1. Anasayfa
  2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2005/10232 K: 2005/11586 T: 13.12.2005


Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.

Davacı vekili dilekçesiyle tarafların paylı olarak malik oldukları dava konusu taşınmazın paylaşımı konusunda anlaşamadıklarını belirterek taşınmaz üzerindeki ortaklığın mümkünse aynen, mümkün değilse satılarak ortaklığın giderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise davayı kabul etmediklerini, taşınmazın ortaklığının aynen giderilmesine karar verilmesini istemiştir.

Uyuşmazlık bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkin olup, mahkemece satılarak ortaklığının giderilmesine karar vermiş, hüküm davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

1- Hüküm temyiz isteminde bulunan davalılardan Duran Yıldız vekiline 15.8.2005 tarihinde tebliğ olunmuş ve temyiz dilekçesi sekiz günlük yasal süre geçtikten sonra 12.9.2005 tarihinde verilmiş ve HUMK.nun 432/4. maddesi gereğince süresinde verilmeyen temyiz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamış olmakla davalı Duran Yıldız vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Diğer davalı Mehmet Yıldız vekilince hükme yöneltilen temyiz itirazlarına gelince;

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.

Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.

Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.

Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.

Olayımıza gelince; dava konusu ortaklığın giderilmesi istenen 280 parsel sayılı taşınmaz tapuda 18.000 m2 ve benzinlik vasfında olup, belediye sınırları içinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 19.12.2002 tarihli harita mühendisi raporunda taşınmazın aynen bölünmesinin mümkün olduğu, ancak ifraz projesinin taraflarca haricen düzenlenmesi gerektiği bildirilmiştir. Mahkemenin bilirkişinin bu görüşüne değer vermesi üzerine davacı vekili 22.1.2004 tarihli celsede haricen hazırlattığı ifraz projesini mahkemeye sunmuş ise de davalı, davacı tarafından düzenlettirilen bu rapora karşı çıkmıştır. Yargılama dışında taraflardan biri tarafından düzenlettirilen rapora değer verilemez. Mahkemece yukarıdaki esaslar dairesinde refakate alınacak harita mühendisi vasıtasıyla ifraz projesi düzenlettirilmesi, düzenlenecek projenin onay makamına sunulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde satış kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.