Davada, imar uygulaması ile oluşan parsellerin iptali ile kadastral parsele dönüş talep edildiğine göre, verilecek kararın imar parsellerinin dava dışı paydaşlarının hukukunu etkileyeceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca, imar parsellerinin tüm paydaşlarının davada yer almalarının sağlanması ve ondan sonra işin esası yönünden hüküm kurulması gerekirken, anılan hususun gözardı edilmiş olması doğru değildir.
Dava, kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıya ait 757 parsel sayılı taşınmazın 10.08.1999 tarih ve 1535 sayılı encümen kararına dayalı olarak 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğu, davacının imar uygulaması ile 1480 ada 2 ve 1474 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda dava dışı kişilerle birlikte paydaş kılındığı, bilahare imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Davada, imar uygulaması ile oluşan parsellerin iptali ile kadastral parsele dönüş talep edildiğine göre, verilecek kararın imar parsellerinin dava dışı paydaşlarının hukukunu etkileyeceği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, imar parsellerinin tüm paydaşlarının davada yer almalarının sağlanması ve ondan sonra işin esası yönünden hüküm kurulması gerekirken, anılan hususun gözardı edilmiş olması doğru değildir.
Davalı Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün temyiz itirazına gelince, bilindiği üzere; kural olarak tapu iptal ve tescil istekli davalar kayıt maliki aleyhine açılır. Eldeki davada belediyeye husumet tevcihi, dava konusu taşınmazlar ile ilgili imar işlemini yapan kurum olması nedeniyle yerinde ise de, davaya konu işlemde herhangi bir dahli bulunmayan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilmesi de isabetsizdir.