2634 Sayılı Yasaya aykırılık bulunan durumlarda 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerinin uygulanmasının mümkün bulunmaması karşısında anılan Yasanın 9. maddesine 3394 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen fıkra hükmüne dayanılarak planlama yetkisinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmesine ilişkin Başbakanlık işlemi ile bu işleme dayanak alınarak uygulamanın başlatılması yolundaki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı işleminde hukuka uyarlık yoktur.
İstemin Özeti: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca bütünü sit alanı olarak ilan edilen ve koruma planlaması için prensip kararları getirilen … İlçe Belediyesi görev kapsamında kalan … ada, … ada, … ve … ına ait Nazım ve Uygulama İmar planları ile adı geçen alanlarda bugüne kadar Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit ve ilan olunan ve bundan sonra da tespit ve ilan olunacak turizm alan ve merkezlerine ait turizm dışı kullanım kararları içeren 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının 3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesi ve bu maddeye 3394 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen fıkra hükmü uyarınca resen yapma, yaptırma, değiştirme ve onaylama yetkisinin 3 yıl süre ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmesine ilişkin 29.11.1989/gün ve 138/2196 sayılı Başbakan oluru ile 5.12.1989/günlü. 26158 sayılı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı işlemlerinin; 3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesinde belediye sınırları ve mücavir alanlarda plan yapma ve onaylama etkisinin belediyelere verildiği, 3030 sayılı Yasa ile de nazım planlarının yapımı ve onaylanması ile Büyükşehir Belediyelerinin yetkili kılındığı, 3194 sayılı İmar Kanununun istisnalara ilişkin 4. maddesinde 2634, 2863 ve öteki özel kanunlarla belirlenen yerlerde bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı kuralının yer aldığı, bu yasal kurallara göre planlama yetkisinin tümüyle Bayındırlık ve İskan Bakanlığına tevdi edilemeyeceği, işlemin amacının planlama yetkisinin belediyeden alınmasına yönelik bulunduğu öne sürülerek iptali isteminden ibarettir.
Başbakanlığın Savunmasının Özeti: 3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesine 3394 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen 1. fıkrası uyarınca plan yapma ve onaylama yetkisinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığına devrinde yasalara aykırılık bulunmadığı, 2634 sayılı Kanuna göre belirlenecek turizm alan ve merkezlerinde nazım planların onama yetkisinin zaten Bayındırlık ve İskan Bakanlığına ait olduğu, yetkinin Başbakan onayı ile tartışmasız olarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verildiği ve geri alınabilmesinin yasal olarak mümkün olmadığından bahisle davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Savunmasının Özeti: … Takım … ında planlamanın ana ilkesinin nadir doğal güzelliliğin gelecek kuşaklara aktarılmasının oluşturduğu, bu nedenle yapılaşmanın kontrolü için planlama yetkisinin Bakanlığa verildiği, bütün planların incelenmesi ve onaylanmasında Koruma Kurulu kararlarının dikkate alındığı, 2634, 3030 sayılı Kanunların konu ile ilgili maddelerinin birbirinden farklı olduğu, 2434 sayılı Yasa uyarınca belirlenecek turizm alan ve merkezlerinin Büyükşehir Belediyesinin yetki alanı içerisinde olabileceği gibi dışında da olabileceği, belirtilen nedenle işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından bahisle davanın reddi gerektiği yolundadır.
Savcı Düşüncesi: Dava Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek kurulunca bütünü sit alanı olarak ilan edilen ve koruma planlaması için prensip kararları getirilen, … İlçe Belediyesi görev kapsamında kalan … ada, … ada, … ve … ma ait nazım ve uygulama imar planları ile adı geçen alanlarda bugüne kadar Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit ve ilan olunan ve bundan sonra da tespit ve ilan olunacak turizm alan ve merkezlerinde, 3394 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen fıkra hükmü uyarınca, resen plan yapma, yaptırma, değiştirme ve onaylama yetkisinin, 3 yıl süre ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmesine ilişkin 29.11.1989 günlü, 138/2196 sayılı Başbakanlık oluru ile, bu işlemin uygulanması yolundaki Bakanlık yazısının iptali istemiyle açılmıştır.
Kamu hukuku ilkelerine göre, yetki bir kamu düzeni sorunu olup, Kanun koyucu tarafından kime verilmiş ise, ancak onun tarafından o ölçüde kullanılabilir. Yine Kanunun açık izni olmadıkça yetkili merci, bu yetkisini devredemez.
