İmar planı uygulaması gereği, bir taşınmazın diğer bir taşınmaza şuyulandırılması kararının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, kesinleşmişse kesin kararın tapuya intikali için yetkililere süre verilmesi ve müşterek mülkiyet hükümlerine tabi parsel kaydının tapudan getirilerek incelemenin o parselin oluşumundaki paydaş ve pay oranları dikkate alınarak yapılması gereklidir.
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı İzalei Şuyu davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava taşınmaz ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalılar M…, S… ve M… vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, Yatağan Yeni mahalledeki 84 ada 48 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, kendisinin bu parseli ile davalılara ait parsellerin şuyulu olduğunun Belediyece bildirildiğini ve aralarında bu şekilde oluşan ortaklığın giderilmediğini iddia ederek ortaklığın giderilmesini istemiştir.
Tapudan gelen kayıt örneklerinden, 48 parsel sayılı taşınmazın bağımsız olarak davacı, 46 parselin davacı dışındaki bir kısım davalılar adlarına müştereken, 47 parselin ise bir kısım davalılar murisi Ş… K: .. adına kayıtlı olduğu, bu parsellerin şuyulandırma suretiyle kayıtlarının kapatılmadığı anlaşılmaktadır. Belediyenin davacıya hitaben verdiği cevapta ise sözü edilen parsellerin şuyulu olduğu bildirilmiş ve şuyulandırmanın ne şekilde parsel oluşturduğu imar durum belgesinde gösterilmiştir.
Mahallinde yapılan keşifte, mütalaası alınan teknik bilirkişi şuyulandırılacak parsellerin ne şekilde yeni parsel oluşturacağını belirtmiştir.
Bu durumda, davacının sadece kendisine ait olan kadastro parseli ile davalılar parselinin İmar Kanunu hükümleri çerçevesinde şuyulandırma ya da düzenleme suretiyle ortaklaştırılmalarının tapuya intikal etmediği, ortak şuyulu bir parsel oluşmadığı tapu kayıt örnekleri ve keşifteki uygulamadan anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Belediyenin bildirdiği şekilde alınmış şuyulandırma kararının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, kesinleşmişse o kesin kararın tapuya intikal ettirilmesi için ilgililere yetki ve mehil verilmesi, böylece şuyulandırılmış şekliyle oluşan ve müşterek mülkiyet hükümlerine tabi parsel kaydının tapudan getirtilmesi ve incelemenin o parselin oluşumundaki miktar paydaş ve pay oranları dikkate alınarak yapılması gereklidir. Şuyulandırmanın kesinleştiği ve fakat tapuya geçmediği kabul edilse dahi tasarrufi işlem sonucu doğuracak bu dava için şuyulandırma durumunun tapuya tescil edilmesi zorunluluğunun gözönünde bulundurulması icap eder. Açıklanan esaslardan zuhul olunarak ve idarece yapılması gereken işlemlerin de hükme bağlanması suretiyle yazılı şekilde ortaklığın giderilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K: nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 3.4.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.