Somut olayda, davacı vekili tarafından 02.01.2017 ve 11.05.2017 tarihli satışlara ilişkin ön alım hakkının kullanıldığı, davalının ise bu tarihlerden önce pay satın alarak taşınmazda paydaş olduğu, yasal düzenleme uyarınca paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanamayacağı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ön alım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Ankara ili, Altındağ ilçesi, 24240 ada 6 parsel sayılı, 3.101 m² yüzölçümlü taşınmazda 228,76 m²’lik hissenin maliki olduğunu, davalının 02.01.2017 ve 11.05.2017 tarihlerinde olmak üzere toplam 229,21 m²’lik hisse satın aldığını, davacının ön alım hakkını kullanmak istediğini belirterek davaya konu olan arsa paylarının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının dava konusu edilen taşınmazda 23.05.2016 tarihinde malik olduğunu, hissedarlar arasında ön alım hakkının kullanılamayacağını, davacı ve davalı arasında 08.06.2016 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunduğunu, davanın süresinde açılmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ön alım hakkının kullanımına ilişkin davanın süresinde açıldığı, davaya konu hisselerin bedeli hesaplanarak depo edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hisse paylarının hatalı hesaplandığını, davalının 23.05.2016 tarihinde hissedar olduğunu, paydaşlar arasında ön alım hakkının kullanılamayacağını, davacı ve diğer arsa sahipleriyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, buna uygun olarak davaya konu 02.01.2017 ve 11.05.2017 tarihli satışların yapıldığını, ön alım hakkının kullanılmasının kötü niyet teşkil edeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafından aynı taşınmazda 02.01.2016 ve 23.05.2016 tarihlerinde de pay alındığı, davacı tarafça bu paylara karşı dava açılmadığı, böylece eldeki dava tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazda hissedar olan davalıya karşı dava açıldığı, ayrıca davacı, davalı ile dava dışı hissedarlar arasında 08.06.2016 düzenleme tarihli taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılan pay devirlerine karşı ön alım hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri: Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taleplerinin 02.01.2017 ve 11.05.2017 tarihli satışlara ilişkin olduğunu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği gözetilmeksizin karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Uyuşmazlık, ön alım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk: 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 inci ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 nci maddesi ile bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının kullanılabileceği kabul edilmiştir. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olayda, davacı vekili tarafından 02.01.2017 ve 11.05.2017 tarihli satışlara ilişkin ön alım hakkının kullanıldığı, davalının ise bu tarihlerden önce pay satın alarak taşınmazda paydaş olduğu, yasal düzenleme uyarınca paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanamayacağı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.