1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1167 K: 1992/2196 T: 14/05/1992


Müştereken malik olunan bina fiilen davacı tarafından ayrıldığından, mahkemece bilirkişi raporundaki “… Projeye göre ifrazın mümkün olmadığı…” yolundaki ifadeler göz önünde bulundurularak 2981 sayılı yasa uyarınca ifrazına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, iki hissedar olarak yaptırılan apartmanın bulunduğu taşınmazın 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10.maddesine göre yapılan ifraz sonucunda iki parsele ayrılmasına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, 1/1000 ölçekli imar ıslah planında dava konusu yerin 62 ada, 3 ve 4 nolu parsellere ayrıldığının, zemin katta ruhsatlı, ortak olarak bir merdivenli iki ayrı daire yapıldığının, davacının kendi tarafına iki kat çıktığının, bodrum katta ortak sığınak girişi, ortak zemin kat merdiveni gerçekleştirildiğinin, yapının mevcut plan ve projesine göre ifrazının mümkün olmadığının belirtildiği gerekçesiyle üzerinde hisseli bina bulunan arsanın ifrazının yasal düzenlemeye aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 75/3841 hissesine sahip olduğu taşınmazda aynı oranda hisse sahibi olan bir kişi ile birlikte bina inşa ettiği, diğer hissedarın hissesini üçüncü bir kişiye sattığı, daha sonra bu taşınmazın bulunduğu parseli de içine alan bölgede 2981 sayılı yasa uyarınca hisseli taşınmazların müstakil tapuya dönüştürülmesi çalışmalarının yapıldığı ve dava konusu yerin üzerindeki binada fiilen iki ayrı parsele isabet edecek şekilde düzenlenmek suretiyle 62 ada, 3 ve 4 nolu parsellere ayrıldığı, davanın bu binanın ifrazının fiilen mümkün olmadığı iddiasıyla ifraz işleminin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

Dosyada mevcut bilirkişi raporunda zemin katta ortak olarak bir merdivenli iki ayrı daire yapıldığı, daha sonra davacının kendi tarafına iki kat çıktığı, binası içerisine merdiven yaparak düşey sirkülasyonu sağladığı, bu kolon ve kirişlere komşu hissedarın inşaat yapmaya kalkması halinde bağlantı yapmasının teknik olarak son derece güç olduğu, ayrıcı üst katlardaki merdivenlerin davacı tarafında kalması nedeniyle projede olduğu gibi ortak kullanımın mümkün olmadığı, böylece bodrum katta ortak sığınak girişi, ortak zemin kat merdiveni gerçekleşmiş ise de diğer katlarda kendine özel iki kat gerçekleştirmiş olması nedeniyle fiili ayrımı davacının kendisinin başlattığı, mevcut yapının plan ve projesine göre ifrazı mümkün değilse de mevcut yapılaşmanın bu projeye göre gerçekleştirilmemiş olması ve davacıya ait tarafın Bodrum +zemin + 2 normal kat, diğer hissedarın ise bodrum + zemin katta kalmış olması, böylece davacının zemin üstü katlara ulaşımı projeye hilafına kendi tarafında merdiven yaparak gerçekleştirmesi, bununla da kalmayıp bu iki kat için kolon ve kirişleri de kendi iki katını taşıyacak şekilde yapması nedeniyle fiili ayrımın zaten davacı tarafından gerçekleştirildiği belirtildiğinden, İdare Mahkemesinde bilirkişi raporundaki açıklamalar ve fiili durum dikkate alınmaksızın sadece rapordaki “…projeye göre ifrazın mümkün olmadığı…” yolundaki ifadelerle yetinilerek karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, temyize konu İstanbul 5.İdare Mahkemesinin 15.10. 1991 günlü, 1991/1633 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.