1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1993/1560 K: 1993/2256 T: 10/06/1993


Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda uyuşmazlık konusu 1/1000 ve 1/5000 ölçekli planların üst ölçekli plana aykırı olduğu belirtildiğinden anılan planların mahkemece iptali ne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, 1/000 ölçekli plana karşı süresinde dava açıldığına göre bu planla birlikte bu planın dayanağı olan 1/5000 ölçekli plana karşı açılan davada süre aşımından söz etmenin mümkün bulunmadığı

Dava, taşınmazların Gıda Toptancıları İmalat, Sanayi ve Depolama alanı olarak belirlenmesine ilişkin 30.10.1984/onay günlü 1/5000 ölçekli ve 13.3.1989/onay günlü 1/1000 ölçekli imar planlarının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu taşınmazların 1/5000 ölçekli planda Gıda Toptancıları İmalat, Sanayi ve Depolama alanı olarak belirlenerek kamulaştırıldığı, kamulaştırma işleminin iptali için dava açıldığı, bu davaların derdest olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının onanması üzerine 1/5000 ölçekli planın uygulama işlemi niteliğini taşıyan 1/1000 ölçekli planla birlikte 1/5000 ölçekli planın iptali istemiyle açılan bu davada 2577 sayılı yasanın 7/4.maddesi hükmü karşısında süre aşımından söz etmenin mümkün olmadığı belirtilerek işin esasının incelenmesine geçilmiş, yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dava dosyasının birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazların 1/50.000 ölçekli planda “şehir ve çevre parkı” alanında iken 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarla üst ölçekteki plana aykırı bir arazi kullanım kararı getirilerek “Gıda Toptancıları İmalat, Sanayi ve Depolama alanına dönüştürüldüğü, bu durumun planlama ilkelerine aykırı olduğu, öte yandan artan nüfus yoğunluğu karşısında yöredeki yeşil alanların yapılaşmaya açılmasında kamu yararı bulunmadığı, 5549 sayılı parselin Bakırköy Belediyesi sınırları içinde kalmasına karşın bu parseli de kapsayan 1/1000 ölçekli planın Eyüp Belediyesince hazırlandığı, bunun yanı sıra planın kapsadığı alan ve yerleşecek nüfus göz önüne alındığında A grubu plan müellifince planın üretilmesi gerekirken F grubu müelliflerce hazırlandığının anlaşıldığı, bu durum karşısında uyuşmazlık konusu imar planlarında imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı belirtilerek iptal edilmiş, bu karar davalı idareler ve müdahillerce temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun 6.maddesinde planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, 8.maddede planların tanımlanmasına yer verilerek bölge planı, çevre düzeni planı, nazım imar planı ve uygulama imar planı şeklinde kademelendirilmiş ve alt ölçekli olanların üst ölçekteki planlar da belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.

Öte yandan imar planlarının yargısal denetiminde de amaç arazi parçalarına getirilen kullanım kararlarının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının denetlenmesi olduğuna göre üst ölçekli plan kararına farklı kullanım kararı getiren alt ölçekli planların bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir.

Olayda, 1/50.000 ölçekli planda, bir vadiler sistemi içinde bulunan ve ekolojik açıdan yeşil alan olarak korunması gereken uyuşmazlık konusu alan “Şehir ve Çevre Park” olarak belirlenmiştir. Dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarla ise kentin gelişme yönünde çok önemli bir yapısal yeşil sistemi oluşturan vadi 1/50.000 ölçekli plana aykırı olarak yapılaşmaya açılmıştır. Bu durumda 1/50.000 ölçekli plana aykırılığı tartışmasız olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına karşı süresinde dava açıldığına göre, bu planla birlikte bu planın dayanağı olan 1/5000 ölçekli plana karşı açılan davada süre aşımından söz etmek mümkün değildir.

Davalı idareler ve müdahillerin diğer savları da temyize konu kararının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmayan temyize konu İstanbul 1.idare Mahkemesinin 3.3.1993 günlü, 1993/361 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe eklenerek onanmasına karar verildi.