Danıştay 6. Dairesi E: 2002/2922 K: 2003/5324 T: 03/11/2003
Davacılara ait taşınmazlar yapı yapılamayacak olan kıyı ve sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümünde kaldığından ve parselasyon paftasında da buradaki taşınmazlar park olarak gösterildiğinden eski yerinin daha değerli olmasının mümkün olmadığı ve bulunduğu yer dışında imar parseli verilmesinin mevzuata uygun Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6077 K: 1999/5998
Dolgu alanı üzerine inşa edilen çimento dolum ve paketleme tesisinin Kıyı Kanununun 6 ve yönetmeliğinin 13. 14. maddelerinde tanımlanan kıyılarda ve dolgu alanları üzerinde yapılabilecek yapı ve tesisler kapsamında olmadığı, “liman” tanımı içinde değerlendirilemeyeceği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5242 K: 1999/5976
Mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin kararın taraflara keşif gününden makul bir süre önce tebliğ edilerek tarafların keşfe katılmalarının sağlanması gerektiğinden, bu usule uyulmadan yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor esas alınarak karar verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5103 K: 1999/4284 T: 05/10/1999
Sahil şeridi içinde kalan taşınmazda kamu yararına yönelik yeşil alan düzenlemesi yapılacağından geçici inşaat ruhsatı verilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1997/6901 K: 1998/6773 T: 23/12/1998
Sahil şeridi içinde kalan hazineye ait taşınmazla, üzerinde ruhsatsız olarak yapılan yapı dışında herhangi bir mülkiyet ilişkisi veya bağı af yasasından doğan bir hakkı da bulunmayan davacının dava konusu işlemlerle hukuken korunması gerekli bir menfaat ilişkisi olmadığından dava açma ehliyetinin olmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1997/4422 K: 1998/4215 T: 30/09/1998
Kıyı kanunu ile ilgili yönetmeliğin kimi maddeleri yürürlük tarihlerinden önceki imar planlarında yapılaşma öngörülmüş ancak henüz yapılaşmamış alanların düzenlenmesini öngördüğünden önceki imar planında yapılaşmayı yasaklayan amaçlara tahsis edilmiş taşınmazları kapsamadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1996/4206 K: 1997/1996
İmar planında kamunun kullanımına ayrılmış olan ve 100 metrelik sahil şeridi içerisinde kalan alanın 3830 sayılı Yasa ile 3621 sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra imar planında değişiklik yapılması suretiyle yapılaşmaya açılamayacağı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1995/7322 K: 1996/3840 T: 24/09/1996
Kirliliğe neden olan fabrika belediye mücavir alanı dışında bulunduğundan, kirlenmenin dere yoluyla davalı belediye mücavir alanına ulaşmasının veya verilmesi için yeterli bir neden oluşturmadığı, kıyı kanununda öngörülen ilgi koşulunun olayda valilik bakımından gerçekleştiğinin kabulü gerektiği belediyece ceza verilemeyeceği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1995/1233 K: 1995/2991 T: 13.9.1995
Mevcut imar planında kamunun kullanımına ayrılmış bir taşınmazın kıyı kanunu ve yönetmeliği hükümlerinin yürürlüğe girmesinden sonra, 100 metrelik sahil şeridi içinde kalması durumunda imar planında değişiklik yapılması yoluyla bu yasa ve yönetmelikte öngörülen kurallara ters düşecek şekilde konut amacına tahsis edilmesi olanaklı değildir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1994/1291 K: 1994/3810
Gerek davacının parsellerini kapsayan ada bazında, gerekse mevzi imar palın bazında kısmi yapılaşmanın olmadığı ve davacının subasman seviyesinde inşaatı da bulunmadığından müktesep hakkının olmadığı gerekçesiyle davacı parsellerine inşaat ruhsatı verilmemesi yolunda tesis edilen işlemden mevzuata aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1993/54 K: 1993/5183
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğin “kısmi yapılaşma”yı tanımlayan önceki yönetmeliğin 4.maddesini değiştiren 2.maddesi ile, l6. maddede değişiklik yapılan 8. maddesinin ve l8.maddeye değişiklik getiren l0.maddesinin hukuka ve Kıyı Kanununa aykırı olmadığı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1993/36 K: 1993/4317
362l sayılı Kıyı Kanununun 3830 sayılı Kanunla değişik 5. maddesine göre kıyı şeridindeki yapılaşma koşullarının yönetmelikle düzenlenmesi öngörüldüğünden, bu Kanunun genelge ile düzenlenmesinde isabet görülmediği. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1664 K: 1993/154 T: 25/01/1993
