Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 148 ada 56 ve 63 parsel sayılı 78513 ve 24, 35 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar mera olarak sınırlandırılmak suretiyle tespit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacılar Derviş ve Bayram satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 63 sayılı parselin payları oranında adlarına tapuya tesciline, 56 sayılı parselin tespitinin aynen muhafazasına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava konusu taşınmazlardan 63 nolu parselin kadim ve geleneksel şekilde kullanılan mera olmayıp mera tahsis haritası dışında tarım arazisi olduğunu ve tespit gününe kadar adına tescil kararı verilen davacı ve müşterekleri yararına satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı mülk edinme koşullarının çekiştiğinin toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre Hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile bu parselle ilgili usul ve yasaya uygun aleyhindeki hükmün ONANMASINA,
Davacıların 56 sayılı parsel ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince: Mahkemece, dava konusu taşınmazların öncesinin mera olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin.bu kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. Uyuşmazlık, taşınmazların mera olup olmadığı yönündedir. Öğretiye ve süreklilik kazanan yargısal uygulamalara göre bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için öncesi bilinmeyen bir zamandan beri mera olarak kullanılması yada yetkili mercilerce verilmiş mera tahsis karar ve kaydının bulunması gerekir. Taşınmazların, idari merciler tarafından 1954 yılında yapılan çalışmalar sırasında belirlenen ve kesinleşen mera tahsis haritası kapsamı dışında bırakıldığı keşif ve uygulama ile belirlenmiştir. Bilgisine başvurulan bilirkişi ve tanıklar taşınmazların mera olmadığını davacının ve miras bırakanın tespit gününe kadar 20 yılı aşkın süreyle zilyetliklerinde olduğunu haber vermişlerdir. Tahsis yapılmakla mera tahsis haritasının kapsamı dışında kalan taşınmazlar öncesi mera olsa bile bu niteliklerini kaybederler ve mülk edinmeye konu teşkil ederler. Bu durumda mahkemece 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14. maddesinde sınırlayıcı hükümler dikkate alınarak engeli bulunmadığı takdirde davanın kabulüne ve taşınmazların davacı adına tesciline karar vermek gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere reddi yoluna gidilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 13.4.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.