1. Anasayfa
  2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/16629 K: 2016/13682 T: 30.11.2016


Davacı vasiyetnamenin iptalini talep etmektedir. Vasiyetnamenin açılmasına dair davada; mahkemece davanın kabulüne, vasiyetnamenin açıldığına karar verilmiş ise de gerekçeli kararın tüm mirasçılara tebliğ edilmediği, bu açıdan dava tarihinde ilgili dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle vasiyetnamenin açılmasına dair kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dosya içine konulmalıdır. Zira; vasiyetnamenin iptali davası açma süresi iş bu davanın kesinleştiği tarihten itibaren başlayacaktır.

DAVA: Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı; murisi …’ın 09/12/2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin daha önce 30/10/1987 tarihinde …’da düzenlediği vasiyetname ile kendisini mirasçı olarak atadığını, daha sonra … Noterliğinin 03/06/1996 tarih 9135 yevmiye numaralı yeni bir vasiyetname düzenleyerek Türkiye’de bulunan mal varlıklarını eşi …’a bıraktığını, ancak; eşinin muristen önce 2001 yılında vefat ettiğini, bu durumda eşi …’ın vasiyet alacaklısı sıfatını kazanamadığını, davaya konu 1996 tarihli vasiyetname hakkında, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/970 esas sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılması davasının devam etmekte olduğunu ve henüz kesinleşmediğini ileri sürerek … 15. Noterliğince düzenlenen vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar özetle; davanın süre yönünden usulden reddi gerektiğini, esasa dair olarak da vasiyetnamenin iptali sebeplerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığını bunun haricinde bir sebebin de iddia edilmediğini, ayrıca eski tarihli vasiyetnamenin yeni tarihli vasiyetnameyi ortadan kaldıracağının düşünülemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Mahkemece; … 3. Sulh hukuk mahkemesinin 2010/1510 esas sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılması için dava açıldığı, mirasçılara mahkemece tebligat çıkartıldığı, işbu davanın davacısı olan …’ın 24/11/2010 tarihli oturuma katıldığı, bu oturumda mahkeme huzurunda vasiyetname zarfının açıldığı ve okunduğu, davacının Kanun’un belirtmiş olduğu şekilde durumu 24/11/2010 tarihinde öğrenmesine karşılık 1 yıllık süre içerisinde işbu davayı açmadığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.

Hukuk mahkemesinde, görülen bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması, başka bir mahkemenin görevi içindeki bir hususun çözümüne bağlı ise; o hususun görüldüğü davanın sonuçlanmasını, kendisi için bekletici sorun yapabilir.

Görülmekte olan bir davanın sonuçlanmasını başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekir:

a-) Bekletici sorun yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması,

b-)İki dava arasında bağlantı bulunması.

Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.

Somut olayda; davacı vasiyetnamenin iptalini talep etmektedir. Dosya arasında bulunan … Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/970 E.sayılı vasiyetnamenin açılmasına dair davada; mahkemece davanın kabulüne, vasiyetnamenin açıldığına karar verilmiş ise de gerekçeli kararın tüm mirasçılara tebliğ edilmediği, bu açıdan dava tarihinde ilgili dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle vasiyetnamenin açılmasına dair kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dosya içine konulmalıdır. Zira; vasiyetnamenin iptali davası açma süresi iş bu davanın kesinleştiği tarihten itibaren başlayacaktır.

O halde mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.