1. Anasayfa
  2. Danıştay 14. Dairesi Kararları

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/2945 K: 2018/5519 T: 20.9.2018


Davaya konu encümen kararına esas alınan yapı tatil zaptında yapının o andaki durumunun, yapının 5 yıllık ruhsat süresi içerisinde ne kadarlık kısmının tamamlandığının, inşaat ruhsatının geçerlilik süresinin sona ermesinden sonra inşaata devam edilip edilmediğinin, inşaatın hangi tarihte tamamlandığının, ruhsat ve eki projeye aykırı uygulamaların neler olduğunun ve bu aykırılıkların kaç m2 olduğunun, somut ve ayrıntılı bir şekilde tespit edilmediği görülmektedir. Bu durumda, 3194 Sayılı İmar Kanununa uygun olarak düzenlenmeyen yapı tatil tutanağına dayalı olarak tesis olunan, ruhsatsız yapının yıkımına ve davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Antalya 2. İdare Mahkemesi’nin 03/12/2014 günlü, E:2014/492, K:2014/1616 Sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17/2. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü.

KARAR : Dava; Antalya İli, Manavgat İlçesi, Çolaklı Mahallesi, 124 Ada, 1 Sayılı parseldeki taşınmazda (2. kat 9. numaralı bağımsız bölüm) ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle 3194 Sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımına ve aynı Kanunun 42. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin 28.01.2014 günlü, 17 Sayılı Çolaklı Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu işlemin 2.414,51-TL’lik idari para cezasına ilişkin kısmının iptali, idari para cezasının bu tutarı aşan kısmı ile yıkıma ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş, bu kararın, redde ilişkin kısmı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3194 Sayılı İmar Kanununun “Yapı Ruhsatiyesi” başlıklı 21. maddesinde; “Bu Kanun kapsamına giren bütün yapılar için 26. maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınmasının mecburi olduğu”, hükmüne; 29. maddesinde “Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır…” hükmüne; 31. maddesinde, “İnşaat bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.”, hükmüne; 32. maddesinde ise: “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanununu 42. maddesinin 2. fıkrasında, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, maddede öngörülen şekilde hesaplanan idari para cezalarının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; ruhsata tabi yapılarda ruhsat tarihinden itibaren iki yıl içerisinde inşaata başlanılması ve ruhsat tarihinden itibaren beş yıl içerisinde inşaatın bitirilmesi gerektiği, aksi takdirde ruhsatın hükümsüz hale geleceği, inşaatın bitme tarihinin yapı kullanma izninin alındığı tarih olduğu, yapı kullanma izni alınmayan yapılarda inşaata devam edilebilmesi için, yeniden yapı ruhsatı alınmasının zorunlu olduğu, ancak yapının ruhsat süresi içerisinde ve ruhsata uygun olarak tamamlanan kısımlarının kazanılmış hak olarak kabul edilip korunacağı, yapı kullanma izni alınmaması halinde ise, yapının elektrik, su kanalizasyon ve benzeri hizmetlerden yararlandırılmamasına ilişkin yaptırımların öngörüldüğü ruhsat süresi dolmuş olmasına rağmen yapı kullanma izin belgesi alınmamış ise, yapının ruhsatsız olarak yapılmış sayılamayacağı, hükümsüz hale gelmişse bile ancak varsa ruhsata aykırı olarak yapılmış olan kısımların yıkımına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; ruhsatsız ve ruhsat eklerine aykırı olarak yapılan yapılardan dolayı yıkım kararının alınabilmesi ve idari para cezasının verilebilmesi için inşaatın o andaki durumunun ve ruhsata aykırılıkların somut ve ayrıntı biçimde yapı tatil zaptıyla tespit edilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmazda davalı idare elemanlarınca düzenlenen 16/01/2014 günlü, 332 Sayılı yapı tatil zaptında, Antalya İli, Manavgat İlçesi Çolaklı Beldesi, Çolaklı Mahallesi, 124 ada, 1 parseldeki 111,69 m2 yüzölçümündeki 2. kat, 9 numaralı bağımsız bölümün ruhsatsız olduğunun tespiti üzerine, 3194 Sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca ruhsatsız yapıların yıkılması için bir ay süre verilmesine, bir aylık sürede yıkılmaması halinde belediyece yıkımına ve aynı Kanunun 42. maddesi uyarınca 8.738,72-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 28.01.2014 günlü, 17 Sayılı dava konusu encümen kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, davalı idarece binanın ruhsatsız olduğu kabul edilerek bağımsız bölümün tamamı için işlem tesis edilmişse de, bağımsız bölümün içinde bulunduğu bina için 23.11.1992 tarih ve 4 Sayılı inşaat ruhsatının alındığı, davaya konu encümen kararına esas alınan yapı tatil zaptında yapının o andaki durumunun, yapının 5 yıllık ruhsat süresi içerisinde ne kadarlık kısmının tamamlandığının, inşaat ruhsatının geçerlilik süresinin sona ermesinden sonra inşaata devam edilip edilmediğinin, inşaatın hangi tarihte tamamlandığının, ruhsat ve eki projeye aykırı uygulamaların neler olduğunun ve bu aykırılıkların kaç m2 olduğunun, somut ve ayrıntılı bir şekilde tespit edilmediği görülmektedir.

