Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda dava konusu alanın belediye hizmet alanı olarak ayrılmasında şehircilik ilkeleri, kamu yararı ve planlama esasları açısından sakınca görülmediği, ancak kömür tevzi deposu olarak kullanılmak üzere belediye hizmet alanına ayrılmasında çevre sağlığı ve planlama ilkelerine aykırılık bulunduğu belirtildiğinden alanın kömür tevzi deposu olarak kullanılmak üzere belediye hizmet alanına ayrılmasına ilişkin revizyon ilave imar planının iptal istemiyle açılan davanın mahkemece reddine karar verilmesinde isabet görülmediği
Dava, davacıya ait taşınmazları da kapsayan Belediye Meclisi kararı ile onaylanan imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle, davacıya ait taşınmazların 1985/yılında onaylanan imar planında Ayrık Nizam 4 katlı yapılaşmaya elverişli konut alanı iken 1990/Mart ayında onaylanan imar planında Belediye Hizmet Alanı olarak ayrıldığı, 1990/Eylül ayında onaylanan revizyon ilave imar planında ise bu alanla ilgili bir değişiklik yapılmayarak yine Belediye Hizmet Alanı olarak bırakıldığı, planlama ilkeleri ve 3194 sayılı Yasa’daki standartlar uyarınca imar planlarında kent bütününde Belediye Hizmet Alanlarının ayrıldığı, bu durumda davacıya ait taşınmazların bulunduğu yapı adasının Belediye Hizmet Alanına ayrılmasında kamu yararı, planlama ilkeleri ve şehircilik esasları yönünden bir sakınca bulunmadığı, ancak Kömür Tevzi alanı olarak kullanılmasının çevre sağlığı ve planlama ilkeleri açısından sakıncalı olduğu görüşüne yer verildiği, rapor ve belgelerin incelenmesinden dava konusu revizyon ilave imar planı değişikliği işleminde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluk bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Belediyeler imar planlarında, planlama ilkeleri ve 3194 sayılı İmar Kanununda belirtilen standartlar uyarınca yürütmekle yükümlü bulundukları faaliyetleri gerçekleştirebilmek amacı ile Belediye Hizmet Alanları ayırabilirler. Ancak bu alanların tahsis edilecekleri kullanım amacı belirlenirken çevre sağlığı, planlama ilkeleri, mevcut yapılaşma, çevredeki arazi kullanımları ve kamu yararı göz önünde bulundurulmalıdır.
Bilirkişi raporunda, dava konusu alanda, çevresinde yer alan diğer kullanımlar ile birlikte, sosyal ve teknik alt yapıların da yer aldığı küçük bir sosyal merkez nüvesi oluşturulduğu, bu nedenle söz konusu taşınmazların bulunduğu yapı adasının Belediye Hizmet Alanına ayrılmasında kamu yararı, planlama ilkeleri ve şehircilik esasları yönünden bir sakınca bulunmadığı, ancak kömür tevzi deposu olarak kullanılmasının çevre sağlığı ve planlama ilkeleri açısından sakıncalı olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden ise, davacıya ait taşınmazların 1985/yılında onaylanan imar planında Ayrık Nizam- 4 katlı yapılaşmaya elverişli konut alanı iken 1990/Mart ayında onaylanan imar planı ile Belediye Hizmet alanı olarak ayrıldığı ve dava konusu imar planı değişikliği ile de bu alanın yine Belediye Hizmet Alanı olarak bırakıldığı, ancak imar planı uyarınca alınan 22.10.1990 günlü kamulaştırma kararının ve davalı belediyenin Eskişehir İdare Mahkemesinin E:91/180 sayılı dosyasına verdiği savunmanın incelenmesinden Belediye Hizmet Alanı olarak söz konusu alanın kantar ve kömür tevzi deposu olarak kullanılmak amacı ile ayrıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda söz konusu alanın imar planında kantar ve kömür tevzi deposu olarak kullanılmak üzere Belediye Hizmet Alanına ayrılması çevre sağlığı ve planlama ilkelerine aykırı bulunduğundan dava konusu işlemin iptali gerekirken, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Eskişehir İdare Mahkemesinin 18.12.1991 günlü, 1991/988 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.