1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/5832 K: 2003/3421 T. 2.6.2003


ÖZET : Dava konusu olayda, yıkımına karar verilen 3. kat inşaatın davacı tarafından ruhsat alınarak yapılmış, daha sonra da iskan ruhsatı alınmış olması nedeniyle davacının, yıkımına karar verilen yapı nedeniyle uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiği tartışmasızdır. İdarenin hizmet kusuru nedeniyle zararı tazmin edilecek olan davacının, gerçek zararının tespitinde, bu zararın gerçekleştiği tarihin birim fiyatları üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesince davacının maddi zararının tazmini gerektiği hususu kabul edilmekle birlikte, zararın hesabında yıkıma ilişkin belediye encümeni kararının davacıya tebliğ edildiği 17.12.1993 tarihinin esas alındığı ve bu tarih esas alınarak bilirkişilerce yapılan hesaplamaya göre tespit edilen miktar üzerinden davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiği, davacı tarafından ise tazminat istemine konu zararın 1998 yılında yapılan yıkım işlemi ile birlikte gerçekleştiğinin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.

Davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan davacı zararının yıkım işleminin fiilen gerçekleştiği tarih itibariyle hesaplanması gerektiğinden, tazmine konu zararın henüz ortaya çıkmadığı yıkıma ilişkin belediye encümeni kararının davacıya tebliğ edildiği tarih esas alınarak maddi zararın hesaplanmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu itibarla, İdare Mahkemesince öncelikle yıkımının gerçekleştiği tarih tespit edilerek, bu tarih itibariyle davacının gerçekleşen zararı, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle hesap edildikten sonra yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA, Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince gereği görüşüldü: KARAR: Düzeltilmesi istenilen Danıştay Kararının, davacının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının onanmasına yönelik bölümünde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde sayılan kararın düzeltilmesi sebeplerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.

Davanın, maddi tazminata ilişkin kısmına gelince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının ( c ) bendine göre anılan isteme yönelik olarak davacının karar düzeltme istemi yerinde görüldüğünden, Dairemizin 19.2.2002 günlü, K: 2002/1220 sayılı kararının maddi tazminata ilişkin kısmı kaldırılarak işin esası incelendi.

Dava, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 491 ada, 89 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın 3. katındaki 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin davalı idarece yıktırılması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 35.679.994.000.- lira maddi, 5.000.000.00.- lira manevi zararın tazmini istemiyle açılmış; idare mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, 4.11.1986 günlü imar durumu belgesine göre 3 katlı yapılaşmaya müsait alanda kalan taşınmaza 3 katlı inşaat yapılması için 28.1.1987 ve 10.3.1987 günlü inşaat ruhsatlarının verildiği, bu arada bölgede yapılaşmanın 2 katı aşamayacağı yolunda alınan 26.12.1986 günlü, 3017 sayılı Taşınmaz Kültür Varlıkları Yüksek Kurulu kararının 20.3.1987 gününde davalı belediyeye tebliğ edilmesi üzerine, 2. ve 3. katlara inşaat ruhsatının 8.4.1987 günlü, 662 sayılı belediye encümeni kararı ile iptal edildiği ve … Koruma Kurulunun 26.5.1988 günlü, 78 sayılı kararı ile, … Kale Yamacı Koruma Amaçlı İmar Planında bölgenin 2 katlı yapılaşmaya müsait alan olarak belirlendiği, ancak bu arada, 12.1.1988 günlü, 88 sayılı belediye encümeni kararı ile 10.12.1987 günlü, 19660 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin “”Müktesep Haklar”” başlıklı 9. maddesi ve Yüksek Kurulun 17.9.1987 günlü, 3063 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca kazanılmış haklardan yararlananlara inşaat ruhsatlarının verilmesine karar verildiği ve davacının da bu haktan yararlandığı, yapısının 2. ve 3. katlarının inşaatını tamamlayarak, 12.11.1991 günlü, 212/39 sayılı iskan ruhsatını aldığı, bu aşamalardan sonra davalı idarenin 9.12.1993 günlü, 3944 sayılı kararı ile önceki işlemin geri alındığı ve davacının yapısının 3. katına ait inşaat ve iskan ruhsatının iptal edildiği ve 3. katındaki 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin yıkılmasına karar verildiği, yıkım işlemine karşı açılan davanın Antalya 1. İdare Mahkemesinin 17.6.1997 günlü, E: 1997/14, K: 1997/658 sayılı kesinleşen kararı ile reddedilmesi üzerine yıkımın gerçekleştirildiği, bu nedenle davacının uğramış olduğu maddi zararların hukuka aykırı şekilde inşaat ve iskan ruhsatı vererek hizmet kusuru işleyen davalı idarece tazmininin zorunlu olduğu, bu nedenle, yıkım işleminin tebliğ edildiği 17.12.1993 günü itibariyle bilirkişiler tarafından yapılan hesaplama sonucunda davacının 634.763.715.- lira maddi zararının gerçekleştiğinin saptandığı ve bu miktarda maddi tazminatın davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği, diğer taraftan, olayda manevi tazminatın koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 634.763.715.- lira maddi tazminatın davalı idarece davacıya ödenmesine, maddi tazminat isteminin fazlası ile manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, davanın reddine ilişkin bölümü davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Olayda, yıkımına karar verilen 3. kat inşaatın davacı tarafından ruhsat alınarak yapılmış, daha sonra da iskan ruhsatı alınmış olması nedeniyle davacının, yıkımına karar verilen yapı nedeniyle uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiği tartışmasızdır. İdarenin hizmet kusuru nedeniyle zararı tazmin edilecek olan davacının, gerçek zararının tespitinde, bu zararın gerçekleştiği tarihin birim fiyatları üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesince davacının maddi zararının tazmini gerektiği hususu kabul edilmekle birlikte, zararın hesabında yıkıma ilişkin belediye encümeni kararının davacıya tebliğ edildiği 17.12.1993 tarihinin esas alındığı ve bu tarih esas alınarak bilirkişilerce yapılan hesaplamaya göre tespit edilen miktar üzerinden davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiği, davacı tarafından ise tazminat istemine konu zararın 1998 yılında yapılan yıkım işlemi ile birlikte gerçekleştiğinin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.

Davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan davacı zararının yıkım işleminin fiilen gerçekleştiği tarih itibariyle hesaplanması gerektiğinden, tazmine konu zararın henüz ortaya çıkmadığı yıkıma ilişkin belediye encümeni kararının davacıya tebliğ edildiği tarih esas alınarak maddi zararın hesaplanmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu itibarla, İdare Mahkemesince öncelikle yıkımının gerçekleştiği tarih tespit edilerek, bu tarih itibariyle davacının gerçekleşen zararı, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle hesap edildikten sonra yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.