, davacının yasal müracaatına rağmen kamulaştırılmayan bu bölümdeki değer kaybı oranının belirlenmesi sonucu bedelinin tespiti ve tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2002/5084 K: 2002/198 T:21.01.2003

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Belediye tarafından 2886 SK’mın 35/a maddesi uyarınca davalıya satılıp tescil edilen nizalı taşınmazın aslında davacının murisinin tapu tahsis belgeli mülkü olduğundan bahisle açılan tapu iptali ve tescil davasında, nizalı parselin tapu kaydının dayanağını oluşturan idari işlemin iptal edildiği anlaşıldığına göre; davalı adına yapılan tescil işleminin artık yolsuz tescil niteliğinde kaldığını kabul etmek gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/2311 K: 2003/2548 T:10.03.2003

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Gerçek kişi tarafından Hazine aleyhine 3194 sayılı Kanunun 18. maddesine dayalı muarazanın giderilmesi, bina ve öteki yapılarla meyve ağaçları kaim bedellerinin saptanarak yasal faiziyle davalıdan tahsili ve ecrimisille borçlu olmadığının tesbiti için açılan davaya ilişkin olarak; imar parseli oluşumunun dayanağını teşkil eden 2981-3290 sayılı Kanunun 101C maddesi uygulaması ve 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi hükmünce, şuyulandırma sonucu oluşan parsele el atma halinde; muhtesat bedeli ödenmeksizin men, kal ve ecrimisil istenemeyeceği yasa gereğidir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2003/701 K: 2003/5787 T:08.05.2003

Temmuz 7, 2023 Suat Şimşek 0

Uyuşmazlığın 2886 sayılı yasa hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. Aynı yasanın 75/3. maddesine göre kira sözleşmesi bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilerek ecrimisil alım hükmü getirilmiş olup taraflar arasındaki sözleşmede sözleşmenin bitiminden sonra ne yapılacağına dair bir hüküm olmadığı için aynı yasanın 75/son maddesine göre idarenin davacıya tahliye ettirme hakkı vardır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1.Hukuk Dairesi E: 2004/12863 K: 2004/13623 T: 09.12.2004

Temmuz 6, 2023 Suat Şimşek 0

Salt imara aykırılık idareye ve idari yaptırımı ilgilendirir. Adli yargıda bu yöne dayanılarak yıkım kararı verilemez. Hal böyle olunca davalının davacı taşınmazına yaptığı el atmayı yargılama aşamasında ortadan kaldırdığı gözetilerek el atmanın önlenmesi ve yıkım yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalının kendi mülkiyet alanında kalan binanın yıkımına karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/10119 K: 2004/10508 T: 4.10.2004

Temmuz 6, 2023 Suat Şimşek 0

Davacı hazine, çekişme konusu 504 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu Çekişme konusu taşınmaz kadastroca hazine adına tespit ve tescil edilmişken, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan imar uygulaması ile davalı adına sicil oluşturulmuştur. Bu oluşan sicilin dayanağı Belediye Encümen kararına dayalı bir idari işlem olduğundan, idari tasarruf ayakta olduğu ve geçerliliğini koruduğu sürece hazinenin tapu iptali ve tescil istemi dinlenemez. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/2524 K: 2004/3027 T: 17.3.2004

Temmuz 6, 2023 Suat Şimşek 0

Somut olayda; iptali istenen imar parsellerinin oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararların İdari Yargı yerinde iptal edilerek ortadan kalktığı açıktır. Bu durumda çekişmeli taşınmazlar bakımından yapılan her iki imar düzenlemesinin geçersizliği nedeniyle imar öncesi kadastral hak durumu geri döner ve dava konusu imar parsellerinin Belediye Meclis Kararı olmaksızın davalı Kooperatife temlikine değer verilemez. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/13901 K: 1996/14381 T: 28.11.1996

Temmuz 6, 2023 Suat Şimşek 0

Bir vakıf malın zilyetlikle mülk edinilip edinilemeyeceği; vakfın türüne, zilyedin taşınmazın vakıf malı olduğunu bilip bilmediğine ve zilyetlikle kazanma koşullarının geçekleşip gerçekleşmediğine bağlı olduğu gibi; yalnızca muteber bir vakfiyenin bulunduğu ispat edilmekle de, belli bir taşınmazın vakıf malı olduğu sabit olmuş sayılmaz. Muteber bir vakfiye evvelce yapılmış olabilir. Ancak o vakfiyeye göre hak iddia edilen taşınmaz malın da vakfedilmiş olduğu kanıtlanmalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/15581 K: 1995/17591 T: 29.12.1995

Temmuz 6, 2023 Suat Şimşek 0

2981 sayılı Kanun’un 9/b maddesi uyarınca yapılan arsa tahsis işlemi idari karara dayalı bir tahsis işlemi olmayıp, özel kanundan doğan yetkiler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bir satış işlemi olduğundan uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil, genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Tahsisin 400 metrekareyi aşan kısmının imar planına göre başka türlü değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/11316 K: 1996/13308 T: 31.10.1996

Temmuz 6, 2023 Suat Şimşek 0

Mahkeme, kendiliğinden 2/B Uygulaması yapamayacağı gibi, taşınmazı bu madde kapsamında kabul ederek hüküm kurması da mümkün değildir. Buna göre; orman niteliğini yitirmiş olduğu, halen üzerinde meşe toplulukları bulunan, amenajman planlarında orman toprağı sayılıp ağaçlandırılmış taşınmazda, özel mülk iddiasıyla açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/2772 K: 1996/12056 T: 18.10.1996

Temmuz 6, 2023 Suat Şimşek 0

Dava¸ hem genel arazi kadastro tespitine ve hem de orman kadastro komisyonu tarafından gerçekleştirilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz davası olduğu takdirde, uyuşmazlığın çözümü için; öncelikle çekişmeli yerin evvelce yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kalıp kalmadığının, 683l sayılı orman kanununun 2/B maddesinde yazılı nitelikleri taşıyan ve orman kadastro komisyonu tarafından orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olup, olmadığının belirlenmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/9684 K: 2005/9953 T: 27.9.2005

