1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Kararları

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/18994 K: 2017/1793 T: 9.3.2017


Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde davaya konu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenir. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır. Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.

Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davası sonucunda mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına dair dava dosyası, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanunla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR: Dairemizin 25.6.2014 gün ve 2014/5357 E.-2014/8576 Sayılı bozma Kararı üzerine yerel mahkemenin 11.11.2014 tarihli ve 1471-1935 Sayılı Kararı ile direnme hükmü kurulmuştur.

Direnme kararı Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş ise de 24/11/2016 tarihinde kabul edilen 6763 tarihli Kanunla, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca, incelenmek üzere Dairemize gönderilmiştir. Dairemizce gerekçe genişletilerek verilen hükmün yeni hüküm olduğıu kabul edilerek dosyanın temyizen incelenmesine geçilmiştir.

Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüyle taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir.

Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde davaya konu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.

Somut olaya gelince; taşınmaz üzerindeki ev ve ağaçların davalıya ait olduğu konusunda tarafların ittifak ettikleri anlaşılmaktadır. Taşınmazın zemin ve muhdesat değerlerinin toplamı üzerinden muhdesat ve zemine isabet eden yüzdelik oran kurulmalıdır. Hüküm sonucunda satış bedeli üzerinden sadece muhdesata düşen(davalının kullandığı zemin değeri katılmadan) oran davalıya, zemine düşen oranın ise yine payları gösterilmek süretiyle tüm davacı ve davalı maliklere ödenmesine karar verilmelidir. Bu oranlama ve pay tespiti uzman bilirkişiye hesaplatılmalı, bu rapor hükmün eki sayılmak üzere infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde bir hüküm kurulması gerekirken, hüküm sonucunda ne şekilde hesaplandığı açıklanmak suretiyle direnme kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde yatırana iadesine, 09.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.