1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/474 K: 1992/3478 T: 08/10/1992


Bilirkişi raporunda parselasyon işlemi açısından tamamen hukuki noktalara değinildiği, teknik konuda açıklama yapılmadığı, davacının imar hukuku yönünden kaybı olup olmadığı hususuna açıklık getirilmediği 900 m. Uzaklıkta verilen imar parselinin köşebaşı parsel olduğu göz önünde bulundurulmadığı anlaşıldığından, mahkemece parselasyon işleminin davacı parseli ile ilgili kısmının iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, 56 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılan düzenlemenin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi ve bu maddeye dayalı olarak çıkarılmış olan yönetmeliğin 10.maddesi a fıkrası gereği imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki parsellere verilmesi hususuna aykırı olarak davacıya 900 m. ilerde bir parsel verilmiş olmasının imar mevzuatı ve dağıtım ilkelerine aykırı olduğu sonucuna varılarak düzenleme işleminin 56 parsel sayılı taşınmazla ilgili kısmının iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, imar planına göre dörtte biri konut alanında, dörtte üçü de ilkokul ve yol alanında kalan davacıya ait 3887 m2 lik 56 parsel sayılı taşınmazdan 1352 m2 düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra yeni oluşan 5585 ada, 3 parselden 500 m2 hisse, okul alanı olan 5585 ada, 2 parselden 373 m2 hisse verildiği, aynı ada 5 parsel ile 5529 ada, 5 parsel sayılı taşınmazların müstakiler tahsis edildiği, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda 5529 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın davacının eski kadastral parseline 900 m. uzaklıkta olması nedeniyle dağıtımın mevzuata ve dağıtım ilkelerine aykırı olduğunun belirtildiği, mahkemece de bu rapor esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Ancak İdare Mahkemesince karara dayanak yapılan bilirkişi raporu tamamen hukuki içerik taşıyan, teknik konuya değinmeyen, davacının imar hukuku açısından bir kaybı olup olmadığı yönünden görüş belirtmeyen, 900 metre ilerde olduğu belirtilen taşınmazın köşe başı parsel olduğu hususu göz önüne alınmaksızın düzenlenmiş bir rapor olduğu ve karar verilmesi yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle temyize konu Antalya İdare Mahkemesinin 26.9.1990 günlü 1990/1047 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.