Kadim mera olduğu açıklanarak, Kadastroca orta malı olarak sınırlandırılan taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davasında; çevre parsel tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilmeli, varsa bunlar mahalli bilirkişiler marifetiyle uygulatılmalı, dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği üzerinde durulmalı, tarafların komşu köylerden bildirecekleri şahitleri mahallinde dinlenmeli ve bilahare davacılar ve miras bırakanları yönünden zilyetlik araştırması yapılıp, sonucuna göre karar verilmelidir.
İ. ve müşterekleri ile Hazine ve B. Köyü tüzel kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Yozgat Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 08.06.2004 gün ve 970/496 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar, dava konusu 37 parselin kendilerine ait 36 parselle bir bütün olduğunu açıklayarak bu parselin tapu kaydının kısmen iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 37 parsel 31400 m2 yüzölçümünde olup kadastro tespiti sırasında mera vasfıyla köy orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacılar bu taşınmazın 19215 m2’lik kısmının adlarına tescilini istemektedirler. Davacı adına tespit gören 36 parsele herhangi bir kayıt ve belge uygulanmamıştır. Dava konusu taşınmaz kadim mera olduğu açıklanarak kadastroca orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Mahkemece, kadim mera araştırması sadece komşu köyden mahalli bilirkişi dinlenerek yapılmıştır. Oysa kadim mera araştırması, mahalli bilirkişi sözleri yanında komşu köyler halkı arasından gösterilip dinlenecek tanık sözleriyle yapılmalıdır.
Ayrıca, dava konusu taşınmazın çevresindeki taşınmazlara ait tapulama tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilip mahallinde uygulanmamış, bu taşınmazların dava konusu taşınmaz yönünü ne şekilde gösterdiği üzerinde durulmamıştır.
Kabul şekline göre de; davacılar ve miras bırakanları yönünden 26.07.1972 tarihinden sonra iktisap ettikleri taşınmazlar yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi hükmü gereğince zilyetlik araştırması da yapılmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; çevre parsel tutanaklarını ve dayanağı belgeleri getirtmek, varsa bunları mahalline bilirkişiler marifetiyle uygulatmak, dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği üzerinde durmak, tarafların komşu köylerden bildirecekleri şahitleri HUMK’nun 259. maddesi hükmü gereğince mahallinde dinlemek, kadim mera araştırmasını usulüne uygun bir biçimde yapmak ve bilahare davacılar ve miras bırakanları yönünden zilyetlik araştırması yapıp ve sonucuna göre karar vermek olmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile eksik incelemeye dayalı, usul ve yasaya aykırı hükmün HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.