Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2007/1510 K: 2007/2401 T: 08.03.2007

Bu belirlemeye göre davanın kabulü halinde kadastral parselin bir bölümünün imar parselleri olarak sicil kayıtlarının ayakta kalacağı, diğer bölümünün ise kadastral parsele dönüşeceği açıktır. Bu durumun ise kamu düzeniyle ilgili tapu sicillerinin tutulması ilkesine aykırı düşeceği izahtan varestedir.

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasında belediye aleyhine açılan davanın kabulüne, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı aleyhine açılan davanın reddine dair verilen karar davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.

Öncesi 1555 kadastral parsel olan taşınmazdaki davacı paylarının bir kısmı imar işlemlerine esas olmak üzere belediyeye şartlı olarak devredilmiş, yapılan imar işlemi daha sonra idari yargıda iptal edilmiştir. Davacı eldeki davayla imarda düzenleme ortaklık payı olarak ayrılan kısmın imar işlemi iptal edildiğinden davalı belediyeye ayrılan yerin adına tescilini istemektedir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden çekişme konusu bölümün kapsamında kaldığı 1555 sayılı kadastral parselle ilgili imar uygulamasına esas teşkil eden davalı Belediyece ittihaz edilen idari işlemin Büyükşehir Belediyesi tarafından idari yargıda açılan dava sonunda iptal edilerek kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu belirlemeye göre, 1555 parsel sayılı taşınmazla ilgili yapılan imar işlemi sonucu yeni oluşan imar parsellerinin hukuki dayanağının ortadan kalkacağı ve imar sicil kayıtlarının yolsuz tescil niteliğine düşeceği kuşkusuzdur. Bu durum karşısında imarla oluşan parsellerin kadastral parselin geometrik ve mülkiyet durumuna döndürülmesi talebine konu olacağı tabiidir.

Oysa, davacı eldeki davayla 1555 sayılı kadastral parselin tamamı için eski halin ihyası isteğinde bulunmamış, imar öncesi davalıya bırakılan bölümün tapusunun iptali ve tescilini istemiştir. 1555 sayılı kadastral parselin çekişme konusu bölüm dışında kalan yer ile ilgili oluşan imar parsellerinin dayanağını oluşturan idari işlem iptal edildiği halde şeklen dahi olsa imar sicil kayıtlarının halen davacılar üzerinde bulunduğu Küçükçekmece Tapu Sicil Müdürlüğünün (5.Hukuk Dairesinin geri çevirme kararına konu) 21.8.2006 tarihli yazısı ile sabittir. Bu belirlemeye göre davanın kabulü halinde kadastral parselin bir bölümünün imar parselleri olarak sicil kayıtlarının ayakta kalacağı, diğer bölümünün ise kadastral parsele dönüşeceği açıktır. Bu durumun ise kamu düzeniyle ilgili tapu sicillerinin tutulması ilkesine aykırı düşeceği izahtan varestedir.

O halde, eldeki davayla 1555 sayılı kadastral parselin tümü yönünden eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası ) için bir istekte bulunulmadığına göre, anılan parsel kapsamında kalan ve imarla belediye üzerine yazılan bölümü bakımından açılan davanın dinlenilmesine olanak bulunduğu söylenemez.

Diğer taraftan, çekişme konusu bölüm ve bunun sınırları içinde kaldığı 1555 sayılı kadastral parsel bakımından davalı idarece yeni imar ve revize plan çalışmalarının yapıldığı bildirilmiştir. Öyleyse, bildirilen işlemin yapılması ve gerçekleştirilmesi halinde, orada belirlenecek taşınmazın mülkiyet ve geometrik durumunun eldeki davayı etkileyeceği ve eldeki dava bakımından bekletici sorun sayılması gerekeceği tartışmasızdır.

Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda değinilen açıklamalar ve değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle, bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalı Belediyenin temyiz itirazları yerindedir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın