Dava konusu işlemi tesis ve tebliğ etmeye yetkili olmayan idari birime yapılan başvuru nedeniyle işlemden haberdar olunduğunun kabul edilerek söz konusu başvuru ve başvuruya verilen yanıt esas alınarak dava açma süresinin başlatılmasında isabet görülmediği
İstemin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, …, …, Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dosyanın incelenmesinden davacıların uyuşmazlık konusu parselasyon işlemi ile ilgili olarak … tarihli dilekçe ile … Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurdukları, anılan idarece 2577 sayılı Yasanın 10.maddesinde öngörülen süre içinde (60 gün)yanıt verilmemesine karşın ikinci altmış gün içinde dava açılmadığı, sonradan söz konusu başvuruya verilen … günlü yanıt üzerine altmış günlük süre geçirildikten sonra … gününde kayda giren dilekçeyle açıldığı anlaşılan davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
T.C. Anayasasının 125.maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kurala bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 2.fıkrasında da Anayasa kuralına paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin yazılı bildirimin yapıldığı günden başlayacağı belirtilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun Uygulanmasına İlişkin hükümleri içeren Tebligat Tüzüğünün 51.maddesinde ise, tebliğin muhatap muttali olmuş ise muteber olacağı, aksi takdirde tebligatın yapılmamış addedileceği muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı ve muhatabın tebliğe muttali olduğunun ve bu tarihin iddia ve ispatına cevaz bulunmadığı öngörülmüştür.
Diğer taraftan,3194 sayılı İmar Kanununun arazi ve arsa düzenlemesi başlıklı 18.maddesi uyarınca, parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde; kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şuyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı gösterildiğinden, bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri için sübjektif ve kişisel işlemler oldukları kuşkusuzdur. Ayrıca, 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyon planlarında da buna paralel kurallar yer almış bulunmaktadır. Bu hükümler karşısında, idarenin böyle bir işlemi bizzat davacıya; 7201 sayılı Yasa ve Tüzük hükümleri uyarınca tebliğ etmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, mülkiyeti hazineye ait … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması hakkında, davacılar tarafından davalı idarelere yapılmış bir başvuru sonucu tesis edilmiş, herhangi bir işlem bulunmayıp … Tapu Sicil Müdürlüğü’nün dava konusu parselasyon işlemi hakkında bilgi verilmesi niteliğinde olan … günlü yazısının tebliği üzerine … gününde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu alanda imar uygulaması yapmaya yetkili … Belediye Başkanlığı tarafından davacılara yönelik yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığı gibi Tapu Sicil Müdürlüğünün dava konusu işlemi tesis ve tebliğ etmeye yetkili idari birim olmaması nedeniyle bu Müdürlüğe yapılan başvuru ile davacıların dava konusu işlemden haberdar olduğunun kabulü mümkün olmadığından, İdare Mahkemesince, Tapu Sicil Müdürlüğü’ne yapılan başvuru ve anılan başvuruya verilen yanıt esas alınarak dava açma süresinin başlatılmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararının BOZULMASINA, 15.1.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi