Dava konusu irtifak hakkının tesis ve tescili sırasında taşınmaz malikine bir bedel ödenip ödenmediği araştırılmalı ve irtifak hakkı terkininin bedelsiz olarak yapılıp yapılamayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmayarak, terkin işleminin bir bedel karşılığında yapılacak olması halinde bu bedelin miktarı noktasında konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınmalı ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekir
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu taşınmazında öncesinde dava dışı belediye lehine tesis edilen sonrasında ise davalı Tedaş lehine devredilmiş daimi irtifak hakkı mevcut olduğunu, enerji nakil hattının bir başka güzergahtan yer altına alınmasından sonra müvekkilinin parselinden geçen enerji nakil hattının fiilen ve hukuken devre dışı kaldığını, müvekkilinin irtifak hakkının terkini talebi ile davalı kuruma başvurduğunda kendisinden 132.160 TL’nin yatırılması halinde terkin işleminin gerçekleştirileceğinin bildirildiği, müvekkilinin istenilen bedeli banka kanalı ile yatırdığını ve terkin işleminin gerçekleştirildiğini, 13.09.2011 tarihinde TMK’nun 785/1.maddesi gereğince terkin işleminin bedelsiz yapılması gerektiğinden bahisle tahsil edilen irtifak hakkı bedelinin iadesini talep etmiş ise de, 27.09.2011 tarihli cevap ile talep edilen bedelin iadesinin mümkün olmadığının kendilerine bildirildiğini, TMK’nun 785/1.maddesi gereğince irtifak hakkının bedelsiz olarak terkini gerektiğini belirterek, müvekkilinin içerisinde bulunduğu inşaat yapma zorunluluğu halinden faydalanılarak tahsil edilen 132.160 TL’nin irtifak hakkının terkin edilmiş olması nedeniyle iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerindeki hattın 10.08.2005 tarihinde deplase edilerek taşınmaz üzerinden kaldırıldığını, davacı tarafın bahse konu taşınmaz üzerindeki irtifak hakkının tespit edilen tüm masraf ve bedellerini ödeyeceğini bildirip, gerekli terkin işlemlerinin yapılmasını talep ettiğinden, talep edilen bedeli itirazi kayıtsız müvekkilinin hesabına yatırdığını, davacı tarafın bedelsiz terkin yapılması iddiasında olduğunu, bu durumun müvekkilinin sebepsiz zenginleşme halini kastettiğinden, sebepsiz zenginleşme davasının ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması gerektiğini, bir yıllık süre geçirildikten sonra açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının ödemeyi yaparken itirazi kayıt hakkı varken kullanmadığını, bedelsiz terkin şeklinde yapılması gerektiği şeklindeki talebin yasal dayanağı bulunmadığını, irtifak hakkı tesis edilirken mülk sahibine bunun bedelinin peşin olarak verilmekte olup, irtifak hakkının terkini halinde de terkin tarihinde irtifak bedelinin ne kadar olduğunun tespit edilmesi ve bedelinin irtifak hakkı sahibine ödenmesi kaydı ile terkininin mümkün olabildiğini belirterek; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, bu kabul edilmez ise İrtifak hakkı bedeli mukabilinde kaldırılacağından bedelsiz terkini talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; ”…davacının tahakkuk ettirilecek bedeli ve ferilerini ödemek suretiyle irtifak kaydının kaldırılmasını talep ettiğini, bu konuda davacının başlangıçta kabulü olduğunu, kabulün her türlü yasal delilin üzerinde bir anlam ifade edeceğini, belirtilen 132.160,00-TL’lik bedelin 09/11/2007 tarihinde yatırılmış olduğunu ve bedel yatırılırken itirazi kayıt ileri sürülmediğini, en önemlisi sebepsiz zenginleşme hallerinde bunun öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde davanın ikame edilmesi gerektiğini, somut olayın sözleşmeye dayalı bir işlem olmadığını, zira davacı ile davalının önceki halefi arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, eğer davacının yatırdığı bedel yatırmaması gereken bir bedel ise yukarıda açıklandığı üzere sebepsiz zenginleşme kuralı kapsamında değerlendirmek gerektiğini, bir yıllık süre içerisinde bu davanın açılmadığı…” gerekçesi ile davanın hem süre hem de esas yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nun 785. maddesi ”Lehine irtifak kurulan taşınmaz için bu hakkın sağladığı hiç bir yarar kalmamışsa, yüklü taşınmazın maliki bu hakkın terkinini isteyebilir. Yüküne oranla çok az yarar sağlayan bir irtifak hakkının, bedel karşılığında kısmen veya tamamen terkini istenebilir.” hükmünü içermektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının malik olduğu taşınmaz üzerinde öncesinde belediye sonrasında ise davalı Tedaş lehine kurulan daimi irtifak hakkının, 6830 sayılı İstimlak Kanunu hükümleri gereğince, taşınmaz sahiplerine ödenecek bedeli karşılığında tesis ve tescil edildiği, 10.08.2005 tarihinde davalı kurum tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan enerji nakil hattının deplase edilerek kaldırıldığı ve davacı tarafından yapılan başvuru neticesinde bahse konu irtifak hakkının 30.01.2008 tarihinde davacı tarafından 132.160 TL bedelin yatırılması sonucunda tapu kaydından terkin işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HUMK.nun madde 76, HMK madde 33).
Hal böyle olunca, dava konusu irtifak hakkının tesisi sırasında taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu anlaşılmakla, dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, sözleşmelerde uygulama yeri bulan B.K: 125. ( yeni TBK 146 ) maddesi gereğince 10 yıldır.
Buna göre; somut uyuşmazlıkta mahkemece, BK: 125. (yeni TBK: 146) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği gözönüne alınmalı, dava konusu irtifak hakkının tesis ve tescili sırasında taşınmaz malikine bir bedel ödenip ödenmediği araştırılmalı ve irtifak hakkı terkininin bedelsiz olarak yapılıp yapılamayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmayarak, terkin işleminin bir bedel karşılığında yapılacak olması halinde bu bedelin miktarı noktasında konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınmalı ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.