Bu durumda, 3194 Sayılı İmar Kanununa uygun olarak düzenlenmeyen yapı tatil tutanağına dayalı olarak tesis olunan, ruhsatsız yapının yıkımına ve davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık, Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin temyize konu kısmında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan; karar metni incelendiğinde, kararın gerekçe kısmında idari para cezasının 2.414,51-TL’lik kısmında hukuka aykırılık, bu tutarı aşan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı belirtildiği halde; hüküm kısmında, hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilen idari para cezasının 2.414,51-TL’lik kısmının iptaline, hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilen bu tutarı aşan kısım yönünden ise davanın reddine denildiği görülmekte olup,kararda, bu yönden de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; Antalya 2. İdare Mahkemesi’nin 03/12/2014 günlü, E:2014/492 K:2014/1616 Sayılı kararının, temyiz edilen kısmının, yıkım yönünden oy çokluğu, idari para cezası yönünden ise esasta oybirliği, gerekçe de oy çokluğu ile BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 20/09/2018 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY (X):

Kararın yıkıma ilişkin kısmı yönünden: 3194 Sayılı İmar Kanununun “Yapı Ruhsatiyesi” başlıklı 21. maddesinde “Bu Kanun kapsamına giren bütün yapılar için 26. maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınmasının mecburi olduğu”, hükmü ile 29. maddesinde “Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır. Ruhsat yenilenmesi ve plan tadili sırasında ayrıca harç alınmaz. Ancak inşaat sahasında artış, bağımsız bölümlerin brüt alanında veya niteliğinde değişme olması halinde yeniden hesaplanacak harçtan evvelce ödenen harç tutarı, tenzil edilir. Yeni durumda hesaplanan harç tutarında azalma olması halinde iade yapılmaz. Diğer kanunlardaki muafiyet hükümleri saklıdır. Ruhsat ve eklerinin yapı yerinde bulundurulması mecburidir.” hükmü ile 31. maddesinde, “İnşaat bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılar da izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir”, hükmü ile 32. maddesinde: “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç, ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer alan Kanun maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, ruhsata tabi yapılarda ruhsat tarihinden itibaren iki yıl içerisinde inşaata başlanılması ve ruhsat tarihinden itibaren de beş yıl içerisinde inşaatın bitirilmesi gerektiği, aksi takdirde ruhsatın hükümsüz hale geleceği, inşaatın bitme tarihinin ise yapı kullanma izninin alındığı tarih olduğu anlaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, Antalya İli, Manavgat İlçesi, Çolaklı Mahallesi 124 ada, 1 parselde bulunan taşınmaz üzerindeki yapının, 5 yıllık ruhsat süresinin dolmasından dolayı ruhsatsız konuma düştüğünün, yapı tatil tutanağı ile tespit edilmesi üzerine, anılan yapının 3194 Sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımına ve 42. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin Çolaklı Belediye Encümeninin 28/01/2014 günlü, 17 Sayılı kararının tesis edildiği bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, İdare Mahkemesince, yıkım işleminin iptali isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, ruhsat tarihinden itibaren beş yıl içerisinde inşaat bitirilerek yapı kullanma izni alınmadığından, dava konusu yapıya ait yapı ruhsatının hükümsüz hale geldiği, ruhsatsız duruma gelen yapıda müktesep haktan bahsedilemeyeceği, müktesep haktan beş yıllık sürede bitirilemeyen yapılar için bu sürede yenileme talebinde bulunulması halinde yararlanılabileceği açık olduğundan, ruhsatsız duruma düşen yapının tamamının yıkımına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Kararın idari para cezasına ilişkin kısmına gelince;

