1. Anasayfa
  2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1998/10763 K: 1998/10762 T: 15.12.1998


Madde de bahsedilen yükümlülüklerin ağır surette ihlali deyiminden kusurun özel bir yoğunlukta ve önemde bulunması amaçlanmıştır. Ağır surette ihlal unsurunun gerçekleşebilmesi için, paydaşın kasten ve bilerek müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmesi gerekir. Fiilin işleniş tarzı, paydaşların sosyal ve ekonomik koşulları ile, objektif iyi niyet kuralları değerlendirilerek, her olayın özelliğine göre hakkaniyete uygun adil bir çözüm getirilmelidir.

Dava ortaklıktan çıkarma istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.

3678 sayılı yasa ile Medeni Kanunun 626. maddesine eklenen 626/a maddesi gereğince hissedarlıktan çıkarma kararı verilebilmesi için;

a) Bir paydaşın tutum ve davranışı ile diğer paydaşların tümüne veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır surette ihlal etmesi,

b) Bu davranışı yüzünden müşterek mülkiyet ilişkisinin devamının çekilmez hale gelmesi gerekmektedir.

Madde de bahsedilen yükümlülüklerin ağır surette ihlali deyiminden kusurun özel bir yoğunlukta ve önemde bulunması amaçlanmıştır. Ağır surette ihlal unsurunun gerçekleşebilmesi için, paydaşın kasten ve bilerek müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmesi gerekir. Fiilin işleniş tarzı, paydaşların sosyal ve ekonomik koşulları ile, objektif iyi niyet kuralları değerlendirilerek, her olayın özelliğine göre hakkaniyete uygun adil bir çözüm getirilmelidir.

Davanın açılması, paydaşların hem pay, hemde paydaş bakımından çoğunlukla karar vermelerine bağlı olduğu gibi, çıkarma istemini haklı gören hakimin, çıkarılacak paydaşın payını karşılayacak kısmın müşterek mülkten ayrılıp ayrılmayacağının ve çıkarılacak paydaşa tahsisinin mümkün olup olamayacağının incelenmesi, tahsis mümkünse fen ehline tanzim ettirilerek krokinin, taşınmaz Belediye ve mücavir alan hudutları içerisinde ise, imar yasası ve yönetmeliği uyarınca bu ayrımın mümkün olup olmadığının Belediyeden, taşınmaz Belediye ve mücavir alan dışındaysa aynı hususun İl İdare Kurulundan sorularak saptanması, ayrımı mümkün olmayan payın dava tarihindeki değeri ile, devrini isteyene verilmesinin dava dilekçesinde istenip istenmediğinin gözönünde tutulması, hisseyi karşılayacak kısmın maldan aynen ayrılması mümkün olmazsa ve bu paya talip olan paydaş bulunmazsa, ancak tayin edilen uygun süre içinde temlik edilmeyen payın açık artırma ile satışına karar verileceğinin düşünülmesi icabeder.

Maddeye eklenen 626/b bendi ile de, bu kuralların kıyas yolu ile intifa veya diğer bir ayni hak veya tapuya şerh edilmiş kira gibi şahsi hak sahibine de uygulanacağı kabul edilmiştir.

Olayımızda: Davacılar davalıyla müşterek olan taşınmazı kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle müteahhide verip, davalıya da payının karşılığı olarak bir daire teklif ettiklerini, davalının önce kabul edip, sözleşmenin imzalanması aşamasında imzalamadığını, taşınmazın müşterek idaresini engellediğini davalının paydaşlıktan çıkartılmasını istemişlerdir.

Davalı vekili davalının müşterek kullanımı kasıtlı olarak engellemediğine, kendisini teklif edilen dairenin düşük nitelikli olduğundan kabul etmediğini davanın reddini savunmuştur. Mahkeme istem gibi karar vermiştir.

Davalının diğer paydaşlarla birlikte kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmaması yasanın anladığı anlamda hissedarlara karşı yükümlülüklerini ağır surette ihlal ettiği anlamına gelmez. Bu durumda sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 15.12.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.