1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1169 K: 1993/825 T: 05/03/1993


Islah imar planı üzerinde yapılan düzenleme ile her parselden farklı şekilde düzenleme ortaklık payı alındığından, mahkemece çelişkili bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, taşınmazı da kapsayan alanda imar ıslah planına dayanılarak yapılan düzenleme işleminin iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince 2981 sayılı Yasanın 10/C maddesinin metni açıklanarak mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, işlemin sağlıksız yapılaşmasının önlenmesi ve korunması gerekli yapıların korunması amacıyla yapıldığının anlaşıldığı, düzenlemede 2981/3290 sayılı yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Kanunla değişik 13.maddesinin (C) bendinde ıslah imar planlarının belediye veya valiliklerce mümkün olduğu kadar fiili durum dikkate alınarak ve yapılaşma şartlarının da belirlenerek yapılacağı, aynı yasanın 18.maddesinin (C) bendinde de ıslah imar planı uygulamaları gereği gecekondu ve imar mevzuatına aykırı yapılanmış sahalarda arsanın % 35 ine kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği kuralları yer almıştır.

Anılan maddede sözü edilen % 35 oranındaki düzenleme ortaklık payının mutlak bir değeri ifade etmediği, ancak düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, otopark, yeşil alan ve cami gibi umumi hizmet ve tesislerin gerçekleştirilebilmesi için hesaplanacak oran kadar alınabileceği açıktır.

Olayda ise, davacıya ait taşınmazın da içinde yer aldığı, bölgede imar ıslah planı yapıldığı, anılan plana dayanılarak yapılan düzenlemede ise her parselden farklı oranlarda düzenleme ortaklık payı alındığı, bunun nedeninin de ne davalı idarenin savunmasında ne de düzenlemeye ilişkin belgelerde açıklanmadığı temyiz dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Nitekim İdare Mahkemesince karara dayanak alınan bilirkişi raporunda da, belediyenin plan sınırı içerisinde hangi oranda ortaklık payı keseceğine ancak plan sınırları içindeki donatı alanlarının hesaplanarak karar verebileceği hususuna değinildiği, buna karşın anılan raporda düzenlemenin şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olduğu sonucuna varıldığı keza dosyadaki bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.

Bu durumda, dava konusu düzenlemede mevzuata uyarlık bulunmadığı göz önüne alınmaksızın niteliği yukarıda açıklanan çelişkili bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle davanın reddinde yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı temyize konu İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 24.1.1992 günlü, 1992/62 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.