Kıyı kenar çizgisine tecavüzlü olarak yapılan ve imar planında turistik tesis alanında kalan bayındırlık ve iskan bakanlığından görüş alınıncaya kadar ruhsatının hükümsüz kılınmasına ve durdurularak mühürlenmesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık görülmediğinden mahkemece yapının seviyesi ve ruhsatlı şekilde yapılması göz önünde bulundurularak işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1990/1293 K: 1992/208 T: 23/01/1992
Sitenin işgal ettiği kıyının kamu eline geçmesi amacıyla 3194 sayılı imar kanununun 18.maddesine göre parselasyon işlemi yapılmasında isabet görülmediği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1991/1545 K: 1991/2839 T: 25/11/1991
Davanın konusunu ruhsat vermeme işlemi oluşturduğundan, mahkemenin yörede geçerli bir kıyı kenar tespiti yapılıp yapılmadığının belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığı çözmesi gerekirken, idarenin yerine geçerek bilirkişilerce belirlenen kıyı kenar çizgisine göre taşınmaz için ruhsat verilebileceği sonucuna ulaşılmasında isabet görülmediği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/506 K: 1990/1967 T: 01/11/1990
Kıyıda yapılan gecekondunun korunması mümkün olmadığından 2981 sayılı yasadan yararlanamayacağı yolunda tesis edilen işlemde isabetsizlik görülmediği, ancak bu yapı nedeniyle 2981 sayılı yasanın 13.maddesinin (b) fıkrasına 3366 sayılı yasa ile eklenen 2. bendi hükmünden davacının yararlandırılmasının tabii olduğu Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/40 K: 1990/1787 T: 18/10/1990
İmar planı dışında ve kıyı kenar çizgisi içindeki taşınmazın pay durumu itibariyle taksiminin mümkün olmadığı yolunda tesis edilen işlemde isabetsizlik bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/2279 K: 1990/1102 T: 13/05/1991
Sahil şeridinde yapılan imar planı değişikliğinin beldede yaşayan bir kişi olan davacının menfaatini ihlal ettiği nedeniyle mahkemece davacının hemşehri sıfatıyla plan iptali davası açmasının mümkün olmadığı yolunda verilen kararda isabet görülmediği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/1703 K: 1990/534 T: 29/03/1990
Boğaziçi alanının kıyı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde bulunan mevzuata aykırı yapıların imar affından yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1987/384 K: 1987/1246 T: 23.12.1987
Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca belirlenen Kıyı kenar çizgisinin doğal yapıya uymadığı anlaşıldığından, bu çizginin mahkemece iptaline karar verilmesinde mevzuata aykırılık yoktur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1986/1246 K: 1987/633 T: 16/06/1987
Davaya konu edilen revizyon imar planı ile taşınmazın konaklama tesisleri alanı olarak belirlenerek sahil kesimindeki kısmının gezi yolu, arka kısmının da trafik yolu olarak ayrılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1987/391 K: 1987/615 T: 09/06/1987
Belediye meclisi kararı ile yat çekek yeri olarak kullanılması uygun görülen ve ayrı iki bakanlıkça yat çekek yapımı amacıyla ön izin verilen taşınmazın belediyece, hazine arazisi veya orman olup olmadığı araştırılmadan ön izin sahiplerinden birisine ait mevzi uygulama imar planının kabulünde mevzuata uyarlık bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1986/1327 K: 1986/1165 T: 18/12/1986
Mülkiyeti belediyeye ait alan ve imar planında yeşil sahaya ayrılan yerde kıyı kenar çizgisi ile çakışacak şekilde sahil şeridi bırakılmadan inşa edilen gazino, bitişikteki dinlenme evlerinin malikleri tarafından açılan dava üzerine verilen inşaat ruhsatı ile işletme ruhsatının mahkemece iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak temyiz aşamasında ibraz edilen belgelere göre mahkeme kararının verilmesi tarihinden önce planda değişiklik yapılarak burada yapı yapılması öngörüldüğünden, plana göre ruhsat istenmesi halinde belediyece bu konuda işlem tesis edileceğinin doğal olduğu Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1981/1454 K: 1985/111 T: 21/01/1985
Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu bayındırlık ve iskan bakanlığınca saptanan kıyı kenar çizgisinin ağık kriterlere ve kesin jeolojik-jeomorfolojik kanıtlara dayanılmadan yapıldığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1982/2440 K: 1984/3216 T: 12/12/1984
Kıyı içeren köy ve mezralardaki yerlerin ifraz istemlerinin incelenebilmesinin, öncelikle bu yerde kıyı kenar çizgisinin belirlenmiş olmasına bağlı bulunduğu Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1984/782 K: 1984/2968 T: 5.11.1984/
