Danıştay 6. Dairesi E: 1991/2286 K: 1992/3559 T: 13/10/1992

Davacının, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının iptalini istemesi nedeniyle işin esasının incelenmesi gerekirken, mahkemece bu planlara yapılan itirazın belediye meclisi yerine belediye başkanı tarafından reddedildiği gerekçe gösterilerek bu planların davacı taşınmazı ile ilgili kısmının iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava Halkalı Nazım İmar Planı ile Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu planlara davacının askı süresi içinde itiraz ettiği, itirazının Büyükşehir Belediye Meclisince görüşülmeden Büyükşehir Belediye Başkanının onayı ile reddedildiği, itirazların Büyükşehir Belediye Başkanınca reddedileceğine dair Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Hazırlanan Halihazır Harita ve İmar Planları Yapılması ve Değiştirilmesine Ait Esaslara ilişkin Yönetmeliğin 6.03 maddesinin 3194 sayılı Kanunun 8.maddesine aykırı olması nedeniyle mahkemelerince iptal edildiği, davacı itirazının yetkisiz şekilde Büyükşehir Belediye Başkanınca reddedildiğinden davacı yönünden usulüne uygun olarak onaylanmış, kesinleşmiş İmar Planları bulunmadığı gerekçesiyle planların davacı parseli ile ilgili kısmının iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; 12.4.1989/tarihinde kayıtlara geçen dava dilekçesinin dava konusu ve sonuç kısımlarında; açık bir şekilde Halkalı 4 pafta, 267 parsele ait 1/5000 ölçekli Halkalı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Halkalı Uygulama İmar Planının bu parsele ilişkin kısmının iptalinin istenildiği, buna karşın İdare Mahkemesince; davanın dilekçede belirtilen istem doğrultusunda incelenmeyip, bu planlara yapılan itirazın Büyükşehir Belediye Başkanınca reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle açıldığı yolunda yanlış değerlendirme yapılarak 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planına yapılan itirazın belediye meclisince görüşülmeksizin Büyükşehir Belediye Başkanınca reddedildiği gerekçesine dayanılarak imar planlarının iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İstanbul 4.İdare Mahkemesinin 29.11.1990 günlü 1990/1370 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.