1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/10607 K: 2011/11342


Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır.

Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.03.2011 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temsilcisi temyiz etmiştir.

Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.

Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HMK’nun 12.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.

Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.

Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.

1- Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.

2- Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.

3- Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.

4- İstem konusunda tanık dinlenmelidir.

5- Tüm            bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.

Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.

Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.

Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı,murisi annesi E.K’un maliki olduğu 201 parsel numaralı taşınmazda “….” yazılan adının düzeltilmesini ve mevcut olmayan baba adının “…..”olarak yazılmasını istemiştir.

Davaya konu taşınmazın tapu kaydı ve tapulama tutanağı incelendiğinde, tutanağın 2.6.1975 tarihinde düzenlendiği ve 7.10.1975 tarihinde M.K tarafından tutanağa itiraz edildiği, komisyon kararında taşınmaz A.’ye ait iken ölümü ile evlatları Ö., Y. ve A.ye kaldığı, A. de ölmekle tek kızı M.’i mirasçı bıraktığından, taşınmazda 1/3 payı bulunduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır.

Nüfus Müdürlüğünden alman yazı cevabı ekinde 1905 doğumlu M.K ve 1934 doğumlu E.K.’a ait nüfus örnekleri gönderilmekle, tapu kayıt maliki ile aynı adlı kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda mahkemece mülkiyet nakline sebep olunmaması için Nüfus Müdürlüğünden, davacının murisi E.K. annesi A.ye ait ana baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosu getirtilerek tapunun oluşumuna esas tapulama komisyon kararıyla bağlantı oluşturacak şekilde inceleme yapılmalı, ayrıca davacının murisi ile aynı adlı kişinin nüfusta kayıtlı olduğu bildirilmekle, sağ ise 1934 doğumlu E.K, ölmüş ise mirasçıları çağrılarak dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiaları olup olmadığı sorularak sonuca gidilmelidir. Tüm bu araştırmalara rağmen kesin bir kanaat oluşmadığı takdirde taşınmaz başında keşif yapılarak tapu ve nüfus bilgileri arasında paralellik sağlanmaya çalışılmalıdır.

Açıklanan hususlar nazara alınmadan eksik inceleme ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarı da açıklanan nedenlerle, davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.