Kıyı kenar çizgisi değişikliğinin iptali için açılan dava henüz sonuçlanmadan ve uyuşmazlığa konu inşaatla ilgili olarak tespit ve değerlendirme işlemi yapılmadan, iptal edilen ruhsatın geçerli kabul edilmesi yerinde değildir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1982/3471 K: 1984/2913 T: 22/10/1984
Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, suadiye plaj yolunun dava konusu mevzi imar planı ile denize kadar açılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı, bakanlıkça belirlenen kıyı kenar çizgisinin kırık çizgiye kadar uzanan bölümünün mevzuata uygun olarak belirlendiği, geri kalan bölümünün ise bilirkişilerce kara yönünde kaydırılmış olması nedeniyle davacı lehine bir sonuç meydana getirmediği. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1981/1909 K: 1984/1662 T: 6.4.1984
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanan plan değişikliği ile dolgu alanı olarak ayrılan alan, kamunun hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyete konu edilemez. Plan notu ile öngörülen yerde Maliye ve Gümrük Bakanlığının izni doğrultusunda site önündeki erozyonu önlemek amacıyla bir kooperatif tarafından dolgu yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından, davacı kooperatif isteğinin belediyece reddinde isabet yoktur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1981/1065 K: 1983/3404 T: 08/11/1983
Davacıya ait parselin ek 7,8 yön. kapsamında kalması nedeniyle parselasyona tabi tutulmasına ilişkin il idare kurulu kararında isabetsizlik bulunmadığı ve 6785/42.maddesinin anayasaya aykırı olmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1981/2035 K: 1983/741 T: 21/02/1983
Teknik elemanlarca yerinde yapılan inceleme sonucunda dava konusu taşınmazın denizin etkisiyle oluşan sazlık ve bataklık alan niteliğinde olduğu saptandığından, bu yerin kıyı kenar çizgisi içerisinde bırakılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1980/34 K: 1983/438 T: 27/01/1983
Davacı tarafından ruhsatsız olarak yapılan yapının 100 metrelik (kuşak) üzerinde bulunması ve inşaatın 4.11.1974 tarihinden önce yapılmış olduğunun kanıtlanmamış olması nedeniyle yıktırılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2016/12931 K: 2018/3793 T: 24.4.2018
Kıyı Kanunuyla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu ve Kıyı Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkının transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan değişikliği ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2016/12922 K: 2018/6061 T: 18.6.2018
Kıyı Kanunu ve Yönetmelik hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hak; anılan yapıların mevcut haliyle korunmasına ilişkin olup, daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanununa uygun olması gerektiği kuşkusuzdur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2016/5186 K: 2017/8090 T: 19.10.2017
Kıyı Kanunuyla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığı, Kanunun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı, 100 metrelik sahil şeridinin imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz ettiği, imar hakkı transferi yönteminin ayrıntılı bir şekilde hukuksal alt yapısının düzenlenmesi gerektiği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/7361 K: 2005/1115 T: 23/02/2005
Davacının taşınmazı mevzi değil uygulama imar planı kapsamında kaldığından dolayı, “kısmi yapılaşma” değerlendirmesinin sadece parselin yer aldığı imar adası kapsamında değil, sahil şeridindeki tüm imar adaları bazında yapılması gerektiği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/4191 K: 2005/987 T: 21/02/2005
383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden sonra yürürlüğe giren 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca özel çevre koruma bölgesi içinde bulunan dolgu alanına ilişkin olarak yapılan uygulama imar planının onaylanmasında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın yetkili olduğu Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/3388 K: 2007/5344
Üçüncü kişilere ait olan taşınmazdan geçen kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinin, genel düzenleyici bir işlem niteliğinde olmadığı, subjektif bir işlem olduğu, iptali istenilen kıyı kenar çizgisi ile davacı arasında yukarıda tanımlandığı şekilde aktüel, kişisel ve meşru bir ilişki oluşmadığı anlaşıldığından, idare mahkemesince davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/1314 K: 2005/3187 T: 27/05/2005