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi uyarınca, yargı kararı ile idarelerin işlem tesisine zorlanamayacağı gibi idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceğinden; 3194 Sayılı Kanun’un 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, temel para cezasının hesaplanmasında, yapı inşaat alanı ve yapı sınıfı ve grubu temel kriterler olarak öngörüldüğünden, temel para cezasının bu kriterlere aykırı olarak hesaplandığının tespit edilmesi halinde, aykırılığı tespit edilen para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen artırım oranları uygulanarak belirlenen toplam para cezasının da tamamının iptal edilmesi gerektiği, temel para cezasının hesaplanmasına ilişkin aykırılıklar tespit edildikten sonra, bilirkişinin aykırılıktan etkilenen alan ve/veya yapı sınıfı grubuna ilişkin yaptığı tespitler uyarınca raporda hesaplanan para cezası miktarı esas alınarak dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen davanın reddine karar verilmesi suretiyle, işlemin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı idari yargı denetimi yetkisi aşılarak, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği, bununla beraber, temel para cezasının, 3194 Sayılı Kanun’un 42. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen kriterlere uygun olarak hesaplandığı, ancak, (c) bendinde öngörülen artırım sebebi veya sebeplerinin uygulanması koşullarının oluşmadığının anlaşılması halinde ise idari para cezasının hukuka aykırılığı tespit edilen artırım sebebine isabet eden kısım yönünden kısmen iptaline karar verileceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden; İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporda; davalı idarenin tutanağına ve Encümen kararına konu bağımsız bölümün içinde bulunduğu binanın inşaat ruhsatı ve imar planlarına aykırı olduğu, parselde inşaat emsalinin aşıldığı, 2 kat yapılaşma izni varken 3 katlı yapılaşmaya gidildiği, yapı yüksekliğinin 6,50 metreyi aşarak 9,50 metre olarak yapıldığı, mevcut haliyle yapının ruhsata bağlanamayacağı davaya konu bağımsız bölüm için, ruhsatsız yapılaşma alanının 111,60m2 değil, ruhsatlı projesine aykırı yapılaşma alanının 70,48m2 olduğu, yapının ruhsatsız olmasından dolayı cezanın %180 oranında artırılmasının uygun olmayacağı ve yapılan hesaplama ile toplam para cezasının 2.414,51-TL olması gerektiği belirtilmiş olup; İdare Mahkemesince, bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaatlerin hükme esas alınabilir yeterlilikte olduğu değerlendirilmiş, davacıya toplamda verilmesi gereken para cezası miktarının 2.414,51-TL olduğu değerlendirilerek, dava konusu işlemin 2.414,51-TL’lik kısmında hukuka aykırılık, bu tutarı aşan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı belirlendikten sonra, hüküm kısmında maddi hata ile dava konusu işlemin 2.414,51-TL’lik kısmının iptaline, bu tutarı aşan kısmının iptali isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, toplam ruhsatsız alanın 70,48m² olarak tespit edildiği, dava konusu encümen kararında ise toplam ruhsatsız alanın 111,60m² olarak tespit edildiği, bilirkişi tarafından dava konusu ruhsatsız taşınmazın toplam alanının farklı belirlendiği, söz konusu farklılığın temel cezayı etkileyen nitelikte olduğu dikkate alındığında İdare Mahkemesince idari para cezasının iptaline karar verilmesi gerekirken bilirkişi tarafından belirlenen inşaat alanına göre hesaplanan para cezası esas alınarak, idari para cezasının iptali isteminin kısmen reddi yolunda verilen temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyize konu Mahkeme kararının yıkıma ilişkin kısmının onanması, idari para cezasına ilişkin kısmının ise, kararın maddi hata ile verilmiş olması gerekçesi yanında belirtilen ek gerekçe ile de bozulması gerektiği düşüncesiyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.