1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1990/641 K: 1991/2488 T: 18/11/1991


Hazine arazisini işgal eden ve üzerine 9 adet yapı yaparak turistik tesis çalıştıran kişiye 2981 sayılı yasa uyarınca 400 m2’den fazla yerin tahsisi mümkün olmadığından muvazaa yoluyla davacıya devredilen yer için verilen ruhsat ve yapı kullanma izninin idarece geri alınmasında isabetsizlik görülmediği

Dava, mülkiyeti hazineye ait arazi üzerindeki yapı için verilmiş inşaat ve yapı kullanma izninin iptal edilmesi istemini içeren Valiliğin işlemi ile anılan işleme dayanılarak ruhsat ve kullanma izninin iptaline ilişkin Belediye Başkanlığı işleminin iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince; inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izninin dayanağını teşkil eden tapu tahsis belgesinin yapılan soruşturma sonucuna göre iptal edilerek yapının 2981 sayılı Kanundan yararlandırılmasına ilişkin yasal dayanağın ortadan kaldırılmış olması ve tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin işlemin dava konusu edilmemiş olması nedeniyle inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izninin iptalinde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dairemizin 1991/859 sayılı dosyası içerisinde yer alan ve Maliye müfettişlerince düzenlenen 23.1.1986/günlü “Basit Raporun” incelenmesinden; dava konusu yapıyı davacıya harici senetle satan kişinin hazine arazisinin 3524 m2.lik kısmını, üzerine dokuz adet bina yapmak suretiyle işgalinde bulundurduğu, anılan kişi tarafından buranın turistik tesis olarak çalıştırıldığı, işgalin devamını sağlamak amacıyla 2981 sayılı Kanun gereğince 400 m2’den fazla kısmın tahsisinin mümkün olmaması nedeniyle aralarında davacının da bulunduğu yakınlarına harici senetle ve düşük bedelle satış yaparak sekiz adet bina için tapu tahsis belgesi sağladığı, harici satışların tapu tahsis belgesi alabilmek amacıyla ve muvazaa ile gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, davacının yukarıda niteliği açıklanan harici satış işlemi ne dayanarak hazine arazisi üzerinde hak iddia etmesi, başka bir deyişle tapu tahsis belgesiyle hak kazanmasının söz konusu olamayacağı ortadadır.

Hal böyle olunca, dava konusu inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izninin geri alınması işleminin dayanağını oluşturan tapu tahsis belgesinin iptali işleminde de isabetsizlik bulunmamaktadır.

Dava konusu işlemin iptali istemi ile açılan davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu İzmir 2.İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının yukarıda yer alan gerekçenin de eklenerek onanmasına karar verildi.