İdare mahkemesince, çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren kıyı kenar çizgisinin tespitine ilişkin uyuşmazlıkta davacının iddiaları da göz önüne alınarak, kıyı kenar çizgisi tespiti konusunda uzman bir bilirkişi kuruluna konunun incelettirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, tapu iptali istemiyle açılan bir davada bilirkişilerce düzenlenen rapor güçlü delil olarak kabul edilmek ve bu rapor hükme esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/2368 K: 2004/5902 T: 23/11/2004
Kıyı Kanunu uyarınca belirlenmiş kıyı kenar çizgisi bulunan bir yerde, bu çizginin hukuken yürürlükte olduğu dönemde mevcut kıyı kenar çizgisine ait plan paftalarının kaybolduğundan bahisle, kıyı kenar çizgisi yok kabul edilerek, yeniden tespit yapılması suretiyle kıyı kenar çizgisi belirlenmesine ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/4572 K: 2018/6042 T: 18.6.2018
İmar Kanunu ve Kıyı Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkının transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan değişikliği ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün değildir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/6316 K: 2017/7084 T: 3.10.2017
Transfer kavramının ismen kentsel dönüşümle ilgili çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Kanunu olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği açıktır. Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/7345 K: 2017/8573 T: 6.11.2017
İmar Kanunu ve Kıyı Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkının transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan değişikliği ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/3330 K: 2018/5036 T: 22.5.2018
Kıyı Kanunuyla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/7634 K: 2017/8087 T: 19.10.2017
İmar Kanunu ve Kıyı Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkının transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan değişikliği ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/2614 K: 2018/6052 T: 18.6.2018
Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/461 K: 2015/7990 T: 29.12.2015
Kıyı Kanunu ve Yönetmelik hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hak anılan yapıların mevcut haliyle korunmasına ilişkin olup daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanunu’na uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanunu’na uygun olması gerektiğinden uyuşmazlığa konu taşınmazın park ve dinlenme alanı olarak planlanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/7726 K: 2017/8088 T: 19.10.2017
Transfer kavramının ismen çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Kanunu olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği, İmar Kanunu ve Kıyı Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkının transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan değişikliği ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/11024 K: 2017/7082 T: 3.10.2017
Kıyı Kanunuyla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kanunun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar hakkı transferinin mevzuat ile detaylıca düzenlenmesi gerekir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/10712 K: 2017/7081 T: 3.10.2017
Kıyı Kanunuyla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/6037 K: 2017/8082 T: 19.10.2017
Kıyı Kanunu ve Yönetmelik hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hak; anılan yapıların mevcut haliyle korunmasına ilişkin olup, daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanununa uygun olması gerektiği kuşkusuzdur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/4774 K: 2017/597 T: 1.2.2017
Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu’nda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/11087 K: 2017/8089 T: 19.10.2017
Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu’nda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/11024 K: 2017/7082 T: 3.10.2017
Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu’nda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/10712 K: 2017/7081 T: 3.10.2017
Kanunla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu’nda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2016/3770 K: 2018/6083 T: 18.6.2018
İmar Kanunu ve Kıyı Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkının transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan değişikliği ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1978/3209 K: 1982/118 T: 09/02/1982
Kıyıda yapı yapılmasını öngören inşaat ruhsatının iptalinde ve yapının yıktırılmasına karar verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2006/3863 K: 2008/3509 T: 28/05/2008