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasıdır. Davalı idare tarafından el atılarak yol haline getirilen bölümler kamuya tahsis edilebilecek yol niteliğinde olmayıp özel yol olarak kullanıldığından davacılar üzerinde bu bölümlere ilişkin tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tescil edilmesi gerekirken, yol olarak tapudan terkinine karar verilmesi, isabetsizdir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/98 K: 1992/603 T: 17.2.1992

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan bu gibi taşınmazların çevresinde turistik tesislerin, kooperatif evlerinin ve diğer sosyal ve ekonomik faaliyetlere konu tesislerin bulunması onun arsa niteliğini kazanmasına yeterli olmayıp, bu gibi yerlerin ayrıca imar planı ile iskan sahası olarak ayrılan yerlerden bulunması ya da konut, turistik, sınai tesis yapılmak amacıyla parsellenen ve tapuya bu yolda şerh verilen arazi parçalarından bulunması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/9709 K: 2006/833 T: 13.2.2006

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Dava, kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili talebine ilişkindir. Bu nevi davalarda tescile karar verilebilmesi için kamulaştırma evrakının taşınmaz sahiplerine usulüne uygun tebliğ edilmiş ve bu tebliğ üzerine idari ve adli yargıya başvurulmamış veya bu konuda açılan davaların kesin olarak sonuçlanmasına rağmen ferağ verilmemiş olması gerekir. Usule uygun tebligat yapılıp yapılmadığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2000/19690 K: 2001/654 T: 22.1.2001

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

1- Davaya konu taşınmazdan tahliye kanalı geçirilmek üzere kısmi olarak kamulaştırılmıştır. Arta kalan kesimde ise değer artışı olacağından toplam kamulaştırma bedelinin yarısını geçmemek üzere indirileceğinden bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan hüküm kurulması; 2- Dava konusu taşınmaz üzerinde kamulaştırılmadan önce T: E: K, lehine irtifak hakkı mevcuttur. Bu nedenle taşınmazın değerine etkisi konusunda da bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı ve toplam kamulaştırma bedelindenin indirilmesinin düşünülmemesi de; Doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/19126 K: 2002/22601 T: 17.12.2002

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırılan taşınmazın iadesine karar verilebilmesi için, kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmamış olması ve taşınmazın olduğu gibi bırakılması gerekir. Aynı kamulaştırma kararı ile aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığında bu taşınmazların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıda açıklanan süre, bedeli en son kesinleşen taşınmaza göre belirlenir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/4868 K: 2006/7597 T: 20.6.2006

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili talebine ilişkin davada, münavebe ürünü olarak alınan buğday, nohut ve korunganın üretim masraflarının İl Tarım Müdürlüğünden gelen resmi verilerdeki miktarların altında alınmak suretiyle fazla bedel tespiti doğru olmamıştır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/2524 K: 2004/3027 T: 17.3.2004

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Somut olayda; iptali istenen imar parsellerinin oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararların İdari Yargı yerinde iptal edilerek ortadan kalktığı açıktır. Bu durumda çekişmeli taşınmazlar bakımından yapılan her iki imar düzenlemesinin geçersizliği nedeniyle imar öncesi kadastral hak durumu geri döner ve dava konusu imar parsellerinin Belediye Meclis Kararı olmaksızın davalı Kooperatife temlikine değer verilemez. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/488 K: 2004/1294 T: 18.2.2004

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Davaya konu edilen tapu kaydını oluşturan işlemin kesinleşen idari yargı kararıyla ortadan kaldırılması halinde, tapu kaydı kendiliğinden hükümsüz hale gelmez. Kesinleşen bu idari karar, ilgilisine kadastral sicilin ihyası (kadastral duruma dönülmesi) için talep ve dava hakkı verir. Bu durumda hukuki dayanağı kalmayan ve bu sebeple yolsuz tescil niteliğini taşıyan imar parsellerinin tapudaki kaydının iptali ile imar öncesi kadastral parsele dönüştürülmesine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/6416 K: 2005/6773 T: 06.06.2005

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Davacılar kayden paydaşı oldukları taşınmaza komşu parseldeki davalılara ait imar mevzuatına aykırı binanın tecavuzlü olduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve yıkım istemişlerdir. Çekişmeli yapının tecavuzlü bölümünün kaim bedelinin belirlenmesi, bu bedelin ya da tecavuzlü bölümün yıkımı halinde binanın kullanılmaz duruma geleceği saptandığı takdirde, yapının tamamının bedelinin mahkeme veznesine davacı tarafından depo ettirilmesi ve ondan sonra el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken yazıl olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/5762 K: 2005/6144 T: 16.05.2005

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2004/8843 K: 2005/2909 T: 28.3.2005

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Arsa niteliğindeki taşınmazlarda değerlendirmenin kamulaştırılan taşınmaza mümkün olduğunca çok yönden benzeyen bir taşınmaz malın satış işlemi emsal alınmak suretiyle yapılması gerekirken, birden fazla taşınmaz mal satışının aritmetik ortalamasından hareketle değerlendirme yapılması, emsal alınan taşınmazın m2 satış fiyatının değerlendirme tarihine taşınması (güncelleme) işleminin Devlet İstatistik Enstitüsü aylık toptan eşya fiyat endeksleri kullanılarak yapılması gerekirken yıllık enflasyon rakamlarıyla hesaplama yapılması isabetsizdir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/12721 K: 2005/12801 T: 29.11.2005

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Dava, kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tesbiti ile davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Davada sıfatı bulunmayan Osman Altın hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi ile ölü tapu maliki Sabit Mehiç mirasçısı Asiye Altın’ın davalı sıfatıyla davaya dahil edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile taraf tesbiti tamamlanmadan hüküm kurulması, isabetsizdir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/6108 K: 2005/6008 T: 23.5.2005

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Davacı taraf yeni maddi vakıalara dayanarak taşınmaza kesinleşen karardan sonra el atıldığını iddia etmediği gibi, ispat da etmemiştir. Nitekim dava dilekçesinde eski maddi vakıalara dayandığı gibi mahallinde yapılan keşifte dinlenen taraf tanıklarının beyanları mahkemece zapta geçirilen gözleme göre de taşınmazlara idarenin böyle bir el atması da söz konusu değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/13187 K: 2005/436 T: 27.1.2005

