Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/6448 K: 2016/10863 T: 26.12.2016

Kasım 19, 2024 Suat Şimşek 0

Önalım hakkı pay satışından 11 yıl sonra kullanılmıştır. Aradan geçen zaman içinde taşınmazın değerinde meydana gelen objektif artışlarla enflasyon olgusunun önalım bedelinin belirlenmesine etkisi de kabul edilmelidir. Bu hakkın şu veya bu sebeple geç kullanılmasından (somut olayda satışından 11 yıl sonra ferağ verilmesi) dolayı davacıyı, amaç dışında zenginleştirecek ve alıcı davalıyı da fakirleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12388 K: 2017/9296 T: 12.12.2017

Kasım 19, 2024 Suat Şimşek 0

Satış tarihinden itibaren geçen uzunca bir süre sonra taşınmazın değerinde meydana gelen objektif olayların yarattığı kıymet değişikliklerinin, önalım davalarında davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılması gerekir. Özellikle, satış tarihinden uzunca bir süre geçtikten sonra açılan önalım davalarında, davacı paydaşın ekonomik ve objektif sebeplerle değişmiş yeni bedeli ödemeksizin, tapuda gösterilen bedelle payın tescilini istemesi Medeni Kanunun 2. maddesinde belirtilen objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmaz. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2009/6-32 K: 2009/69

Kasım 19, 2024 Suat Şimşek 0

TMK. 734.maddesi uyarınca da dava değerinin tapuda gösterilen satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderleri olduğu kabul edilmiştir. Böylece davaların kısa sürede açılıp, sonuçlandırılması amaçlanmıştır. Bu nedenle de tapuda gösterilen satış bedelinin esas alınması gerekmektedir. Ayrıca tapuda işlem yapan davalının kendi eyleminin geçersiz olduğuna dayanması mümkün değildir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/9716 K: 2017/388

Kasım 19, 2024 Suat Şimşek 0

Önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup satış, mülkiyetin tapu kütüğünde tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Bu nedenlerle, tescile ilişkin bildirim yapılmayan davacı, payın davalı adına tescilinden sonra iki yıl içinde dava açtığından hak düşürücü süre geçmemiştir. Dolayısıyla, davacıya çekişme konusu payın dava tarihindeki bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12388 K: 2017/9296

Kasım 19, 2024 Suat Şimşek 0

Özellikle TMK 705 maddesi gereğince mülkiyet tescille geçmiş olup tapuda 28.03.2012 tarihinde 2046 yevmiye no’lu işlemle mahkeme hükmü infaz edilmekle önalım süresi başlayacağından dava süresinde açılmıştır. Satış tarihinden itibaren geçen uzunca bir süre sonra taşınmazın değerinde meydana gelen objektif olayların yarattığı kıymet değişikliklerinin, önalım davalarında davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılması gerekir. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9014 K: 2024/4005

Kasım 16, 2024 Suat Şimşek 0

775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu’ yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9020 K: 2024/4011

Kasım 16, 2024 Suat Şimşek 0

775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu’ yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9027 K: 2024/4018

Kasım 16, 2024 Suat Şimşek 0

775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu’ yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9013 K: 2024/4004

Kasım 16, 2024 Suat Şimşek 0

775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu’ yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2009/11467 K: 2009/13357

Kasım 15, 2024 Suat Şimşek 0

Tenkis davalarında zamanaşımını düzenleyen Kanuni Medeninin 513.maddesinde iki ayrı ilkeye yer verilmiştir. Birincisi, öğrenme gününü esas alan bir yıllık süre, diğeri ise; vasiyetnameler için açıldıkları günden, tenkise tabi diğer bütün tasarruflar için de miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren beş yıllık süredir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/10113 K. 2015/10825

Kasım 15, 2024 Suat Şimşek 0

Türk Medeni Kanunu’nun 571/1. maddesi ise “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.” hükmünü amirdir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/18968 K: 2014/3622

Kasım 15, 2024 Suat Şimşek 0

Tasarruf nisabı, terekenin vefat günündeki haline göre hesaplanır. Mahkemece yapılacak iş; terekenin ölüm günündeki değeri ve 11.11.1994 tarih ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı esas alınarak belirlenecek saklı pay ve sabit tenkis oranını, tercih tarihindeki değerle çarpmak ve hasıl olacak sonuç uyarınca; hükmü temyiz etmemiş olan davalılar yönünden davacı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm kurmaktan ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2017/1267 K:2017/1685

Kasım 15, 2024 Suat Şimşek 0

Dinlenilen davacı tanıklarının mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu konusunda beyanda bulunmamalarına ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılması için sözleşme anında temlikte bulunanın bakıma muhtaç olmasının şart olmamasına ve ekonomik durumunun bozuk olmasına göre mirasbırakanların saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu kanıtlanamamıştır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekir Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/5017 K: 2013/11134

Kasım 15, 2024 Suat Şimşek 0

Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/8617 K: 2014/15148

Kasım 15, 2024 Suat Şimşek 0

Somut olayda belirlenen olgular yukarıda değinilen ilkeler ışığında değerlendirildiğinde, davacının mirasbırakanın ilk eşinden olma oğlu, davalının ise ikinci eşten olma kızı olduğu, murisin mal satmasını gerektirir bir ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da alım gücünün bulunmadığı, taşınmazın akitte gösterilen değeri ile temlik tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, murisin iktisap ettiği çekişmeli bölümü 4 gün gibi kısa bir süre sonra satış yoluyla davalıya devrettiği, satış bedelinin ödendiğinin kanıtlanamadığı dosya kapsamı ile sabittir. O halde; mirasbırakanın temliki işlemdeki gerçek iradesinin satış değil mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bağış olduğu sonucuna varılmaktadır. Devamını Oku

Görsel Yok

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2019/3186 K: 2020/4622 T: 7.9.2020

Kasım 15, 2024 Suat Şimşek 0

Taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan kaynaklanan daraltımlarından biri olan önalım hakkıyla ilgili yorumların ve değerlendirmelerin, mülkiyet hakkının özüne zarar verecek şekilde önalım hakkı sahibi lehine genişletilmesi doğru değildir. Bu nedenle, dava açılmadan önce gerçekleşen satış ve düzeltme işlemlerinin, bir bütün halinde ve hepsine eşit değer vererek mevcut durumun değerlendirilmesi gerekir. Devamını Oku