3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesinde, belediye ve mücavir alanları içerisinde nazım ve uygulama imar planlarının ilgili belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı ve belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 9. maddesinde ise, maddede sayılan hallerde plan yapma yetkisi, istisnai olarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmiştir. Daha sonra yürürlüğe giren ve 3194 sayılı Yasanın bu maddesine 3394 sayılı Yasa ile eklenen fıkra uyarınca, gerekli görülen hallerde 3030 sayılı Yasaya tabi belediyeler dahil, imar planı yapma hususunda belediyelere verilen yetki-yetkilerin, Başbakanın onayı ile geçici olarak Bayındırlık ve İskan Bakanına verilebileceği, bu durumda Bakanlık; bölge, çevre düzeni planları bulunan alanlar sahil mücavir alan, belediye ve imar sınırları içindeki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planları ile revizyonlarını tamamen veya kısmen ada ve parsel bazına kadar resen yapma, yaptırma, değiştirme ve onaylamaya yetkili kılınmıştır. Dava konusu Başbakanlık işlemi ise Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek Kurulunca, bütünü sit alanı olarak ilan edilen adalara ait nazım ve uygulama imar planları ile yukarıda yazılı maddenin verdiği yetkiye dayanılarak daha önce turizm alanı ve merkezi ilan edilen ve edilecek yerlerde resen plan yapma, yaptırma değiştirme ve onama yetkisinin üç yıl süre ile Bayındırlık ve İskan Bakanı tarafından kullanılmasına ilişkin bulunmaktadır.
Ancak, 3194 sayalı Yasanın 4. maddesine, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış bulunduğundan, turizm alanı ve merkezi olarak belirlenen alanlarda, 3194 sayılı Yasanın 2634 sayılı Yasaya aykırı olan hükümlerinin uygulanamayacağı ve sonuç olarak planlama yetkisinin Başbakanlık onayı ile Bayındırlık ve İskan Bakanına verilemeyeceği kuşkusuzdur.
2634 sayılı Yasanın 7. maddesi ile Turizm alan ve merkezlerinde Turizm Bakanlığınca yapılan veya yaptırılan nazım planların Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanacağı, keza bu planlara uygun olarak hazırlanacak turizm amaçlı imar uygulama planlarının da, Turizm Bakanlığınca onaylanacağı veya değiştirileceği hükme bağlanmıştır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 7. maddesinde, koruma amaçlı imar planlarının kısmen değiştirilmesi, ilgili kuruluşlarca gerekli görüldüğü ve bu konuda koruma kararı alındığı takdirde, Koruma Kurulunun bu durumu ilgili belediyeye ve ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlara yazı ile bildirileceği, değişikliğin bir ay içinde belediye meclisince karara bağlanacağı, bu süre içinde karar alınmadığı takdirde belediye meclisi kararına gerek kalmadan Koruma Kurulunca karara bağlanan hususlarda değişiklik teklifinin kesinleşeceği belirtilmek suretiyle sit alanı ilan edilen yerlerde, her düzeydeki imar planlarının nasıl değiştirileceği, Yasada özel olarak düzenlendiğinden, bu yetkilerin 3194 sayılı Yasanın değişik 9. maddesine göre Bayındırlık ve İskan Bakanlığına devrine olanak bulunmamaktadır.
Diğer yandan, sözü geçen adaların tümünün, 31.3.1984/günlü, 234 sayılı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu kararı ile sit alanları bütünü olarak ilan edildiği, bu karar uyarınca geçiş dönemi yapılaşma şartlarının bu kurul tarafından belirlendiği 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar uygulama planının 2 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma kurulunca uygun görüldüğü anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan mevzuat karşısında, bütünü sit alanı olarak ilan edilen a-daların tümü için 2863 sayılı Yasaya, bu adalarda Turizm alan ve merkezi ilan edilen ve edilecek yerlerde de 2634 sayılı Yasaya aykırılık bulunan durumlarda 3194 sayılı Yasa hükümleri uygulanamayacağından, Yasanın 9. maddesine dayanılarak tesis edilen Başbakanlık işlemi hukuka aykırı olduğundan iptali gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki yer alan belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü.
Davacının Anayasaya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak işin esasına geçildi. Dava, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca bütünü sit alanı olarak ilan edilen ve koruma planlaması için prensip kararları getirilen … İlçe Belediyesi görev kapsamında kalan … ada, … ada, … ve … ait Nazım ve Uygulama imar Planları ile adı geçen alanlarda bugüne kadar Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit ve ilan olunan ve bundan sonra da tespit ve ilan olunacak Turizm alan ve Merkezlerine ait Turizm dışı kullanım kararları içeren 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının 3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesi ve bu maddeye 3394 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen fıkra hükmü uyarınca resen yapma, yaptırma, değiştirme ve onaylama yetkisinin 3 yıl süre ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmesine ilişkin 29.11.1989/gün ve 138/2196 sayılı Başbakan oluru ile bu işlemin uygulanması yolundaki Bakanlık işleminin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptalleri isteğiyle açılmıştır.
