Kanun koyucu para borcunun geç ödenmesi yada ödenmemesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığı yasal bir karine olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında davacının herhangi karineden istifade etme olanağı yasal olarak mevcut değildir.
Dava, çekişmesiz kamulaştırma bedelinin ödenmemesine dayalı munzam zarar ve faiz istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı …….. vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; davacıların murislerinden intikal eden …. ili, …….. ilçesi, …….. mahallesi, 361 ada 17 parsel sayılı taşınmazın …….. Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığı, Kıymet …….. Komisyonunca tespit edilen bedelden muris paylarına düşen bedelin …….. Bankasının …. Şubesine yatırıldığı ancak üzerine davalı tarafından …….. koydurulduğu ve çekilemediği belirtilerek …….. Komisyonunca tespit edilen bedelden muris paylarına düşen kısımlar yönünden; kamulaştırma bedelinin bankaya …….. edildiği tarihten, kamulaştırma işleminin kesinleştiği tarihe kadar yasal, kamulaştırma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren ise kamu alacaklarına uygulanan en yüksek oran uygulanarak faiz bedelinin ve ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak munzam zararın tahsili isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı ……..ce davaya konu kamulaştırma bedeli yönünden …….. konulmadığı, davacılar tarafından bedelin tahsili konusunda başvurunun bulunmadığı belirtilmiş ise de; davacılardan …’ın kendi hissesine ilişkin …. 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 20015/515 Esas- 2009/145 Karar sayılı dosyasında bulunan bilgilere göre; davalı ……..nin …. 4……… Müdürlüğünün 2005/6620 sayılı takip dosyasına vermiş olduğu 10.08.2005 havale tarihli itiraz dilekçesinde, davalı … Genel Müdürlüğünce kamulaştırma bedeli karşılığı olarak bankaya yatırılan bedel üzerine ödememe şerhi konulduğu kabul edilmiştir.
Bu itibarla; mahkemece davacıların murisleri adına …….. edilen kamulaştırma bedelinin …….. paylarına göre kendilerine intikal eden bedeller yönünden bedelin bankaya …….. edildiği 28.12.1990 tarihinden, kamulaştırma işleminin kesinleştiği tarihe kadar (…. …….. Mahkemesinde açılan kamulaştırma işleminin iptaline ilişkin talebin reddine dair kararın kesinleştiği tarih 12.02.1992 olmasına rağmen dava dilekçesinde bu tarihin 12.12.1992 olarak belirtildiğinden taleple bağlı kalınarak) yasal faizi, 12.12.1992 tarihinden sonrası için ise Anayasanın 46. maddesinde öngörülen faizi uygulamak suretiyle bedele hükmedilmesi istemine ilişkin talebin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak;
Kanun koyucu para borcunun geç ödenmesi yada ödenmemesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığı yasal bir karine olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında davacının herhangi karineden istifade etme olanağı yasal olarak mevcut değildir.
Davacı; para alacağını zamanında tahsil etmesi halinde ne şekilde kullanacağını, paranın zamanında verilmemesi nedeniyle faiz dışında ne gibi maddi zararlarının oluştuğunu; somut delilerle ispat edemediğinden munzam zarar istemine ilişkin davanın reddi yerine yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.