25 yıl önce imar planında yeşil alan olarak belirlenen taşınmazın tahsis amacının değiştirilmesi isteminin zımnen reddi yolundaki işlemin mahkemece incelenmesi gerekirken davanın reddedilmesinde isabet görülmediği
Dava, muristen mirasçılara intikal eden taşınmazın imar planında kısmen yeşil alan olarak ayrılan yerin konut sahasına açılması veya kamulaştırılması isteğinin, davalı idarece cevap verilmeksizin zımmen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; imar planında yeşil alan olarak ayrılan yerin, konut sahasına dönüştürülmesi yönünde davalı idareye başvurulmuş ise de; yapılan imar planın iptali için süresi içinde dava açılmadığı anlaşıldığından, daha sonra imar planında kesinleşen yeşil sahanın konut sahası olarak değiştirilmesi yönünde yapılan başvuru yerinde olmayıp aksi yönde tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı Yasanın 10.maddesinin 1.fıkrasında “ilgililer, haklarında idari davayı konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilir.” aynı maddenin 2.fıkrasında ise “Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve Vergi Mahkemelerine dava açabilirler…” hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı Yasanın 13.maddesinin 3.fıkrasında “…parsel sahibi, imar planının tasdik tarihinden itibaren beş yıl sonra müracaat ettiğinde imar planlarında meydana gelen değişikliklerden ve civarın özelliklerinden dolayı okul, cami ve otopark sahası ve benzeri umumi hizmetlere ayrılan alanlardan ilgili kamu kuruluşunca yapımından vazgeçildiğine dair görüş alındığı takdirde, tüm belirli çevredeki nüfus yoğunluk ve donatım dengesini yeniden irdeleyerek hazırlanacak yeni imar planına göre inşaat yapılır…” hükmü bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu taşınmazın imar planında kısmen yeşil alan ve kısmen de imara açık alanda kaldığı, imar planı yapılmasının 25 yıl öncesine dayandığı, bu geçen süre içerisinde yeşil alana ayrılan kısımda tahsis amacına uygun herhangi bir uygulamanın yapılmadığı ve 5 yıllık imar programına da alınmadığından kamulaştırılması yoluna gidilmediği, davacıların taşınmazlarının imar planında yeşil alanda kalan kısmının konut alanına ayrılması veya kamulaştırılmasını 26.12.1989/günlü dilekçeleriyle davalı idareden talep ettikleri ve bu istemin cevap verilmeksizin zımmen reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davaya konu taşınmazın 25 yıl önce umumi hizmet alanına (yeşil saha) ayrıldığı ve tahsis amacına uygun herhangi bir işlem yapılmadığı, yukarıda bahsedilen yasa hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, İdare Mahkemesince davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararda yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyize konu Eskişehir İdare Mahkemesinin 13.12.1990 günlü, 1991/45 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.