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Bu nedenle taraflara özel amacı olmayan emsal satışları bildirmeleri için mehil verilmesi ve ayrıca aynı özellikleri taşıyan emsal kayıtları Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmesi ve teşkil olunacak ikisi teknik birisi mülk sahibi bilirkişiler marifetiyle dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile tek bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2008/2875 K: 2008/5725 T: 29.4.2008

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Taşınmazına kamulaştırmasız el atılan şahsın taşınmaz bedelini talep etme hakkı olduğu gibi, el atmanın önlenmesini isteme hakkı da mevcuttur. Davacının bu seçimlik haklardan tercihinin aksini kullanması için zorlanması mümkün değildir. İdarenin ise kamulaştırmasız el attığı taşınmazı kamu hizmetine tahsis için her aşamada kamulaştırma olanağı da vardır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2002/1112 K: 2002/1417 T: 11.2.2002

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

1 – Kamulaştırılan taşınmazın ve emsal taşınmazın imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadığının ilgili yerlerden sorularak alınacak yazı cevaplarına göre, kamulaştırılan taşınmazın kadastro, emsal taşınmazın imar parseli olduğu anlaşıldığı takdirde, kamulaştırılan taşınmazın emsalle karşılaştırması sonucu bulunan değerinden, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği düşünülmeden hüküm kurulması hatalıdır. 2 – Birden çok bilirkişi incelemesi yapılan hallerde, raporlar arasında ortalama değeri ifade eden rapora göre hüküm kurulur. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2007/10973 K: 2007/13778 T: 26.11.2007

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yolla değeri tespit edilen ve bu değere göre kamulaştırma bedelinin artırılmasına karar verilen taşınmazın, kamulaştırma işleminin idari yönden kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, hükmedilen bedelin el atma tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi, davanın niteliğine göre tescile karar verilemeyeceği halde, tescile hükmedilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2007/4020 K: 2007/6016 T: 10.5.2007

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Dava, Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırılan taşınmaz ve üzerinde bulunan bine bedelinin tahsili ve taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Yürütmenin durdurulması kararı verildiğinden, mahkemece Kamulaştırma Kanununun 14/son maddesi gereğince idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1998/6840 K: 1998/7984 T:20.10.1998

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

431 sayılı Yasa gereğince, hazineye intikal eden davaya konu parselin, zilyetliğe dayalı olarak oluşturulan tesbit tapu kaydı, davalıya mülkiyet hakkı bahşetmez. Ancak davadan önce davalı, taşınmazı 3. kişiye satmış olduğu için davacı hazine, satım tarihindeki raiç değerini davalıdan isteyebilir. Davalının, iyi veya kötü niyetli olması, davacı hazinenin talep hakkına etkili değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/5147 K: 1993/7162 T: 27.5.1993

Temmuz 5, 2023 Suat Şimşek 0

Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca ana taşınmazın mimari projesine aykırı olarak inşaat ve bağımsız bölüm yapmak kat maliklerinin oybirliğini gerektirmekte ise de, 2981 sayılı Kanun’un 16.maddesine göre irtifak hakkı kurulmuş binalarda bağımsız bölüm kazanılmış ise, yasal koşulların gerçekleşmesi halinde bu yasal bölümlere arsa payı verilerek tescil mümkündür. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/10893 K: 1997/14963- T: 13.10.1997

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Kısmî kamulaştırma yapılan taşınmazda, kamulaştırma dışında kalan kısımdaki değer değişikliğinin tespitinde, kamulaştırmadan artan kesimin tümü göz önüne alınmalıdır. Taşınmaz üzerinde, daha önceden irtifak hakkı kurulmuşsa, bu irtifakın taşınmazda meydana getirdiği değer düşüklüğü oranının, değerlendirme tarihindeki karşılığının, kamulaştırma bedelinden indirilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/8723 K: 1997/12282 T: 15.9.1997

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Emsal taşınmazın, kamulaştırılan taşınmaz malla aynı konumda, aynı yerde ve nitelikte olması gerekmez. Ayrı özellik ve nitelikleri taşıyan ve başka yerlerde bulunan emsal kayıtlar incelenerek, aradaki farklılık ve değişiklikler tespit edilerek de, kıymet takdiri mümkündür. Bilirkişi ile kıymet takdir komisyonu raporları arasında, biçilen değer açısından önemli oransızlık olduğu takdirde, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/9045 K: 1997/10620- T: 26.6.1997

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Yasaya uygun olarak hazırlanan her iki bilirkişi raporunda yer alan bir çelişki sonucu, mahkemece üçüncü keşif yapılmasına karar verildiği takdirde davacı taraf kesin mehil süresi içinde keşif için gerekli giderleri yatırmazsa, bu durum keşiften kaçındığı anlamını taşır ve aleyhinde olan az değer biçen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulur. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/6433 K: 1996/7386 T: 17.9.1996

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Somut emsal alınan taşınmazın imar düzenlemesi sonucu meydana gelmiş olmasına karşılık, dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde karşılaştırma sonucu bulunacak değerinden veya yüzölçümünden İmar Kanunu’nun 18/2 maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması karşılaştırılan taşınmazların eş niteliklere sahip olmalarının sağlanmasına yöneliktir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/9531 K: 1996/10866 T: 5.12.1996

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında olduğu anlaşılan taşınmazın, konut yapılmak üzere parsellenip tapuya bu yolda şerh verildiği ya da Bayındırlık ve İskân Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen alanda iskân sahası olarak ayrıldığı hususları araştırılıp, buna göre arsa niteliğinde olup olmadığı belirlenmelidir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/13828 K: 1996/14754 T: 22.10.1996

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Yol fazlası taşınmazın bedeli karşılığı davacıya devri ve fazla alınan bedelin iadesi davasında, belediye encümeninin Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre kıymet takdir komisyonunca biçilen değeri değiştirme yetkisi bulunmadığından ve davalı idare tarafından da bedele itiraz davası açılmadığından, kıymet takdir komisyonunca biçilen değerden fazlasının geri verilmesi gerekirken, gereksiz bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bu raporda belirlenen değer fazlasının iadesine karar verilmesi değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1989-716-620 K: 1990/6 T: 17.1.1990

