1. Anasayfa
  2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2016/377 K: 2016/592 T: 02.02.2016


Özet: Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan ve askı ilan süresinde dava açılmamakla kesinleşen uygulama kadastrosu tespitine karşı açılmıştır. Bu nitelikteki davalar, Kadastro Müdürlüğüne başvuru yapılmasına gerek olmaksızın, 3402 sayılı Yasa’nın 11. maddesinde sözü edilen askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesine açılabileceği gibi, askı ilan süresi içinde itiraz edilmeyen tutanakların kesinleşmesi halinde, genel mahkemelerde de açılabilir.

Uygulama kadastrosu sırasında …r Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacılar … ve arkadaşlarının paydaş olduğu eski 164 parsel sayılı 18.835,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 13183 ada 263 parsel numarasıyla ve 19.345,68 metrekare yüzölçümlü olarak; davalılar … ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı bulunan eski 163 parsel sayılı 29.875,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 13183 ada 264 parsel numarasıyla ve 30.205,59 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar … ve arkadaşları, uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği, davalılara ait taşınmazın sınırının kendi parsellerine, kendi sınırlarının da mezarlığa kaydığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda idari başvuru yolu tüketilmeden açılan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, 3402 sayılı Yasa’nın 22/a ve 41. maddesi uyarınca yapılacak işlemlerde öncelikle idari başvuru yolunun tüketilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı tarafından bu yola başvurulmadan açılan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç usul ve yasa hükümlerine uygun düşmemektedir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan ve askı ilan süresinde dava açılmamakla kesinleşen uygulama kadastrosu tespitine karşı açılmıştır. Bu nitelikteki davalar, Kadastro Müdürlüğüne başvuru yapılmasına gerek olmaksızın, 3402 sayılı Yasa’nın 11. maddesinde sözü edilen askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesine açılabileceği gibi, askı ilan süresi içinde itiraz edilmeyen tutanakların kesinleşmesi halinde, genel mahkemelerde de açılabilir. Diğer taraftan, dava dilekçesi içeriğinden ve davacıların yüzölçümünde eksilme olduğunu iddia ettikleri eski 164, yeni 13183 ada 263 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından, taşınmazda müşterek malik olan başka paydaşların da bulunduğu ve davanın malik olan tüm paydaşlar adına açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle müşterek mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlar hakkında açılacak davaların bütün paydaşlar tarafından birlikte açılması veya tamamının katılımının sağlanması suretiyle davaya devam edilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; mahkemece, davacılara diğer paydaşların davaya katılımını sağlaması için süre ve imkan tanınmalı, verilen süre içerisinde bu eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın usulden reddine, aksi halde yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.