Kamu hukuku ilkelerine göre yetki bir kamu düzeni sorunu olup Kanun koyucu tarafından kime verilmiş ise ancak onun tarafından, o ölçüde kullanılabilir. Yine Kanunun açık izni olmadıkça yetkili merci bu yetkisini devredemez.
3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesinde, belediye ve mücavir alanları içerisinde nazım ve uygulama imar planlarının ilgili belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı ve belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 9. maddesinde ise, maddede sayılan hallerde plan yapma yetkisi istisnai olarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmiştir. Daha sonra yürürlüğe giren ve 3194 sayılı Yasarını bu maddesine 3394 sayılı Yasa ile eklenen fıkra uyarınca gerekli görülen hallerde 3030 sayılı Yasaya tabi belediyeler dahil, imar planı yapma hususunda belediyelere verilen yetkilerin Başbakanın onayı ile geçici olarak Bayındırlık ve İskan Bakanına verilebileceği, bu durumda Bakan, bölge, çevre düzeni planları bulunan alanlar dahil mücavir alan, belediye ve imar sınırları içindeki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planları ile revizyonlarını tamamen veya kısmen, ada ve parsel bazına kadar resen yapma, yaptırma, değiştirme ve onaylamaya yetkili kılınmıştır. Dava konusu Başbakanlık işlemi ise Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek Kurulunca bütünü sit alanı olarak ilan edilen adalara ait nazım ve uygulama imar planları ile yukarıda yazılı maddenin verdiği yetkiye dayanılarak daha önce turizm alam ve merkezi ilan edilen ve edilecek yerlerde resen plan yapma, yaptırma, değiştirme ve onama yetkisinin üç yıl süre ile Bayındırlık ve İskan Bakanı tarafından kullanılmasına ilişkin bulunmaktadır.
Ancak 3194 sayılı Yasının 4. maddesinde 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunun, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun ve diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış bulunduğundan, turizm alan ve merkezi olarak belirlenen alanlarda 3194 sayılı Yasanın 2634 sayılı Yasaya aykırı olan hükümlerinin uygulanmayacağı ve sonuç olarak planlama yetkisinin Başbakanlık onayı ile Bayındırlık ve İskan Bakanına verilemeyeceği kuşkusuzdur.
2634 sayılı Yasanın 7. maddesi ile turizm alan ve merkezlerinde Turizm Bakanlığınca yapılan veya yaptırılan nazmı planlarını Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanacağı, keza bu planlara uygun olarak hazırlanacak turizm amaçlı imar uygulama planlarının da Turizm Bakanlığınca onaylanacağı veya değiştirileceği hükme bağlanmıştır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17. maddesinde koruma amaçlı imar planlarının kısmen değiştirilmesi ilgili kuruluşlarca gerekli görüldüğü ve bu konuda koruma kurulu kararı alındığı takdirde koruma kurulunun bu durumu, ilgili belediyeye ve ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlara yazı ile bildireceği, değişikliğin bir ay içinde belediye meclisince karara bağlanacağı bu süre içinde karar alınmadığı takdirde belediye meclisi kararına gerek kalmadan koruma kurulunca karara bağlanan hususlarda değişiklik teklifinin kesinleşeceği belirtilmek suretiyle sit alanı ilan edilen yerlerde her düzeydeki imar planlarının nasıl değiştirileceği Yasada özel olarak düzenlendiğinden bu yetkilerin 3194 sayılı Yasanın değişik 9. maddesine göre Bayındırlık ve İskan Bakanlığına devrine olanak bulunmamaktadır.
Diğer yandan, sözü geçen adaların tümünün 31.3.1984/günlü, 234 sayılı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu kararı ile sit alanları bütünü olarak ilan edildiği, bu karar uyarınca geçiş dönemi yapılaşma şartlarının bu kurul tarafından belirlendiği, 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar uygulama planının 2 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarım Koruma Kurulunca uygun görüldüğü dava dosyası içerisinde yer alan belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda değinilen mevzuat kuralları uyarınca bütünü sit alanı olarak ilan edilen adaların tümünde 2863 sayılı Yasaya, bu adalarda turizm alan ve merkezi ilan edilecek yerlerde de 2634 sayılı Yasaya aykırılık bulunan durumlarda 3194 sayılı İmar Kanununun hükümlerinin uygulanmasının mümkün bulunmaması karşısında anılan Kanunun 9. maddesine 3394 sayılı Yasaya aykırılık bulunan durumlarda 3194 sayılı İmar Kanununun hükümlerinin uygulanmasının mümkün bulunmaması karşısında anılan Kanunun 9. maddesine 3394 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen fıkra hükmüne dayanılarak planlama yetkisinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmesine ilişkin Başbakanlık işleminde hukuka ve mevzuata aykırılık açık olduğu gibi bu işleme dayanak alınarak uygulamanın başlatılması yolundaki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı işleminde de hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemlerin iptaline 14.5.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.