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

298l sayılı Yasanın 10. maddesine 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen (b) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasasının ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tespit tutanağına süresi içerisinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına esas alınan bir idari kararda bulunmadığından davaya bakmak görevi Kadastro Mahkemesine aittir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1986/8-386 K: 1987/486 T: 5.6.1987

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Gerçek orman niteliği taşıyan bir yerin dağıtımı geçersizdir. Bu yer için çıkarılan tapu kaydı taşınmazın orman niteliğini değiştirmez. Çekişmeli yer tapusuz sayılacağından, orman sınırı dışına çıkarılması halindE: kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile edinilebilmesi (iktisabı) için gerekli zilyetlik süresinin başlangıç tarihi, orman dışına çıkarılma günüdür. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1980/3-1715 K: 1981/645 T: 2 30.9.1981

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Kamu malları (hizmet malları, orta malları, sahipsiz mallar) özel mülkiyete konu olamaz, kural olarak tapuya tescil edilemez. Özel mülkiyetten ayrı bir hukuksal yapıya sahip bulunan bir kısım kamu malları üzerinde belediyelerle köylerin, kamu hukuku kurallardan kaynaklanan ve bunların idare, denetim ve korunmaları amacına yönelik olan bazı hak ve yetkileri vardır. Bu amaçla, bu mallara yönelecek tecavüzleri men ettirebilirler; gerektiğinde genel mahkemelerde dava açabilirler. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/5666 K: 1997/2656 T: 8.4.1997

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Çekişmeli taşınmazın doğusunda olup krokisinde oluk olarak gösterilen yer ile çevresinin harman yeri olduğu bilirkişi ve tanıklarca ifade edilmiştir. Doğu sınırında eylemli olarak harman yeri bulunduğuna göre, çekişme konusu taşınmazın doğudaki harman yerinin devamı olduğu kabul edilir. Kayıt miktarı kadar yer davacı ile dava dışı kişiler adına tespit edildiğine, göre çekişmeli taşınmaz kayıt miktar fazlası harman yeridir. Süresi neye ulaşırsa ulaşsın bu gibi yerlerin zilyetlikle kazanılma olanağı yoktur. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/l1198 K: 1996/5710 T: 6.6.1996

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Suları kendiliğinden kuruyan, çekilen, yatak değiştiren akarsular doğal nitelikleri sonucu kazandıkları kamu malı niteliğini kaybedeceklerinden, bu fiili değişiklikler sonucunda kamu malı nitelikleri de son bularak medeni hukukla düzenlenmiş özel mülkiyete konu olabilirler. Mahkemece taşınmazın hali hazır durumu ve öncesi itibariyle dere yatağı olup olmadığı hususunda jeoloji bilirkişisi aracılığıyla inceleme yaptırılıp sonuca göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4823 K: 1994/6756 T: 12.5.1994

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Yasalarımıza göre mezarlıklar, kamu malı niteliğinde olup, ölülerin gömülmesi için belirlenen yerler dışında başka yerlerin mezarlık olarak kullanılması yasaklanmıştır. Bir şahsın, derneğin veya camiin mezarlığı olamayacağı gibi, köylerdeki mezarlıklar da, köy tüzel kişiliğine aittir. Bu nedenle, köyde bulunan nizalı taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil eden yerlerden olduğu ve davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleştiği saptansa dahi, aile mezarlığı ihdasına ve kamu malı niteliğindeki böyle bir taşınmazın gerçek kişi adına tesciline karar verilemez. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4109 K: 1993/10041 T: 12.10.1993

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Kadastro Kanunu uyarınca; yol, meydan ve köprü gibi orta malları yalnızca haritada gösterilmekle yetinilir. Bunlar için tesbit yapılmaz ve tutanak düzenlenmez. Bu itibarla, orta malları için düzenlenen tutanağın tarihi, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınamayacağı gibi zilyetliğin kesilmesine de neden olmaz. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1996/5453 K: 1996/6976 T: 17.6.1996

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Kiralananın son mirasçı olarak Hazine adına tescili ve Hazine temsilcisinin miras bırakanla yapılan kira sözleşmesinin sona erdiği ve 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi gereği tahliye edilmesi gerektiği hususunun kiracıya ihtarla bildirildiği durumunda, kiracının tahliye etmemesi halinde tahliyeyi sağlamak için açılan dava, tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi niteliğindedir. Bu davanın 6570 sayılı Yasa ile ilgisi yoktur. Hal böyle olunca, taşınmazın değerinin tesbiti ile öncelikle mahkemenin görevinin buna göre saptanması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1995/15221 K: 1996/1281 T: 30.1.1996

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Dava konusu sulara ilişkin uyuşmazlığın giderilmesi için; uzman bilirkişiler aracılığı ile uygun bir dönemde keşif yapılarak, genel su ilkelerine göre, çıkış yerleri saptanıp debileri ölçülmek, kadim yada öncelikli yararlanma haklarının hangi tarafa ait olduğu gözetilip, bu sulara olan ihtiyaçları usulünce tesbit edilmek suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1995/1454 K: 1995/1870 T: 16.2.1995

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Tapulu taşınmazda kaynayan suyun; taşınmazın sınırları içinde kalmayacak kadar büyük olduğu veya yeryüzüne çıkar çıkmaz dere haline geldiği veyahut özel mülkiyete bağlı kalmasının kamu için zararlı olacağının, toprak-su ilişkisinden anlayan jeoloji mühendislerinin de içlerinde bulunduğu bilirkişi heyetince belirlenmesi halinde; bu su, genel su sayılır. Davacı, arazisinde kaynayan genel sudan, ihtiyacı oranında kullanma hakkına sahiptir. Özel suyu, başkaları; irtifak hakkı tesis ettirmeden kullanamazlar. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu E: 1973/3 K: 1973/12 T: 16.06.1973

