Davacı taşınmazının yer aldığı bölgenin mevcut imar planının fiili durum dikkate alınarak ıslah imar planı şeklinde yeniden düzenlenerek belediye meclisi kararıyla onandığının anlaşılması karşısında, mevcut imar planıyla öngörülmüş olan ada sistemine uyulmaksızın yapıldığından bahisle parselasyon işleminin iptali yolundaki idare mahkemesi kararın da isabet bulunmadığı
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı Yasayla değişik 54.maddesinin 1,fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden Dairemizin 19.10.1993 günlü, 1993/4344 sayılı kararı kaldırılarak işin esası incelendi.
Dava, … sayısında kayıtlı taşınmazlarla ilgili olarak ıslah imar planı sonucu imar düzenlemesi yapılmasına ilişkin 91.1.1986/günlü, 12-13 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ve dava dosyasının incelemesi sonucunda, imar-ıslah planı uygulamasının mevcut imar paftalarına uyan imar adalarında yapılmadığı, tasdikli imar planlarına uyulmadığı, bu haliyle uygulanabilmesi için imar planı tadilatı yapılması gerektiği, dolayısı ile düzenlemenin 2981/3290 sayılı Yasa ile imar mevzuatına aykırı olduğu gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 13.maddesinin (c) fıkrasında, ıslah imar planlarının belediye veya valiliklerce mümkün olduğu, kadar fiili durum dikkate alınarak yapılacağı veya yeminli özel teknik bürolarına yaptırılacağı, imar planı olan yerlerde mevcut imar planlarının gerektiği takdirde ıslah imar planı şeklinde yeniden düzenleneceği hükmünü yer verilmiş anılan yasanın uygulanmasına ilişkin yönetmelikte de paralel hükümler getirilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, İdare Mahkemesince düzenlemenin mevcut imar planındaki ada sistemini bozduğu gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş ise de, yukarıda sözü edilen Yasa kurallarından açıkça anlaşılacağı üzere 2981 sayılı Yasanın uygulanması amacıyla gerçekleştirilen ıslah imar planları ve buna bağlı parselasyon işlemlerinde Yasanın yürürlüğe konuluş amacına uygun yöntemler izlenilmekte, bu bağlamda fiili durumun dikkate alınması suretiyle gerektiğinde imar planları, ıslan imar planı şeklinde yeniden düzenlenebilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu parselasyon işlemiyle yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ada sistemine uyulmadan düzenleme yapıldığı, ancak, parselasyon işleminin bir plana dayalı ve bu plana uygun olarak yapılmasının zorunlu olduğu ileri sürülmekte ise de, davacı taşınmazının bulunduğu bölgenin mevcut imar planının fiili durum dikkate alınarak ıslah imar planı şeklinde yeniden düzenlendiği ve Belediye Meclisi kararıyla onandığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, İdare Mahkemesince yukarıda sözü edilen ıslah imar planı çerçevesinde, ileri sürülen hususlar araştırıldıktan sonra yeniden karar verilmesi gerekeceğinden işlemin iptali yolundaki kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 21.5.1992 günlü, 1992/761 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.