1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2012/312 K: 2012/685 T: 01.02.2012


İdari işlemin iptali isteğinin reddedilmesi durumunda sicilin illetini teşkil eden idari işlemin hukuksal varlığını koruyacağı ve bu nedenle kadastral parselin ihyası cihetine gidilemeyeceği, dolayısıyla davanın reddi gerekeceği, aksi durumda idari işlemin iptalinin kesinleşmesiyle sicilin dayanaksız kalacağı ve yolsuz tescile dönüşeceği kuşkusuzdur.

Dava, imar öncesi kadastral parsellerin ihyası isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden; davacı kurum adına kayıtlı kadastral 1561 ada 3, 5, 6, 7, 9, 10, 11, 12, 13, 14 ve 44 parsel sayılı taşınmazların 14.8.1997 tarih 3987 sayılı, 16.7.2001 tarih 3157 sayılı ve 18.10.2006 tarih 2693 sayılı imar uygulamalarına tabi tutulduğu, bunlardan ilk iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek kesinleştiği, son olarak yapılan 3.imar uygulamasına ilişkin idari işlemin iptali amacıyla davacı kurum tarafından Adana 2. İdare Mahkemesinin 2009/1425 E. Sayılı açılan davada S.Belediye Encümeninin 18.10.2006 tarih, 2693 sayılı kararı ile yapılan arsa ve arazi düzenlemesine ilişkin kısmının iptaline karar verilerek temyiz aşamasında olduğu görülmektedir. Anılan idari işlemin iptali isteğinin reddedilmesi durumunda sicilin illetini teşkil eden idari işlemin hukuksal varlığını koruyacağı ve bu nedenle kadastral parselin ihyası cihetine gidilemeyeceği, dolayısıyla davanın reddi gerekeceği, aksi durumda idari işlemin iptalinin kesinleşmesiyle sicilin dayanaksız kalacağı ve yolsuz tescile dönüşeceği kuşkusuzdur.

Açıklanan bu ilke gözetildiğinde, mahkemece davanın konusuz kaldığından söz edilerek karar verilmesine yer olmadığı biçiminde hüküm kurulmasına olanak bulunmadığı açıktır.

Hal böyle olunca, Adana 2. İdare Mahkemesinin 2009/1425 E. 2010/1867 K. Sayılı idari davanın sonucunun beklenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.