Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son fıkrasına göre, hakim, kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir gayrimenkul üzerindeki ortaklığın giderilmesi davalarında, talep halinde kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı tahsisine karar verebilir.
Davalı paydaşlardan hiçbirisi duruşmaya gelmemiş mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verildikten sonra ve temyiz aşamasında davalılardan Sümer Gürer, kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesi gerektiğine de değinerek hükmü temyiz etmiştir. Davacı paydaşlar temyiz isteminde bulunmamış ise de, dava dilekçesindeki taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi talebinin, üzerinde apartman bulunan dava konusu taşınmaz bakımından kat mülkiyetine geçiş talebini içerdiğinin ve dava istenilen taksim alternatifi yönünden, duruşmaya gelmemiş olsalar da davalıların hükmü temyiz yetkilerinin varlığının kabulü gerekir.
Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son fıkrasında, kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir gayrimenkul üzerindeki ortaklığın giderilmesi davalarında talep halinde hakimin gayrimenkul mülkiyetinin, 12. maddedeki belgelere dayanılarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı tahsisine karar verebileceği öngörülmüştür.
Dosya içerisindeki tapu kaydına ve mahkemece seçilen bilirkişi inşaat mühendisi Hasan Işıldak tarafından düzenlenen 28.12.1997 tarihli rapora göre dava konusu taşınmaz üzerindeki bina kargir ve 8 bağımsız bölümden ibaret olup, bu hali ile 4 paydaştan her birine en az bir bağımsız bölüm tahsisine olanak verecek sayıda bağımsız bölümü vardır.
Bilirkişi raporunda taksim konusu, Kat Mülkiyeti Kanununun yukarıda belirtilen hükümleri çerçevesinde hiç incelenmemiş, raporun sonuç bölümünde “… parsel 1 paydaş 4 tane olunca yapıda da kat mülkiyeti olmadığından taksimi mümkün değildir.” şeklinde mesnetsiz ve yasaya aykırı bir gerekçe gösterilerek satış suretiyle ortaklığın giderilmesi gerektiği belirtilmiş ve mahkemece de bu yolda hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemece, bu işlerden anlayan ehil bilirkişiler marifetiyle dava konusu taşınmaz üzerindeki binada kat mülkiyeti kurulması yoluyla ortaklığın giderilmesinin Kat Mülkiyeti Kanununun 2, 10 ve 50. maddeleri hükümlerine göre mümkün olup olmadığının kesin olarak tespit edilip mümkün görülmesi halinde 12. maddede istenilen belgelerin hazırlanması için davacılara, bunlar kabul etmediği takdirde kat mülkiyetine geçilmesini isteyen davalıya yetki ve mehil verilerek ve gerektiğinde paydaşların onayını gerektiren yönetim planı vs. belgelerin de paydaşlarca imzadan kaçınılması halinde mahkemece resen düzenlettirilip hakim tarafından onaylanması suretiyle ikmal edildikten sonra bağımsız bölümlerin paydaşlara (herbir bağımsız bölüme değerleriyle orantılı arsa payları da verilerek ve gerektiğinde ivaz ilavesi suretiyle) tahsisinin yapılarak kat mülkiyetine geçilmesine; bilirkişilerce taşınmazın kat mülkiyetine çevrilmesi yasa açısından mümkün görülmemesi veya taraflara tanınan sürede gereğinin yapılmaması halinde ancak satışa karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde varit olmayan gerekçelerle doğrudan satışa karar verilmesi doğru görülmemiştir.