Danıştay 6. Dairesi E: 1992/3558 K: 1991/1097 T: 13/10/1992

İmar planında park olarak ayrılan yerin düzenleme ortaklık payı ile oluşturulacağı nedeniyle park alanının tüm parsel maliklerine hisseli olarak dağıtılmasının mevzuata aykırı olduğu, konu alanlarının düzenleme ortaklık payları ile oluşturulmasının mümkün bulunmaması halinde yönetmelik kurallarına göre kamulaştırılması gereken alanın hesaplanması gerektiği

Dava, topunun 49 ada, 9 parsel sayısında kayıtlı 20.729 m2 yüzölçümlü davacılara ait taşınmazı da içine alan parselasyon planının onaylanmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ve dava dosyasının birlikte incelenmesi sonucunda düzenlemenin İmar Kanunu ve yönetmeliğe uygun olduğu, 49 ada, 9 parselin dağıtımı ve şuyulandırılması sırasında ilk konumdaki parsel değerlerinin dikkate alındığı ve korunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı Yasanın 18.maddesinin 2. ve 3.bentlerinde, belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar sahanın, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebileceği; ancak bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık paylarının, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde otuzbeşini geçemeyeceği; düzenleme ortaklık paylarının, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, cami ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarda kullanılamayacağı belirtilmiş; aynı maddenin 4.ve 5. bentlerinde ise, düzenleme ortaklık paylarının toplamının, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktarın belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanacağı, herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payının, kamulaştırmadan artan kalan saha üzerinde ayrılacağı kurala bağlanmıştır.

3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12.maddesinde, “Düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parselleri, düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirilir” denilmektedir.

Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacılara ait 49 ada, 9 parselin toplam 20.729 m2 yüzölçümünde olduğu %35 oranında (7255 m2) düzenleme ortaklık payı alındığı; toplam 1799 m2 miktarındaki taşınmazın ise planda park olarak ayrılmış 2684 ada 1,4 ve 5 parsel sayılı alandan hisseli olarak verildiği, kalan kısmın imara tahsis edildiği anlaşılmaktadır.

İmar planında park olarak düzenlenmiş bulunan 2684 ada 1,4 ve 5 parsel sayılı alandan verildiği görülen 1799 m2 miktarındaki hisseli taşınmazın yukarıda anılan yönetmeliğin 12.maddesi kapsamında kamu tesisleri arsalarına tahsis edilmiş olarak düşünülmesi olanağı bulunmamaktadır; zira, olayda düzenleme ortaklık payı oranının %35’in üzerine çıkması sonucu eksik kalan miktarın kamulaştırılmasının söz konusu olduğu ve bu durumun 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi kapsamında ele alınması gerektiği, uyuşmazlığın ise düzenleme ortaklık payının kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden alınıp alınmadığına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durum karşısında, İdare Mahkemesince, düzenlemeye giren alanların toplamının, düzenleme ortaklık payı oranının ve miktarının %35’i aşıp aşmadığının, fazla çıkması halinde kamulaştırılacak alan toplamı düşüldükten sonra kalan alan üzerinden düzenleme ortaklık payının hesaplanıp hesaplanmadığının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu verilen davanın reddine ilişkin kararda yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu Eskişehir İdare Mahkemesinin 7.11.1990 günlü 1990/708 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.