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

6785 sayılı İmar Kanununun 19 ve 20 nci maddelerinin belediyelerce uygulanmasında birden fazla sahibi bulunan inşaatlarda tesbit zabtı ile durdurma emrinin mal sahiplerinden yalnız birine veya bir kısmına tebliğ edilip diğerlerine tebliğ edilmediği hallerde, kendisine tesbit zabtı ve durdurma emri tebliğ edilen sahibin verilen para cezasından gayrimenkuldaki hissesi nisbetinde sorumlu olacağı Hk. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu E: 2002/2 K: 2002/5

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun koruma amaçlı imar planıyla ilgili olarak verdiği 4974 sayılı karar ile 5042 sayılı kararın iptali istemiyle açılan davalarda, Zonguldak İdare Mahkemesince, dava konusu işlemlerde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda verilen iki kararın temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay 6. Dairesisince verilen kararlar arasındaki aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesine yer olmadığı Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 1984/71 K: 1984/67 T: 15/06/1984

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Belediye encümenlerince verilen para cezası kararlarının kesin ve yürütülmesi gerekli idari işlemler olduğu ve cezanın durmasının ancak idari kararın usulüne uygun şekilde geri alınması ya da yargı yerince iptal edilmesi veya yürütmenin durdurulması kararı verilmesi ile mümkün olacağı, işlem hakkında yanlızca idari yargıda dava açılarak yürütmenin durdurulmasının istenmiş olmasının, kararın uygulanmasını durduramayacağı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 1990/766 K: 1990/189 T: 28/12/1990

Temmuz 4, 2023 Suat Şimşek 0

Taşınmaz üzerinde bulunan gecekondular, “yapı topluluğu” niteliği taşımıyorsa ve üzerinde imar planı ve mevzuat hükümlerine aykırı yapılanmalar bulunan ve bu nedenle de uygulanma kaabiliyetini kaybetmiş olan bir imar planı söz konusu değilse, idarenin ıslah imar planı yapmaya mecbur edilemeyeceği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 1992/502 K: 1993/376

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Bir alanın koruma kurulunca sit olarak ilanının, bu alandaki imar planı uygulamasını durduracağı ve artık koruma amaçlı planların hazırlanarak uygulamaya konulacağı; sit olarak ilan tarihinden itibaren uygulama olanağı kalmayan 1/1000 ölçekli imar planı hakkında açılan davada ancak karar verilmesine yer olmadığı yolunda bir karar verilmesi gerektiği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 1993/761 K: 1994/603 T: 27/10/1994

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Uyuşmazlığa konu olan taşınmazın iki belediye arasında ihtilaflı olan sınır bölgesinde yer alması nedeniyle, uyuşmazlıkta her iki belediye arasındaki sınır ihtilafının çözümlenmesinden ve yetkili ve görevli belediyenin tesbit edilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken bu konu çözümlenmeden yetkisiz belediyece verildiği gerekçesiyle yıkım kararının iptal edilmesinde hukuka uyarlılık bulunmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 1993/721 K: 1994/618 T: 04/11/1994

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Bilirkişi raporunda, dava konusu imar planı değişikliğinde şehircilik ve planlama ilkelerine uyarlık bulunmadığı belirtilmişse de, davacıya ait parselin dava konusu imar planı değişikli ile yola ayrılan kısmının çorum caddesini daraltması nedeniyle anılan caddedeki trafik akışı nı ve imaret sokağından gelen trafiğin çorum caddesine dönüşünü engellediği anlaşıldığından, çorum caddesinin imar hattını düzelten dava konusu imar planı değişikliğinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 1994/331 K: 1995/715

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Tapu tahsis belgesi verilen gecekondunun, tahsis belgesinin verildiği tarihte geçerli bulunan imar planında, kamu kullanımına ayrılmış yerde olması halinde; tapu tahsis belgesinin geri alınabileceği, bu gibi yerlerdeki gecekonduların 298l sayılı Yasa hükümlerinden yararlanamayacakları hk. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 1997/301 K: 1999/681

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Köyünde bulunan taşınmazlara ilişkin olarak düzenlenen inşaat ruhsatlarının, söz konusu taşınmazlar yönünden imar plânı değişikliği yapılması yolundaki isteminin reddine ilişkin belediye meclis kararım tadilen onayan büyükşehir belediye başkanlığı işleinin ve bu işlemin dayanağım oluşturan Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında 3030 sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili Yönetmeliğin 42. maddesinin 3030 sayılı yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesinin hukuka uygun olduğu. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 2000/573 K: 2000/966 T: 29/09/2000

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Genel düzenleyici nitelikte olan ve parselasyon işleminin dayanağını oluşturan imar planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon işlemi nedeniyle uyuşmazlık yaratıldığı; ancak davanın parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi geçirildikten sonra açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin bu aşamada incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddi yolundaki daire kararının uygun bulunduğu. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay İDDK E: 1999/240 K: 2000/1165

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Düzenleyici işlemin iptalini isteyen tarafın aynı istemle açılmış olan başka bir dava sonucu verilen iptal kararının gerekçelerini öğrenme hakkı olduğu açık olup bunu sağlamak için aynı düzenleyici işleme karşı açılan davalardan birinde verilen iptal kararının gerekçesinin, karar verilmesine yer olmadığı karan ile diğerlerinde de yer almasının uygun görüldüğü. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2008/8349 K: 2010/6342

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla; dava konusu imar uygulaması ile, hisseli olan tescilli yapı parselinden müstakil parsel oluşturulması, mevcut imar planında yol olarak görülen yerde imar parseli oluşturularak imar planına aykırı uygulamaya gidilmiş olması ve düzenleme sınırının yol ekseninden geçirilmiş olması nedenleri ile 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasının uygun olmadığına karar verildiği ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca, kamu kurumu ve kuruluşları ile belediyelerin koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorunda oldukları hakkında. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/7442 K: 2011/879 T: 18.4.2011

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Nazım imar planı örneğinde en az 12 metrelik yolların gösterildiği, 10 metrelik yolların ise gösterilmediğinin görüldüğü, dolayısıyla bu büyüklükteki yolların uygulama imar planı üzerinden incelenmesinin zorunluluk arz ettiği, bu anlamda uygulama imar planının nazım imar planına uygun olmadığı kabul edilmelidir. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/5621 K: 2011/1308 T: 13.5.2011

