1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1564 K: 1992/2698 T: 04/06/1992


Yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu taşınmazın imar planı değişikliği ile “kültür spor tesisleri ve yeraltı otoparkı” olarak tahsisinde mevzuata aykırılık bulunmadığı

Dava, davacının taşınmazının da bulunduğu adanın “Kültür Spor Tesisleri ve Yeraltı Otoparkı” kullanımına dönüştürülmesine ilişkin 1/1000 ölçekli imar planı değişikliğine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Ankara’nın ve özellikle bu bölgenin yapı yoğunluğunun 1961 yılından bu yana sürekli arttığı, 1932 yılında bu bölgede görülen 2-34 katlı yapı düzeninin 1961 yılından sonra 5-6-7 kata çıkarıldığı, ancak bu kat arttırımının getireceği nüfus yoğunluğu ihtiyacına yönelik yeterli sosyal alt yapı alanlarının ayrılmadığı, özellikle merkez Kızılay’da ciddi bir otopark açığı olduğu, yapı yoğunluğu yüksek olan bu alanda kamu elinde büyük kentsel boşlukların da bulunmadığı, dava konu su parselde ise, Belediye 1986/yılından bugüne değin, parsel maliklerinin ferağlarını alarak rızaen istimlak işlemlerin sürdürdüğü, 1986/yılındaki bilirkişi raporunda belirtildiği üzere o tarihte adada 210 konut, 21 dükkan, 1 okul birimi yer almakta iken, bugün ada üzerinde biri okul olmak üzere toplam 6 bina bulunduğu ve söz konusu adanın bugün %65.3’ünün kamu eline geçmiş durumda olduğu, bu alanın artık, “acilen sağlıklaştırılması gereken bir mahalle, konut birimi” olarak düşünülmemesi gerektiği, söz konusu olan bu konut biriminde sosyal altyapının ye terli olup olmadığı değil, bu birimin kent bütünündeki yeri dolayısıyla yüklendiği işlevleri taşıyıp taşımadığı olduğu bu nedenle, kültürspor tesisleri ve otopark’ın uygulanması ile eksikliği büyük ölçüde hissedilen boş mekan ve açıklık duygusunu elde etmek imkanının doğacağı, yapılan plan değişikliğinin usu ve esas yönünden geçerli, şehircilik ilkeleri, kamu yararı ve planlama esasları açısından uygun olduğunun anlaşıldığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu işlemin iptali istemi ile açılan davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu Ankara 1.İdare Mahkemesinin, 24.12.1991 günlü, 1991/2171 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.

KARŞI OY: Anlaşmazlık konusu taşınmaz imar planı değişikliğiyle Kocatepe Camii civarının düzenlenmesi kapsamında yeşil alan olarak belirlenmiş ve açılan davada O.D.T.Ü öğretim elemanları aracılığı ile yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; Kocatepe ve çevresinin 1930’lardan bu yana planlara göre gerçekleştiği, imar planına göre oluşan bu bölgede verilen imar haklarının ve yoğunlukların çevresindeki sosyal mekansal kamu hizmetleri ile ilişkisinin kurulduğu, böylesine teşekkül etmiş bölgede sosyo-kültürel bir servis olan cami ve ek yapıların çevresi ile birlikte düşünülerek yapılan analizlere dayalı olarak geliştirilmediği, 1930’lardan beri imar planlarında yer alan bu yapı adasına 1986/yılında planlama yönünden geçerli olmayacak bazı yeşil alan kararı getirildiği, kamuya çok yüksek maliyetler getiren bu kararın Cami’ye ilişkin çevre düzenleme, siluet, ziyaretçi akımı ile izahının mümkün olmadığı, cami girişlerinin ölçeksiz açıklıkta yan avluları, geçit ve otoparkları ile bitmiş bir bütün olup, söz konusu yapı adasının varlığının cami ve dış çevresini, trafik geçit ve yolunu mekansal olarak sınırlayıcı ve düzenleyici bir konum ve özellikte bulunduğu cami çevresinin yıkımı ile ortaya yüksek platformlu avlu, altından geçen trafik yolu ve otoparkların çıkacağı ve sokak ile cami arasındaki ürkütücü bir görüntü oluşacağı oysa sokaktaki yapı dizisinin bu itici görüntüyü olumlu bir şekilde perdelediği ve yıkımla yaratılacak yeşil şeridin oto trafiği ile temas eden rahatsız ve gürültülü bir ortamda kalacağı, bu yönden de tamamen kullanışsız, bakımı zor ve anlamsız bir açıklığın ortaya çıkacağı belirtilmektedir.

