1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1990/1030 K: 1990/3042 T: 27.12.1990


Bir yerin yeşil alandan çıkarılarak konuta açılmasını öngören imar planı değişikliği nazım planı ana kararlarını bozucu fonksiyonel değişiklikler plan değişikliği yoluyla yapılamaz.

İstemin Özeti: Darıca imar planının Bayramoğlu, … mevkiinde bulunan 134 pafta, 5667, 5668, 5669, 5670, 5671, 5672, 5673, 5674 parsel sayılı taşınmazların iskana açılmasına ilişkin bölümünün iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen Sakarya İdare Mahkemesinin 14.12.1989/günlü, E:1988/154, K:1989/623 sayılı kararının, bilirkişilerin plan değişikliği konusunda tamamen hukuki bir yorum yaparak, mahkemenin yerine geçip karar verdiği, olayın imar planlarındaki kıyı olgusuna ters düşen düzenlemelerden kaynaklandığı, denizden doldurma suretiyle sahil şeridindeki 10 m.`lik alanın imara elverişli parseller haline getirilerek özel kişilere kazandırıldığı öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Türk Milleti Adına karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu görülerek işin gereği düşünüldü: Dava, Darıca, Bayramoğlu, … mevkiinde bulunan 134 pafta, 5667, 5668, 5669, 5670, 5671, 5672, 5673, 5674 parsel sayılı taşınmazların iskana açılması yolundaki imar planı değişikliği işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor yeterli bulunmayarak benimsenmemesi nedeniyle re`sen seçilen bilirkişi kuruluna yeniden inceleme yaptırılıp bu kurul tarafından düzenlenen raporda ise aynı taşınmazların iskana açılmasında kamu yararı ve imar mevzuatı açısından herhangi bir engel bulunmadığının açıklandığı, bu raporda yer alan açıklamalar karşısında imar planının iptalini gerektirir bir neden bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiş, bu karar davacı tarafın temyizi üzerine Danıştay Altıncı Dairesinin 20.10.1987/günlü, E:1987/820, K:1987/949 sayılı kararıyla ve bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen iki raporun birbirinden tamamen farklı teknik gerekçelere dayandığı, birbirine ters görüşleri yansıttığı, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, idare mahkemesince bozma kararına uyularak yeniden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda dava konusu parsellerin bulunduğu alanda daha fazla kamu yararı sağlamak amacıyla konut kullanımının açık kullanım şekline dönüşümü için 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda değişiklik yapılması gerektiği, İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 24. maddesinde sosyal ve teknik alt yapı kullanımlarından başka herhangi bir amaca ayrılmış olan bir alanın kullanılışının değiştirilmesi durumunda nazım plan ana kararlarını bozan fonksiyonel değişikliklerin plan değişikliği yoluyla yapılamayacağının kurala bağlandığı, bu durumda nazım plan ana kararlarının değiştirilmesini gerektirecek durumun bilirkişi incelemesi ile mümkün olamayacağı, sonuç olarak nazım plan ana kararlarında değişiklik getirecek böylesine fonksiyonel değişikliğin ancak imar planının prosedürüne göre imar planının yeniden yapılması ile mümkün olacağı ve ayrıca eğimle ilgili olarak söz konusu parsellerin maliklerinin maliyet arttırımını göz önünde bulundurarak ve inşaat yapımı sırasında zemin mukavemeti yönünden uzman kişilere yaptıracakları tespitlerle inşaat yapılmasının mümkün olduğunun belirtildiği, bu durum karşısında davacının isteğinin imar planlama esaslarına uygun olmadığı, böylesine fonksiyonel değişikliğin imar planının yeniden yapılmasıyla sağlanması gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

İmar planları insan, toplum, çevre ilişkilerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek üzere hazırlanırlar. İmar planlarının yargısal denetimlerinde ise bu hususlara uyulup uyulmadığının, planlanan yörede bulunan parsellerin yer, büyüklük, konum ve işlevi açısından imar planında ayrıldığı amaca şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olup olmadığının incelenmesi gerekir.

Dosyanın incelenmesinden; davanın 17.6.1983/tasdik tarihli Darıca İmar Planının 5667 … 5674 parsel sayılı taşınmazların iskana açılmasına ilişkin bölümünün iptali istemiyle açıldığı, idare mahkemesince Dairemizin bozma kararına uyularak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ancak naip üye tarafından bilirkişilere yöneltilen sorunun yukarıda belirtilen noktaları içerecek şekilde düzenlenmediği ve bilirkişi raporunda da incelenmesi istenilen konunun nazım plan ana kararlarını bozan fonksiyonel bir değişiklik niteliğinde görülmesi ve bu değişikliğin plan değişikliği yoluyla gerçekleştirilemeyeceği nedeniyle görüş belirtilmediği anlaşıldığından idare mahkemesince dava konusu parsellerin durumunun şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı, kıyı mevzuatı ve çevre kirliliği hususları dikkate alınmak suretiyle bilirkişilerce düzenlenecek bir ek rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu Sakarya İdare Mahkemesinin 14.12.1989/günlü, E:1988/154, K:1989/623 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 27.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.