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Davacı tarafından plan değişikliğine karşı askı süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle, son ilan tarihinden itibaren 60 günlük yasal süre içerisinde cevap verilmemesi halinde itirazın zımnen reddedildiği kabul edilerek takip eden 60 gün içerisinde dava açılması gerektiği, bu süre geçirildikten sonra itirazın reddine ilişkin belediye meclisi kararının tebliği üzerine açılan davada süreaşımı bulunduğu görüldüğünden, işin esası hakkında verilen kararda hukuki isabet bulunmamıştır. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1986/300 K: 1986/56 T: 21/05/1986

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

2492 sayılı kamulaştırma kanunu uyarınca idarenin kamulaştırma işleminden tek taraflı olarak vazgeçebilmesi, kamulaştırma kararı vermeye ve onaylamaya yetkili merciin kararı ile mümkün olabileceğinden, dosyada mevcut olmayan bu durumun temyiz dilekçesinden anlaşılmış olması nedeniyle mahkeme kararında isabet bulunmadığı Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1989/79 K: 1990/151 T: 26/02/1990

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırılan taşınmazın boşaltılması halinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 16.17 ve 20. maddeleri uyarınca işlem yapılması gerekli bulunduğundan, idarenin bu yola başvurmadan önce taşınmazın boşaltılmasını istemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı nedeniyle mahkemece işlemin; idarece taşınmazın boşaltılması amacıyla 2942 sayılı Yasanın 20. maddesi uyarınca idare memurluğuna başvurulması gerektiği gerekçesiyle iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1984/892 K: 1985/153 T: 29/01/1985

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Bakanlar kurulu kararı ile suların taşmasıyla su altında kalan veya su baskınlarına uğrayabilecek saha olarak saptanan yerin dsi’nin görüşü alınmaksızın imar planında kültür, eğlence ve fuar sahası olarak belirlenmesinin yerinde olmadığı nedeniyle mahkemece imar planına yönelik davanın ehliyet yönünden reddinde isabet bulunmamakta ise de plan iptaline yönelik davanın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, uygulanması mümkün bulunmayan plana dayanılarak gerçekleştirilemiyecek bir proje için yapılan kamulaştırma işleminin mahkemece iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak kamulaştırma işleminin dava açan paydaşlar yönünden iptali gerektiği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3692 K: 1999/4794 T: 13/10/1999

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Uyuşmazlık konusu taşınmazın trafo yeri olarak kamulaştırılmasına ilişkin işlemlere başlanılması ve tapu kayıtlarında bu yönde şerh bulunması karşısında, kamulaştırılan yerin tapuda davacı idare adına kayıtlı bulunmadığı gerekçesiyle kamulaştırma işleminin varlığı gözetilmeksizin sadece tapuda malik görünen kişilerin dikkate alınması suretiyle parselasyon yapılmasında mevzuata uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1993/2645 K: 1993/4018 T: 11/10/1993

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla davacılara ait taşınmazın şehir parkı olarak düzenlenmesini öngören nazım imar planında şehircilik ilkelerine aykırılık bulunmadığı belirtildiğinden mahkemece bilirkişi raporunda uygulama planının henüz hazırlanmadığı ve bu yerde rant getirici tesislerin yapılmasının sakıncalı olacağının açıklanmış olması gözönünde bulundurularak imar planı ile kamulaştırma işleminin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1997/33 K: 1997/5408 T: 27/11/1997

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Kamulaştırma bedelinin, taşınmazın kamulaştırmayı yapan idare adına tapuda tescili yolunda ferağ verilmesi koşulu dışında kesintisiz ve sınırlamasız olarak bankaya yatırılmış olması ilgilinin bu bedeli her zaman için alabilmesini sağlamak amacına yönelik olduğundan idarenin bedeli bloke etmesinin bu amacı ortadan kaldırdığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 9. Dairesi E: 1990/1160 K: 1991/3088 T: 22/10/1991

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 39. maddesi gereğince kamulaştırılan taşınmazın emlak vergi değeri ile kamulaştırma bedeli arasındaki fark üzerinden salınması gereken emlak vergilerinin 3194 sayılı İmar Kanununun 13.maddesinde öngörülen hükme göre, kamulaştırma konusu taşınmazın imar programına alındığı tarihten sonrasına isabet eden kısmının kamulaştırmayı yapan idarece ödenmesi gerektiği. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2006/3863 K: 2008/3509 T: 28/05/2008

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Birinci derece doğal sit alanı ve 100 metrelik sahil şeridinde kalan, ancak eski eser tescil kaydı bulunmadığı açık olan temel aşamasındaki yapıların yeniden inşası mümkün olmadığından mevcut bağ evi dışında kalan iki ayrı bina için yapı ruhsatı verilemeyeceği yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2008/353 K: 2008/2371

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

2942 sayılı kanun uyarınca davacıların adreslerinin tesbit edilerek, öncelikle satın alma usulünün işletilmesi gerekirken, davacıların adli yargıda açılan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve taşınmazın idare adına tescili davasında kamulaştırma işlemine dahil edilmelerinde, hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2004/2747 K: 2005/5769 T: 23/11/2005

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Uyuşmazlık konusu parsel aynı yöndeki diğer bir benzin istasyonuna 2 km.den daha yakın mesafede olmakla birlikte aynı istikamette iki akaryakıt satış istasyonu arasındaki mesafeyi düzenleyen tebliğin 2. maddesi uyarınca 19.6.1996 tarihinden önce akaryakıt satış istasyonu yapımına ilişkin bir ruhsat başvurusu bulunmadığı için müktesep haktan bahsedilemeyeceğinden verilen inşaat ruhsatında mevzuata uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/1715 K: 2003/4409 T: 22/09/2003

