Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır.
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı, … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/242 E. 2015/293 K: sayılı kararı ile açılmasına karar verilen muris Hayriye’ye ait 20/09/2000 tarihli vasiyetnamesinin tenfizine karar verilmesini talep etmiş, 08/03/2016 tarihli dilekçesiyle 20/09/2000 tarihli işlemin vasiyetnameden rücu senedi niteliğinde olması nedeniyle muris tarafından düzenlenen 27/01/2015 tarih ve 795 yevmiye numaralı vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetnameye konu taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; dava konusu vasiyetnamenin açılması dosyasında vasiyetnameyi kabul etmediklerini, dava açacaklarını beyan ettiklerini, vasiyetnameden rücu edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi (tenfizi) için de her şeyden önce vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerektiği, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/242 esas 2015/293 karar sayılı dosyasının henüz kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, murise ait resmi vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Bu tespit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz.
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK:md.600).
Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır.
Somut olayda tenfizi istenen vasiyetnamenin, … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/242 esas 2015/293 karar sayılı dosyası ile açılıp okunduğunun tespitine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın tebliğ edilmediği, mahkemece yurt dışı tebligat aşamasında olduğunun belirtildiği ve kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca; vasiyetnamenin açılması dosyasındaki 31/03/2015 tarihli celsede davalılar …’un vasiyetnameyi kabul etmediklerini, gerektiğinde iptal davası açacaklarını beyan ettikleri görülmektedir.
6100 sayılı HMK’nun 115/2. maddesi Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” düzenlemesini içermektedir.
Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Mahkemece, davacı tarafa vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleştirilmesi için HMK’nun 115/2 maddesi gereğince süre verilmesi ve iptal davası açılmış ise sonucunun bekletici mesele yapılması ve sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK:nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.