1. Anasayfa
  2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2012/1226 K: 2012/5313


Taşınmazdaki paylılık durumu sona erdiğine, davacı ve davalının paydaşlık sıfatları kalmadığına göre önalım hakkı söz konusu olamayacağından davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan önalım davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taşınmaz mülkiyetinin kanundan doğan kısıtlamalarından olan önalım hakkı, paydaşlardan birinin payını tamamen veya kısmen üçüncü şahsa satması halinde diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Önalım hakkının açıklanan bu tarifinden anlaşılacağı üzere dava hakkı paydaşa aittir. Paylı mülkiyet nedeniyle doğan önalım hakkı ancak paylı mülkiyet devam ettiği sürece mevcuttur. Önalım hakkı paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda kullanılabilir. Taşınmazın paylılık durumunun herhangi bir nedenle sona ermesi halinde önalım hakkı düşer.

Somut olayda; önalım hakkının ilişkin olduğu iddia edilen davacının paydaşı olduğu 91 ada 3 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından Zübeyde’nin payını 20.05.2009 tarihinde davalıya sattığı, bu satım işleminden sonra 3194 sayılı Kanun’un 18. maddesi gereğince yapılan imar uygulamasının ilanları yapılarak kesinleştiği, bu uygulama sonucunda 02.12.2009 tarihinde 4309 ada 2 parselin tamamının davacı, 4309 ada 1 parselin tamamının davalı adına tescil edildiği, bu parselin de ifrazı ile 4309 ada 5 parselin davalı adına kayıtlı olduğu, böylece taşınmazın paylılık durumunun sona erdiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi taşınmazdaki paylılık durumu sona erdiğine, davacı ve davalının paydaşlık sıfatları kalmadığına göre önalım hakkı söz konusu olamayacağından davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 04.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.