Yeşil alan, yol ve rekreasyon alanı olarak kullanılmak üzere tahsis edilen taşınmazla ilgili tahsis kararının geri alınması işlemine, karşı söz konusu taşınmazı kiralayan şirketin dava açma ehliyetinin bulunduğu, sauna ve aletli cimnastik salonların rekredetif amaçlarla bağlanmayan yapılaşma olduğu ve reaksiyon alanının bütünlük ve süreklilik ilkelerine göre düzenlenmesi gerektiği
Dava; Fenerbahçe Dalyan yöresi ile Bostancı arası sahil dolgu alanında kalan 18.000 M2 taşınmazın, yeşil alan, yol ve rekreasyon alanı olarak kullanılmak üzere Kadıköy Belediyesine tahsis edilmesi işleminin geri alınmasına ilişkin 20.3.1992 tarih ve 11361 sayılı işlemin iptali istemiyle ve söz konusu taşınmazın yapacağı tesislerle birlikte işletilmesi hakkını Kadıköy Belediyesinden yap-işlet-devret modeliyle ve yedi yıl süreyle alan davacı şirket tarafından açılmıştır.
İstanbul 6.İdare Mahkemesi, davacı şirketle iptalini istediği işlem arasında menfaat ilgisi bulunduğu gerekçesiyle husumet def’ini; davanın işlemin öğrenilmesinden, itibaren süresi içinde açıldığı gerekçesiyle süre def’i yerinde görmeyerek esas incelemesine geçmiş ve mahallinde yaptırdığı keşif ve bilirkişi incelemesiyle; Kadıköy Belediye Başkanlığına “yeşil alan, yol ve rekreasyon alanı” olarak kullanılmak üzere tahsis edilen ve Devletin hüküm ve tasarrufunda olup tüm toplumun eşit ve serbest yararlanmasına açık tutulması zorunlu bulunan taşınmazda, rekreasyon alanı bütünlüğünün ve sürekliliğinin sağlanamadığı, önerilen fonksiyonlar dışında kalan bazı tesislerin eklendiği ve tahsis amacına yönelik yeşil olan, yol kafeterya gibi tesislerin olmasına rağmen rekreasyon alanlarında genelde olmayan ve tüm toplum yararlanmasına açık olma imkanı bulunmayan sauna, aletli cimnastik gibi tesislerin de yer aldığının saptandığı, bu haliyle Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğine aykırı yapılaşmalar ile tahsis amacı dışında kullanım nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle davayı reddetmiştir.
Davacı; tahsis amacına aykırı kullanım ve yapılaşma bulunmadığı savıyla, anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Üye …’ın Kadıköy Belediyesine yapılan tahsisin geri alınmasına ilişkin işlemle, tahsise konu taşınmazın işletme hakkı devredilen davacı şirket arasında ciddi aktüel ve meşru bir menfaat ilgisi bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddi gerekeceği yolundaki oyuna karşın ve oyçokluğuyla, davacı şirket ehliyetli görülerek işin esasına geçildi.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 14.4.1994 tarih 1994/512 sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, karar verildi.