Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1854 K: 1993/466 T: 15/02/1993

Davacının işinin niteliği 3194/40.madde kapsamında sakınca doğurduğundan, mahkemece ne tür bir önlemle sakıncanın giderilebileceği konusunda davacıya yeterli açıklamada bulunulmadığı gerekçesiyle sakıncanın belediyece giderilmesi ve masrafın % 20 fazlasıyla alınması yolundaki işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, Davacının yapısının sakıncalarının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 40.maddesine göre belediyece giderilmesi ve masrafın % 20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edilmesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; sakıncaların tespiti ve davacı tarafından giderilmesi yolundaki rapor ve bu raporun davacıya tebliğine ilişkin idare yazısında, yasa maddesinde sözü edilen bazı sakınca durumlarının belirtilmesiyle yetinildiği, sakıncaların yerine, niteliğine ve iş yerinin ne tür faaliyetinden veya binanın hangi konumundan kaynaklandığına yönelik açıklama ve belirleme bulunmadığı, ne tür bir önlemle sakıncanın giderilebileceği hakkında ilgilisine yeterli açıklama getirilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 40.maddesinde, arsalarda, evlerde ve diğer yerlerde kanunun sağlık ve esenliğini ihlal eden, şehircilik, estetik veya trafik bakımından sakıncalı görülen enkaz veya birikintilerin, gürültü ve duman çıkaran tesislerin, hususi mezra, lağım, çukur, kuyu, mağara ve benzerlerinin sakıncalarının giderilmesi ve bunların oluşmasına meydan verilmemesinin ilgililere bildirileceği, belirtilen süre içinde bildirime uyulmadığı takdirde belediye veya valilikçe sakıncanın giderileceği, masrafın % 20 fazlasıyla arsa sahibinden alınacağı veya sakıncayı doğuran faaliyetin durdurulacağı kurala bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının mozaik, mıcır satıcılığı, imalatı ve konkasör taş kırma işi ile uğraştığı anlaşıldığından, işin niteliği gereği kamunun sağlık ve esenliği, şehrin estetiği, gürültü ve toz bakımından sakıncalı olduğu açık olup, aksine verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İzmir 3.İdare Mahkemesinin 19.2.1992 günlü 1992/194 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.