Birinci derece doğal sit alanı ve 100 metrelik sahil şeridinde kalan, ancak eski eser tescil kaydı bulunmadığı açık olan temel aşamasındaki yapıların yeniden inşası mümkün olmadığından mevcut bağ evi dışında kalan iki ayrı bina için yapı ruhsatı verilemeyeceği yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/8640 K: 2008/2358
Tapu iptal edilmedikçe, kıyıda kalan taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğundan söz edilemeyeceğinden, tapulu mülk üzerindeki yapının, 775 Sayılı Gecekondu Kanunu’nun 18. maddesine göre yıktırılmasının mümkün olmadığı hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5103 K: 1999/4284 T: 05/10/1999
Sahil şeridi içinde kalan taşınmazda kamu yararına yönelik yeşil alan düzenlemesi yapılacağından geçici inşaat ruhsatı verilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5242 K: 1999/5976
Mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin kararın taraflara keşif gününden makul bir süre önce tebliğ edilerek tarafların keşfe katılmalarının sağlanması gerektiğinden, bu usule uyulmadan yaptırılan keşif «e bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor esas alınarak karar verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6077 K: 1999/5998
Dolgu alanı üzerine inşa edilen çimento dolum ve paketleme tesisinin Kıyı Kanununun 6 ve yönetmeliğinin 13. 14. maddelerinde tanımlanan kıyılarda ve dolgu alanları üzerinde yapılabilecek yapı ve tesisler kapsamında olmadığı, “liman” tamun içinde değerlendirilemeyeceği. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/5259 K: 2008/2218
Uyuşmazlık konusu dolgu alanının Altınova ve Subaşı Belediyesi sınırları içinde kalması nedeniyle anılan belediyelerce imar planının hazırlanması veya uygun bulunması gerektiği, yani anılan belediyelerin iradelerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca plan onanmadan önce aynı yönde birleşmesi gerektiği açıktır. Devamını Oku
Danıştay İDDK E: 2000/1200 K: 2002/848
Davacı belediyenin, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kurumsal alanını işgal ettiğinden bahisle fuzuli şagil olarak nitelendirilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesinin hukuka uygun bulunmadığı hk. Devamını Oku
Danıştay 10. Dairesi E: 2004/1382 K: 2007/277
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan söz konusu balıkçı barınağı ve yat limanı olarak kullanılan taşınmazın Kira sözleşmesinin yenilenmemesi karşısında, anılan taşınmazın kira süresi sonundan itibaren kullanımının Kamu hizmeti amacına yönelik olması sebebiyle, 2886 sayılı Yasa kapsamında işgal ve belediyenin fuzuli şagil olarak nitelendirilemeyeceği şeklinde yorumlanmasına olanak bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 17. Dairesi E: 2015/830 K: 2015/311
Su sporlarının yapılacağı alana emniyetli bir şekilde ulaşılabilmesi için emniyetli giriş ve çıkış alanlarının Valilikçe tespit edilebileceği, bu alanın fuzuli işgali halinde ecrimisil istenebileceği Ecrimisil bedelinin münhasıran taşınmazın bulunduğu konum ve diğer unsurlar dikkate alınmak suretiyle keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra belirlenmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku
Danıştay 10. Dairesi E: 1997/548 K: 1998/640
Belediyelerce denizden doldurularak kazanılan taşınmazın kiracısı olan davacıdan da 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca ecrimisil istenebileceği hk. Devamını Oku
Danıştay 10. Dairesi E:1992/2421 K: 1994/1092, 21/03/1994
Herkesin eşit şekilde yararlanma hakkını sınırlayarak, şezlong ve şemsiye konulmasının kumsal alanın işgali olduğu, bu işgal nedeniyle ecrimisil istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı.. Devamını Oku
Danıştay İDDK E: 2003/326 K: 2003/588 T. 10.7.2003
3621 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen yazılı usul uygulanmaksızın, doğrudan üçüncü kişinin hazırlayıp sunduğu planın Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanması suretiyle gelişen bu durum karşısında; dava konusu imar planı değişikliğinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onandığı andan itibaren yürürlüğe girdiğinin, uygulanabilecek kesin ve icrai bir işlem haline geldiğinin kabulü gerekmektedir. Böyle bir durumda, imar planı değişikliğinin ilgili belediyesince ilan edilmediğinden bahisle kesinleşmediği yolundaki aksi bir düşünce, planın uygulanması ile beraber menfaati ve hakkı ihlal edildiği iddiasıyla süresinde plana karşı dava açan kişinin, dava hakkının ertelenmesi, oluşan fiili durum nedeniyle zarar görmeye devam etmesi anlamına gelecektir. Devamını Oku