1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/15250 K: 2014/792 T: 17.01.2014


Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı Hazine vekili ve davalı V.. M.. vekili temyiz etmiştir.

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi mallarda paydaşlar veya ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.

Somut olaya gelince; mahkemece hükme esas alınan 30.03.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre, ortaklığının giderilmesi istenen davalıların paydaşı olduğu 406 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesatın bir kısmının komşu 12 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olduğu anlaşılmakta olup binanın dava konusu taşınmazda kalan kısmının dava konusu taşınmaza katacağı değer belirlenerek yukarıda açıklandığı şekilde oran kurulmak suretiyle satış bedelinin taraflara paylaştırılmasına karar vermek gerekirken tecavüzlü kısmın değerinin de dahil edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Kabule göre de; infazda tereddüte neden olacak şekilde 6100 sayılı HMK’nın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesine aykırı olarak yargılama giderleri ile karar ve ilam harcının kime hangi oranda yükletildiği anlaşılamadığı gibi karar ve ilam harcı oranının da bine 11,38 yerine “0% 11,38” olarak yazılması yerinde değildir.