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Davacının yapısına enkaz bedeli yerine bina bedeli ödenmesi gerektiği iddiası dikkate alındığında, bulunduğu yerde korunamayan gecekonduya enkaz bedeli ödenerek kamulaştırılması yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün, enkaz bedeli ödenmesinin bir idari işlem olan belediye encümeni kararına ve yapıya bina ya da enkaz bedeli mi ödeneceği konusuna dayandığından idari yargının görev alanına girdiği. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/7516 K: 1994/10267 T: 22.9.1994

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

3194 sayılı Kanun uyarınca imar planı kapsamında kalan yerlerde kadastral yollar, meydanlar ve meralar imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek onaylanmış imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar. İmar uygulamaları sırasında mera niteliği yetkili mercilerce değiştirilmeyen taşınmazın, belediye tarafından parsellenerek özel mülkiyet şeklinde satılıp devredilmiş olması hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/8398 K: 1995/9871 T: 10.10.1995

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

2981 sayılı Kanun’un 16. maddesi gereği kazanılmış bağımsız bölümlere arsa payı verilmek suretiyle tescilin istenebilmesi için inşaatların, Kanun’un yürürlüğe giriş tarihi olan 22.5.1986’dan önce tamamlanmış olması ve başvurunun da yasal süreler içinde yapılması gerekir. Ayrıca, bu tür davalarda tüm bağımsız bölüm maliklerinin davaya dahil edilmeleri gereklidir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/16163 K: 1995/16952 T: 20.12.1995

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Mütemmim cüz’ün mülkiyeti ve tasarruf hakkı kural olarak, üzerinde bulunduğu arza bağlı ise de, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü şahsa ait bir taşınmaz üzerine mütemmim cüz niteliğinde yapı inşa etmiş ve imar uygulaması sonucu yaptığı inşaat bir başkasına ait imar parseli içinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. Bu durumda inşaat sahibinin hakkı, imar parseli malikine karşı korunur. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 1994/523 K: 1994/3436 T: 10.10.1994

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Hazine mülkiyetinde bulunan taşınmazın, hak sahipliğinin belirlenmesi durumunda 2981 sayılı Kanun uyarınca gecekondu sahiplerine tapu tahsis belgesi verilmesine ilişkin işlemler Hazine tarafından yapılır. Tapu tahsis belgesi verilmesine ilişkin işlemlerin yapılabilmesi amacıyla, Hazine mülkiyetindeki taşınmazın Özel İdare Müdürlüğü adına resen tescil ve tescili müteakip yapılan işlemler mevzuata aykırıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2006/576 K: 2006/1231 T: 27.2.2006

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

1062 sayılı “Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Karşı Mukabele-İ Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkındaki Kanun”un koyduğu misilleme kuralına uygun olarak çıkarılan kararnamelerle 1939 tarihinden itibaren bir suriyeli’nin türkiye’de gayrimenkul iktisabı mümkün olmadığı gibi, bu tarihten sonra bir suriyeli’ye ait taşınmazın da bir türk’e devri mümkün değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/6651 K: 2005/7232 T: 27.10.2005

Temmuz 3, 2023 Suat Şimşek 0

Tapulu bir taşınmazın veya bir bölümünün tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi için yasada belirtilen koşulların oluştuğunun kanıtlanması gerekir; mahkemece, davacıların dayandıkları delillerin tümü toplanmadığı için kazanmanın gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılmamaktadır; lübnan uyruklu bir kişinin Türkiye’deki taşınmazının edinilip edinilmeyeceğinin öncelikle gözönünde tutulması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/15721 K: 1997/600 T: 22.1.1997

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Davalının imardan önce paydaş bulunduğu kadastro parseli üzerine yaptığı binası, imar ıslah uygulaması sonucunda davacıya ait imar parseline tecavüzlü hale geldiği takdirde, kendi arzu ve idaresi dışında idari kararla oluşan bu durum karşısında, davalı kusurlu sayılamayacağından; tespit edilecek bina bedelinin mahkeme veznesine depo ettirilmesi ve bina bedelinin davalıya ödenmesi karşılığında el atmanın önlenmesi ve yıkıma ilişkin karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1989/13999 K: 1989/15149 T: 18.12.1989

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 1

Mera sınırı; niteliğinden ötürü, genişletilmeye elverişli ve değişebilir sınırlardandır.Kural olarak, kayda göre edinmenin korunması ve kayda üstünlük tanınması asıldır. Ancak; davacı davalılara önceden yapılmış ve tapulamanın o bölgede başladığı tarihe kadar bozulmamış olan tapu dışı satış ve buna bağlı zilyetlik olgusunu ortadan kaldırmak için kötü niyetle edinmede bulunmuş ise, kayda dayalı edinme MK: nun 931. Maddesi hükmünce korunamaz. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1985/7234 K: 1985/10247 T: 1.10.1985

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Nitelikleri yönünden kamunun yararlandığı ve tescile bağlı olmayan deniz, akarsu, kumluk, kayalık, bataklık gibi yerler üzerinde imar ve ihya yoluyla özel mülkiyet kurulamaz. Bu tür yerlerin yanlışlıkla tapuya tescili kayıt sahiplerine mülkiyet hakkı vermez ve tapu kaydına dayanarak mal edinenler de MK: nun 931. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamaz. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/4026 K: 2003/7766 T: 4.11.2003

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Mera, yaylak ve kışlakların kullanım hakkının kiralama esas ve usulleri mera yönetmeliğinde; ayrıntılı şekilde açıklanmıştır; davalı çekişmeli taşınmazı mera yönetmeliğinin 7.maddesinde açıklanan esas ve usullere göre kiralamamış ve mera değil tarla olarak kullandığından; yazılı gerekçe ile el atmanın önlenmesi davasının reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1994/987 K: 1994/1898 T: 24.2.1994

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Hakemde, hazine ve belediye arasındaki ihtilafın konusu olan taşınmazın kime ait olduğuna karar verilir; bu karar kesinleştikten sonra tapuda ona uygun ihdasi karar verme işi mahkemeye aittir; bu nedenle hazine, taşınmazın öncesinin mera olduğuna dair tespit kararını mahallin en yüksek dereceli hukuk hakiminden aldıktan sonra, bu hakem kararına dayanarak dava açmalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/7724 K: 2005/1781 T: 8.3.2005