Bilirkişi raporunun bir başka bölümünde Kocatepe Camii ve Diyanet Sitesi için ayrılan toplam alanın bu tür kullanımlar için ayrılacak alanların iki katı olduğu nedeniyle yeterli olup, olmadığının tartışmasının gereksiz olduğu belirtilmekte, Camiinin kentsel ölçekte bir görsel öge olarak merkezi alanlardan ve belirli akışlardan algılanabildiği, kent görüntüsüne etkili olarak girdiği, camiinin yakın çevresinden anıtsal boyutlarla algılanmasının söz konusu olmadığı, cami mimarisinde çevre ilişkileri konusundaki önemli ögenin caminin yakın çevresine uyum göstermesi insana ölçek veren davet edici dış mekanlarda bütünleşmesi olduğu, diğer taraftan; Kızılırmak tarafından geçen yeni yolun bulvara alternatif trafik aksı olarak yoğun trafiği çektiğinde oluşacak çevre kirliliği ve gürültünün önemli boyutlara varacağı ve adanın tümü yeşil alan olarak düzenlense dahi burasının bir aktif açık mekan niteliği taşıyamıyacağı buna karşın bu adadaki yapıların Kızılırmak Sokak ile yeni geçitli yol arasında oldukça ölçülü bir çerçeve teşkil ettiği ifade edilmektedir.

Öte yandan bilirkişiler, imar planlarının kamu yararına üretilen yasal belge niteliğini taşıdığını, ancak imar planı değişikliği ile getirilen her kararın kamu yararına uygun olduğunun söylenemeyeceğini, bu dava konusunda yeşil alana dönüştürülmesi önerilen taşınmazların boş olmadığını, burada yaşayan bir kent dokusunun yok edilmek istenildiğini, bu bölgenin Cumhuriyet Ankara’sının bir ürünü olup bilinen bir kent parçası olduğu, sonradan yerleştirilen Cami için bu dokunun yıkılmasının gerekmediğini, 17 ve 20 metrelik yollarla çevrelenen kamuya maliyeti çok yüksek olan, aktif olduğundan söz edilmeyecek bir yeşil alanın kent strüktürü içinde yer alamayacağının, bu tür planlamanın çevreyi dışlamak niteliği taşıdığını vurgulamaktadır.

Yukarıda özetlenen bilirkişi raporu ışığında İdare Mahkemesi kararıyla dava konusu yöre için Kocatepe Camii civarının düzenlenmesi kapsamında getirilen yeşil alan kararının şehircilik ilkeleri, kamu yararı ve planlama esasları açısından uygun bulmayarak iptaline karar vermiş ve bu karar temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Dairesince de onanarak kesinleşmiştir.

Bilahare aynı yörede plan değişikliği yapılarak, belediye hizmet alanı olarak belirlenmiş, açılan davada Gazi Üniversitesi öğretim elemanlarınca keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; dava konusu alanın konumu, büyüklüğü, Kocatepe Camii ile olan bozulmuş ilişkisi kendisine verilen yeni işlevin bu çevredeki uyumsuzluğu, ya geçmişindeki yanlışlığı, elverişsizliği, bu tür kullanıma daha uygun yerlerin bulunması kriterlerinin topluca değerlendirilmesi sonucu plan değişikliğinde kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygunluk bulunmadığı belirtilerek işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar temyiz yoluyla incelenerek Danıştay Altıncı Dairesince onanarak kesinleşmiştir.

Bu iki davada verilen kararlara esas olan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinde hakim fikrin bu yörenin Cumhuriyet Ankara’sının ürünü olarak kendine özgü bir yapılaşma ve yaşam biçimine sahip olması, değişik yönlerden aynen korunmasının gerektiği hususu yargı kararlarıyla da hükme bağlanmış bulunması karşısında üçüncü defa plan değişikliği yapılarak bölgenin “kültür spor tesisleri ve yer altı otopark” olarak belirlenmesinde kamu yararı, planlama esasları ve şehircilik ilkeleri açısından uygunluk bulunmadığı ve kesinleşmiş yargı kararlarına ters düşmesi nedeniyle, mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara karşıyız.