Danıştay 6. Dairesi E: 1990/1619 K: 1991/1118 T: 14/05/1991

Yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden 18.1.1990 günlü, 90/70 sayılı bakanlar kurulu kararına ekli listenin 10.sırasında yer alan beşiktaş-levent turizm merkezi tevsiine ilişkin kısmında şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına uyarlık bulunmadığı

Davalı Başbakanlığın ehliyet def’i yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi. Dava, 5.3.1990 günlü, 20452 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 18.1.1990 günlü, 90/70 sayılı Bakanlar Kurulu kararına ekli listenin 10.sırasında yer alan Beşiktaş-Levent Turizm Merkezi Tevsiine ilişkin kısmının iptali dileğiyle açılmıştır.

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 4.maddesinde Turizm bölgeleri, turizm alanları ve turizm merkezlerinin tespitinde; ülkenin doğal, tarihi, arkaolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri, kış, av ve su sporları ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate alınacağı hükme bağlanmış, anılan yasaya ilişkin olarak çıkarılan Turizm Bölgeleri, Turizm Alanları ve Turizm Merkezlerinin Belirlenmesi için Çalışma Gruplarının oluşturulması, Görev ve Yetkileri ile Çalışma şekline İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde ise yasa maddesinde öngörülen ölçütler göz önüne alınarak Turizm Bölgeleri, turizm alanları ve turizm merkezlerinin mevkii ve sınırlarını belirlemek amacıyla Turizm Bakanlığı içinde bir komisyon oluşturulacağı kuralı yer almıştır.

Olayda, dava konusu Beşiktaş-Levent turizm merkezi tevsii işleminin yukarıda değinilen mevzuat kurallarında öngörülen turizm merkezi tespiti ölçütlerinden hangilerine dayanılarak oluşturulduğunun davalı idarelerin savunmalarında belirtilmemesi nedeniyle bu hususun aydınlatılabilmesi için mahallinde bilirkişi kurulu vasıtasıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda aynen “Sonradan Danıştay’ca Bakanlıktan istenen ve Bilirkişilere gönderilen belgeler de dahil olmak üzere tüm belgeler incelenmiş, turizm merkezlerinin belirlenmesi için mevzuatta yer alan kriterlere uyulduğunu, yani turizm merkezi veya tevsii alanlarının hangi gerekçeye dayanılarak ilan edildiğini, gösterir bir ifadeye ve kanıtlayıcı belgeye rastlanmamıştır.” denilmekte olması karşısında, davaya konu turizm merkezi tespitinin yasal gerekçeden yoksun tesis edildiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, duruşma esnasında davalılardan Turizm Bakanlığı temsilcilerinin işlemin hazırlık çalışmalarına ilişkin olduğundan sözederek dosyaya ibraz etmiş oldukları belgelerin ise, daha önce bilirkişi incelemesi sırasında dosyaya konulmuş bulunan komisyon toplantı tutanaklarının aynıları olup hazırlık çalışmasına ilişkin hiç bir husus içermemesi nedeniyle anılan belgelere kanıt olarak itibar edilmesine olanak görülmemiştir.

Diğer taraftan, uyuşmazlık konusu turizm merkezi tevsiinde planlama ve şehircilik ilkeleri ile kamu yararına uyarlık bulunup bulunmadığının bilirkişilere bu yolda yöneltilen soru üzerine bilirkişi raporunda konuya ilişkin olarak özetle” Planlama ilkeleri açısından konuyu ele alacak olursak, bir kentsel alan içerisinde bu denli büyük alanları Turizm Merkezi veya Turizm Merkezinin Tevsii olarak saptayıp, buraların Turizm Amaçlı İmar Planlarını yapmak planlamanın ruhuna ve planlama ilkelerine ters düşer. Büyük Kentsel Alan için ayrıntılı tespitler yapılır, bilgiler toplanır, analizler ve sentezler yapılır, alternatifler üretilir ve sağlıklı arazi kullanım kararları verilerek, kent içerisinde hangi fonksiyonun nerede yer alacağı ve fonksiyonlar arası ilişkilerin nasıl sağlanacağı belirlenir. Planlama alanında, belirli bir kesimde fonksiyon değişikliği yapıp da, bunun plan bütünü içinde fonksiyonel ilişkiler açısından dengesi kurulmazsa, plan’ın sistemi bozulur ve fonksiyonlar arası ilişkiler ortadan kalkar.

Kentsel alan içerisinde tarihi ve mimari değeri olan yapılar ünite olarak veya kentsel sit olarak ele alınıp restore edilerek turizm fonksiyonuna tahsis edilebilir. Doğal, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri olan, kış, av, su sporları ve sağlık turizmine elverişli alanlar, turizm amaçlı imar planları yapılarak ülke turizmine kazandırılabilir. Ancak, planlı gelişen ve belirli bir fonksiyona tahsis edilmiş bir kentsel alan parçalanarak, plan bütününden kopuk olarak turizm amaçlı planlanamaz.

Planlama mevzuatı açısından da, kentsel alan içerisinde bir kesimin Turizm Merkezi ilan edilerek başka bir fonksiyona tahsis edilmesi olanaksızdır. İmar mevzuatının imar planlarının yapılması ve değişiklikleri ile ilgili yönetmelik hükümleri Turizm Merkezleri için de geçerlidir. Bir kentsel alanda planla getirilmiş bir fonksiyon değiştirilecekse, bu ancak plan revizyonu yoluyla yapılabilir. Planda konut fonksiyonuna tahsis edilmiş bir yer Turizm Fonksiyonuna çevrilecekse, o planın yeniden ele alınıp tümüyle revize edilmesi gerekecektir. Bunu, Merkezi Yönetim değil Yerel Yönetim de yapsa, plan değişikliği yoluyla yapamaz. Mutlaka plan revizyonu gerekecektir. Bu revizyon da yasal prosedürüne göre ilgili yerel yönetimce yerine getirilecektir.

Yine mevzuat gereği, yoğunluk artırıcı bir plan değişikliği (Fonksiyon değişikliği de dahil) için, artırılan yoğunlukla orantılı olarak teknik ve sosyal altyapı alanlarının da (park, otopark, sosya-kültürel donatılar, su, kanalizasyon v.s) artırılması gerekecektir. Bugün, teknik ve sosyal altyapısı mevcut nüfusuna dahi yetmeyen ve kişi başına düşen açık alanlar yasadaki standartların çok altında bulunan İstanbul kentsel alanı içerisinde yeni teknik ve sosyal altyapı alanları ayırmak imkansız denecek kadar zordur. Bu durum dava konusu olan ve İstanbul’un en yoğun bölgelerinden biri olan Şişli ve Beşiktaş ilçeleri için daha da kendini hissettirecektir” denilmiş ve sonuçta Beşiktaş-Levent Turizm Merkezi tevsiinde Şehircilik ve planlama ilkeleri ile konu yararına uyarlık bulunmadığı belirtilmiştir.

Her ne kadar davalılardan Turizm Bakanlığınca yasal süresinden sonra verilen dilekçe ile sözü edilen bilirkişi raporuna itiraz edilmişse de itiraz dilekçesinde öne sürülen iddialar yeterli ve ayrıntılı bir incelemenin ürünü olan bilirkişi raporunun ulaştığı kesin sonuç karşısında soyut ifadelerden öteye gitmemektedir. Açıklanan nedenlerle, 18.1.1990 günlü, 90/70 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli listenin 10.sırasında yer alan Beşiktaş-Levent Turizm Merkezi tevsii kısmının iptaline karar verildi.