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Dava konusu taşınmazın mera olduğu ileri sürülerek, davalı köy tüzel kişiliği tarafından davacının yararlanmasına karşı koyulduğu iddia edilen davada; uyuşmazlığın meraya ilişkin olduğu göz önüne alınarak, yerel bilirkişi ve tanıkların komşu köyler halkı arasından seçilip dinlenilmesi, bu nedenle taraflara tanık göstermek üzere imkan tanınması, mera tahsisinin olup olmadığının araştırılması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/1786 K: 2005/2158 T: 21.3.2005

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Taşınmazın, miras bırakanlar ve davacı tarafından sınırlandırma tarihinden geriye doğru 50 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak kullanıldığı yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından belirtilmesi, kadim veya tahsisli mera olmadığının bildirilmesi, tarım arazisi niteliğini taşıdığının uzman bilirkişi raporunda açıklanmış bulunması, davacının aynı yer hakkında açmış olduğu dava sonunda davalı köyün el atmasının önlenmesine karar verilmiş olması karşısında davacının tescil isteğinin kabulü gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3220 K: 1996/3633 T: 3.7.1996

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Vakfa ait arsa üzerine gecekondu yapan davalıya, 2981 sayılı Kanun uyarınca tapu tahsis belgesi verilmiş ve tapunun beyanlar hanesine davalının arsa bedelinden dolayı borçlandırıldığı yazılmıştır. Bu nedenle kadastro sırasında sözkonusu borç tutanağının rehinler hanesine aynen aktarılarak davalı adına tespit edilmesinde bir usulsüzlük yoktur. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/396 K: 2005/1286 T: 21.2.2005

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğine göre; taksime konu yapılan ve vergi kayıt miktarı kapsamında kalan parseller ile bunların hizasında yer alan ve miktar fazlası olarak mera niteliğiyle sınırlandırılan parseller bir bütün olarak gözetildiğinde davacının dava dilekçesinde istediği ¼ payın; bunlardan bir parselin tamamı olduğu dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile belirlendiğinden karar yerindedir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/2664 K: 2004/5368 T: 6.7.2004

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Tescil konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır; böyle bir yerin 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 17. maddesinde yazılı koşullar altında ihya edilmesi ve ihya olgusunun tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıldan fazla süreyle tasarruf edilmiş olması kazanmayı sağlar; ancak imar ihyanın kazanmayı sağlaması için taşınmazın kamunun yararlanmasına terk ve tahsis edilen yerlerden de olmaması gerekir; komşu parsellere ait belgelere göre dava konusu taşınmazın mera olduğunu kabul etmek gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4721 K: 2004/5411 T: 7.7.2004

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Taşınmazın kamu emlakine dönüştüğü gözetilmeden mülkiyetin tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, davacı adına tescile karar verilmiş olması ve davacının müdahalenin önlenmesi konusunda bir isteği bulunmadığı halde, istek dışına çıkılarak hazinenin bu yerdeki müdahalesinin men’ine şeklinde hüküm kurulmuş olması da humk: nun 74. maddesine aykırıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4959 K: 2004/5501 T: 9.7.2004

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Uyuşmazlık konusu taşınmaz tespit dışı bırakılan yerlerden olup, öncelikle tmk’nun 713/3. fıkrası uyarınca ilgili kamu tüzel kişisi durumunda bulunan belediye’ye davanın yöneltilmesi, taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamaya katıldıkları takdirde davaya karşı delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması gerekir; kamu düzeni ilkesi göz önünde tutularak çifte tapunun önlenmesi açısından taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı tapu sicil müdürlüğü’nden sorulmalıdır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8307 K: 1996/9756 T: 7.11.1996

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan taşınmazın arsa olarak sayılabilmesi için ya konutun turistik veya sınai tesis yapılmak amacı ile parsellenip tapuya şerh verilmesi ya da Bakanlar Kurulu Kararı ile sınai veya turistik önemi yahut hızlı şehirleşme faaliyetleri dolayısı ile İmar İskan Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen sınırlar içinde imar planı ile iskan sahası olarak ayrılan yerlerden olması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/9026 K: 1996/9878 T: 17.6.1996

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Dava dilekçesinde faiz istenmemiş olması yeni bir dava ile faiz istenmesine engel teşkil etmez. Davacının dava sırasında faiz talebi reddedilmiş ve davacı bu red kararını temyiz etmemişse artık karar tarihine kadar olan faiz hakkını isteyemez. Bu durumda idare lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece karar tarihi yerine kamulaştırmadan itibaren faize hükmedilmesi uygun değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/4488 K: 2003/6276 T: 23.9.2003

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Mera yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanabilir; tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmada ileri sürdükleri verileri tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun yeterince araştırılması gerektiğinde, köyün kuruluş tarihinin içişleri bakanlığı aracılığıyla araştırılması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/1236 K: 2003/1709 T: 13.3.2003

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Meraların mülkiyeti hazine’ye, kullanımı ise belediye veya köy tüzel kişiliklerine aittir. Kamu malı olan bu taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama kanunu’nun 31/2. Maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3. Maddesinde on yıllık süre ile ilgili bir sınırlama yoktur; bu nedenle işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6432 K: 2003/6520 T: 29.9.2003

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete konu olması, gayesi dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması, sınırlarının daraltılması mümkün değildir. Meralar üzerinde, aidiyet savıyla el atmanın önlenmesi, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılması mümkündür. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3527 K: 2003/5152 T: 20.6.2003

Temmuz 2, 2023 Suat Şimşek 0

Mahkeme tarafından yapılacak keşifte, tahsise dayanılıyorsa, tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar marifetiyle tatbik edilmesi, ihtilaflı yeri kapsayıp kapsamadığının saptanması, gayrimenkulün mera olmadığı savında bulunulması durumunda varsa çevre gayrimenkullerin kayıtları da tatbik edilmek suretiyle ihtilaflı yeri ne şekilde okuduğunun, çevre gayrimenkullerle toprak yapısı kıyaslanmak suretiyle, uzman bilirkişiler marifetiyle söz konusu yerin ve niteliğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Devamını Oku