Davaya konu taşınmazda adı geçen kayıt malikinin soyadının tapu kaydında belirtilmediği anlaşıldığından, mahkemece taraf teşkilinin sağlanabilmesi için davacıya tapu kaydında idari yoldan düzeltme yapılması, mümkün olmadığı takdirde tapuda isim tashihi davası açmak üzere yetki ve makul süre verilerek adı geçen kayıt malikinin davada taraf olmadığının anlaşılması halinde sağ ise kendisinin, ölü ise temin edilecek mirasçılık belgesine göre tespit olunacak mirasçılarının davada yer alması sağlanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
DAVA: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.11.2014 gününde verilen dilekçeyle ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.06.2015 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … 23.06.2015 ve 06.07.2015 tarihli ek kararların Yargıtay incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR: Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, davaya konu 51 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı …, davaya konu taşınmaza ait tapu kaydında “satılamaz” şerhi olduğunu, davaya konu taşınmazın kentsel dönüşüm kapsamına alındığını, taşınmaz üzerinde bulunan binasının bu sebeple yıkıldığını beyan ederek kentsel dönüşüm sürecinin bu dava için bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüyle davaya konu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.
İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik 23.06.2015 tarihli ek kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine verilen 06.07.2015 tarihli temyiz talebinin reddine dair kararı ise davacı vekili temyiz etmiştir.
1-)6100 Sayılı HMK’nın “Temyiz edilemeyen kararlar” başlıklı 362. maddesinde hangi kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Aynı kanunun 362. maddesinin (f) bendi gereğince geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar da temyiz edilemeyen kararlar arasında sayılmaktadır.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 21.02.2014 tarihli 2013/1 E: 2014/1 Sayılı Kararı ile de ilk derece mahkemelerince verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararların temyiz yoluyla incelenemeyeceğine karar verildiğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 06.07.2015 tarihli ek kararın onanmasına karar verilmiştir.
2-)Davalının temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince; davaya konu taşınmazda kayıt malikinin … kızı … olduğu, adı geçen kayıt malikinin soyadının tapu kaydında belirtilmediği anlaşıldığından, mahkemece taraf teşkilinin sağlanabilmesi için davacıya tapu kaydında idari yoldan düzeltme yapılması, mümkün olmadığı takdirde tapuda isim tashihi davası açmak üzere yetki ve makul süre verilerek adı geçen kayıt malikinin davada taraf olmadığının anlaşılması halinde sağ ise kendisinin, ölü ise temin edilecek mirasçılık belgesine göre tespit olunacak mirasçılarının davada yer alması sağlanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Öte yandan; davaya konu taşınmazın … Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından satışa çıkarılmasına dair işlemin iptaline dair … . İdare Mahkemesi’nin 2015/995 Esas; 2016/287 Karar sayılı dava dosyasında verilecek karar sonucunda pay ve paydaş durumu etkilenebileceğinden, anılan dava dosyasının sonucu beklenmelidir.
Mahkemece, yukarda belirtilen hususlar gözetilmeden ve taraf teşkili tam olarak sağlanmadan davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, ek kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenler ile davalının temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde davalı tarafa iadesine, 27.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.