1. Anasayfa
  2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/14-469 K: 2015/2492 T: 6.11.2015


6537 Sayılı Kanun’un 9. maddesiyle 3083 Sayılı Kanun’un 13. maddesinin son fıkrasının son cümlesinin yürürlükten kaldırıldığından toplulaştırma kapsamında olan davaya konu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesine karar verilebilmesi mümkün hale gelmiştir. Hal böyle olunca bu son yasa değişikliği nedeni ile mahkemenin davacıların davaya konu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesi talebinin kabulüne dair direnme kararı usul ve yasaya uygundur.

DAVA: Taraflar arasındaki “ortaklığın giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uzunköprü Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.03.2013 gün ve 2012/646 E., 2013/377 K: sayılı kararın incelenmesi davalı H. vekili ve davalı Hü. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 gün ve 2013/7518 E., 2013/9733 K: sayılı ilamı ile;

(… Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.  Hükmü, davalı H. vekili temyiz etmiştir.

Somut olayda; Edirne Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen cevapta, Edirne İli, Meriç İlçesi, Kadıdondurma Köyündeki taşınmazların 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13. maddesi gereğince uygulama alanında olduğu bildirilmiştir.

3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13/1 maddesinde ”Uygulama alanlarında Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayımı tarihinden itibaren, kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlemlerinin tamamlanması veya tapuya tescili sonuçlandırılıncaya kadar, gerçek kişilerle özel hukuk tüzelkişilerine ait arazinin mülkiyet ve zilyetliği devir ve temlik edilemez. Bu araziler ipotek edilemez ve satış vaadine konu olamaz. Ancak, bu kısıtlama süresi beş yılı aşamaz.” düzenlemesi yer almaktadır. Edirne Gıda Tarım Ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün 26.01.2012 tarihli yazısında davaya konu taşınmazlar yönünden 11.03.2010 tarihinde beş yıllık kısıtlama süresinin başladığı bildirilmiştir. 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13. maddesinin son parağrafında “Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde mahkemeler veya icra iflas daireleri tarafından bu arazi hakkında devir ve temlik gerektiren bir karar verilemez. Miras yoluyla intikaller bu hükmün kapsamı dışındadır. Ayrıca mahkemeler satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar veremezler.” düzenlemesi gereğince kısıtlama süresi içerisinde ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği…),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR: Dava ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, Edirne ili, Meriç ilçesi, Kadıdondurma köyü 112 ada 3, 138 ada 12, 167 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davacılar ile davalılar adlarına tapuda paylı olarak kayıtlı olduğunu, paydaşlar arasında paylaşımın mümkün olmadığını belirterek taşınmazlardaki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini istemiştir.

Davalı H. vekili, Meriç Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/36 Esas sayılı dosyasında açtıkları tapu iptali ve tescil davasının bekletici mesele yapılmasını, davaya konu taşınmazların tarla vasfında yerler olması ve tarafların ana iştigal konusunun da çiftçilik olması sebebiyle taşınmazların satış yolu ile satılmasının hakkaniyete uygun düşmeyeceği ve tarafları fazlasıyla mağdur edeceğini, taşınmazların aynen taksimlerinin mümkün olduğunu, ayrıca taşınmazların 3083 Sayılı Kanun kapsamında kaldığını ve 2015 yılına kadar satılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalılar F. ve V. vekili, taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesini, satış kararı verilecekse de satışın paydaşlar arasında yapılmasını istemiştir.

Davalı Hü., ortaklığın paydaşlar arasında aynen taksim suretiyle giderilmesini istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı H. vekili ve davalı Hü.’nun temyizi üzerine; Özel Dairece yukarda başlık bölümünde metni aynen yazılı olan karar ile bozulmuş; mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilip genişletilerek direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararını davalılardan H. vekili temyize getirmektedir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 3083 Sayılı kanun gereği toplulaştırma kapsamında olan davaya konu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, Özel Dairenin bozma ilamı ve yerel mahkemenin direnme kararından sonra 6537 Sayılı Kanun’un 9. maddesiyle 3083 Sayılı Kanun’un 13.maddenin son fıkrasının son cümlesinde belirtilen “Ayrıca mahkemeler satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar veremezler.” biçimindeki düzenleme yürürlükten kaldırıldığından bu yasal düzenlemenin davaya konu olayda uygulanıp uygulanmayacağı ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere 3083 Sayılı Kanun’un 13.maddesi, “Temliki tasarrufların durdurulması ” başlıklı olup “Uygulama alanlarında Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayımı tarihinden itibaren, kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlemlerinin tamamlanması veya tapuya tescili sonuçlandırılıncaya kadar, gerçek kişilerle özel hukuk tüzelkişilerine ait arazinin mülkiyet ve zilyetliği devir ve temlik edilemez. Bu araziler ipotek edilemez ve satış vaadine konu olamaz. Ancak, bu kısıtlama süresi beş yılı aşamaz. Sulama şebekesi tamamlanıp sulamaya geçinceye kadar da aynı işlemler yapılmaz. Bu kısıtlamada ise süre, beş yılı aşamaz. Ancak, sulama alanlarında toplulaştırma çalışmaları kısıtlama süresi içerisinde sonuçlandırılamadığı takdirde, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün teklifi ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığının onayı ile toplulaştırma çalışmalarının sonuçlandırılması amacıyla kısıtlama süresi en fazla beş yıla kadar daha uzatılabilir.” şeklindedir. Aynı Kanun’un 13.maddesinin son fıkrasının son cümlesi “Ayrıca mahkemeler satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar veremezler.” biçiminde iken Özel Daire’nin bozma ilamından sonra 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6537 Sayılı Kanun’un 9. maddesiyle bu cümle yürürlükten kaldırılmıştır

Somut olaya gelince, davaya konu taşınmazların 3083 Sayılı Kanun gereği toplulaştırma kapsamında olduğu sabittir. Özel Daire’nin bozma ilamından sonra 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6537 Sayılı Kanun’un 9 maddesiyle 3083 Sayılı Kanun’un 13.maddesinin son fıkrasının son cümlesinin yürürlükten kaldırıldığından toplulaştırma kapsamında olan davaya konu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesine karar verilebilmesi mümkün hale gelmiştir.

Hal böyle olunca bu son yasa değişikliği nedeni ile mahkemenin davacıların davaya konu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesi talebinin kabulüne dair direnme kararı usul ve yasaya uygundur.

Ne var ki, mahkemece işin esası hakkında kurulan hüküm, Özel Dairece incelenmediğinden, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme uygun olup, davalılardan H. vekilinin işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 06.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.