Parselasyon işleminin 1/1000 ölçekli uygulama imar planına dayalı olarak yapılacağı, ancak 1/1000 ölçekli uygulama işleminin dava konusu edilmemesi halinde, parselasyon işleminin 3194 sayılı imar kanununun 18. maddesi ile ilgili yönetmelik hükümleri ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ve parselasyon ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığının irdelenmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği
İstemin Özeti: Konya İdare Mahkemesinin 27.11.2002 günlü, E:2001/1868, K:2002/1594 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Parselasyon işleminin dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı dava konusu edilmediğinden, dava konusu parselasyon işleminin 3194 sayılı yasa ve ilgili yönetmelik hükümleri ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ve parselasyon ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığının irdelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Düşüncesi:?, ? ilçesi ? Mahallesi 35 pafta, 179 ada, 28 parselde kayıtlı taşınmazın bulunduğu yerde 3194 sayılı Kanunun 18. maddesine göre imar uygulaması yapılmasına ilişkin 21.9.2001 günlü ve 697 sayılı Belediye Encümen Kararını iptal eden idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından parselasyon işlemi sonucu kendisine tahsis edilen parselin başkaları ile hisseli olduğunu ve taşınmazın düzenleme öncesi konumu ile ilişkisinin bulunmadığı, düzenlemenin adalet ve eşitlik ilkelerine ters düştüğü, belediyenin yeni oluşturduğu parsellerin her birine kendisini hissedar yaparak Kanunun amacı dışına çıktığı, mevzuat hükümlerine aykırı biçimde kapanan kadastral yolların belediyeye ait parsel şeklinde düzenlemeye dahil edildiği ve düzenleme sonucu belediye adına parseller oluşturulduğu iddiaları ile parselasyon işleminin iptali istemiyle dava açıldığı halde mahkemece imar planı yönünden inceleme yapılıp dava konusu parselasyon işleminin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu yüzden parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davanın davacının iddiaları göz önünde bulundurularak karara bağlanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz konusu mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ?, ? İlçesi, 35 pafta, 179 ada, 28 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin 21.9.2001 günlü, 697 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla, dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, yapılan düzenleme sonucunda oluşturulan imar parsellerinin standart bir büyüklüğünün bulunmadığı, objektif kriterlere dayanılmadığı kentsel siluet açısından birbirine yakın adalarda bile farklı yapılaşma ve yoğunluk kararlarının oluşturulduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafıdan temyiz edilmiştir.
3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin 1. fıkrasında, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve resen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
İmar Kanununun 18. maddesi uyarıca yapılacak Arazı ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde de imar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımındaki esaslar belirlenmiştir.
Anılan Yasa ve Yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesinden, parselasyon işlemiyle amaçlananın imar planı, plan raporu ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak suretiyle sorunsuz, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu açıktır.
Öte yandan, bir bölgede parselasyon işlemi yapılabilmesi için öncelikle 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapılması ve parselasyon işlemimin de bu plana dayalı olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davanın davacıya ait taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açıldığı, idare mahkemesince, dava konusu düzenlemenin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığının tespiti amacıyla yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ancak bilirkişi raporunda parselasyon işlemiyle birlikte, bu işlemin dayanağı imar planına yönelik değerlendirmelere de yer verildiği, mahkemenin de, dava konusu olmadığı halde imar planına yönelik değerlendirmeleri esas almak suretiyle parselasyon işleminin iptaline karar verdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, parselasyon işleminin dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı dava konusu edilmediğinden, dava konusu parselasyon işleminin yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ve parselasyon ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığının, irdelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle, Konya İdare Mahkemesinin 27.11.2002 günlü, E:2001/1868, K:2002/1594 sayılı kararının bozulmasına, 16.090.000- lira karar harcı ile fazla yatırılan 11.970.000- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 12.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.