ÖZET: 3194 sayılı yasanın 18. Maddesi ile 2981 sayılı yasanın 10. Maddesi uyarınca belediyelerin kapanan yollar nedeniyle kendi adlarına parseller oluşturmasının mümkün olmadığı, belediyenin kendi adına ne şekilde parsel oluşturduğu hususunun araştırılarak yeniden karar verilmesi gerekir, öte yandan taşınmazların satışının önlenmesi için tapu kayıtlarına tedbir konulması isteminin adli yargı yerince karara bağlanması gerekir.
Dava, …. … İlçesi, … Mahallesi, … ada, …. parsel sayılı taşınmazları da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemine ilişkin 9.3.1995 günlü, 302 sayılı belediye encümeni kararının iptali ile taşınmazların satışının engellenmesi için tapu kayıtları üzerine tedbir konulması istemiyle açılmış, idare mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, parselasyon işlemine tabi tutulan taşınmazlardan yasal oranda düzenleme ortaklık payı alındığı, daha önce ifraza tabi tutulan taşınmazlardan yapılan terkinin dikkate alındığı, kadastral parsellerin olduğu yerde oluşturulan imar parsellerinden tahsis yapıldığı, davacının mevzuat uyarınca korunması gereken yapısının bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa ve ilgili yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesinden, daha önce yapılan düzenleme sırasında meydana gelen değer artışları karşılığında düzenleme ortaklık payı veya başka bir isim altında pay alınmış arsa veya arazilerden, yeniden yapılan parselasyon işlemi nedeniyle ikinci defa düzenleme ortaklık payı alınamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Parselasyon işlemi sırasında imar planı ile öngörülmüş olan park, otopark, yeşil saha ve umumi hizmet alanlarının sağlanması için, düzenlemeye giren kadastro parsellerinin %35’i oranındaki kısmının düzenleme ortaklık payı olarak bedelsiz alınması mümkündür. Ancak, kamu alanlarına ayrılan yerler toplamından kapanan kadastral yollar gibi alanların miktarı düşüldükten sonra kalan miktarın parselasyona giren parsel maliklerinden eşit oranda alınması gerekir. 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ile 2981 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca belediyelerin kapanan yollar nedeniyle kendi adına parseller oluşturması ve böylece parselasyona tabi tutulan taşınmazlardan daha fazla düzenleme ortaklık payı alması mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu parselasyon işleminden daha önce uyuşmazlık konusu taşınmazı da kapsayan alanda parselasyon işlemi yapılıp yapılmadığı, belediyenin parselasyon işlemi sonucu kendi adına ne şekilde hisse tahsis ettiği anlaşılmamaktadır.
Bu durumda, 1985 tarihinde uyuşmazlık konusu taşınmazı da kapsayan alana ilişkin olarak yapılan işlemin parselasyon mu, ifraz işlemi mi olduğu, eğer parselasyon işlemi ise daha sonra imar planı değişikliği yapılıp yapılmadığı, davalı belediyenin kendi adına ne şekilde parsel oluşturduğu hususlarının araştırılarak yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Davacının tapu kayıtlarına tedbir konulmasına ilişkin istemine gelince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101. maddesinde: hakimin iki taraftan birinin istemiyle davanın açılmasından önce veya sonra ( bu maddede sayılan ) dört hal ve şekillerde ihtiyati tedbirler ittihazına karar verebileceği, bu maddenin 1. bendinde de, menkul ve gayrimenkul malların aynı münazaalı ise bunun taciz veya yediadle tevdiine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda taşınmazların satışının önlenmesi için tapu kayıtlarına tedbir konulması isteminin adli yargı yerince karara bağlanması gerektiğinden tapu kayıtlarına tedbir konulmasına ilişkin istem açısından davanın bu kısmının 2577 sayılı Yasanın 15/1-a bendi uyarınca görev yönünden reddi gerekmektedir.