Kadastro Kanunu uyarınca, avukat ve dava vekili ile takip olunan davalarda, vekalet ücretinin hesaplanmasında; keşif yapılmadığı takdirde, ilgili parsele ait son beyan dönemi emlak vergisi değeri esas alınmalıdır.
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
K: Kadastro sırasında; 127 ada, 17 parsel sayılı, 912 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu nedeniyle Hazine adına tesbit edilmiştir. H…, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin orman olarak Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz istemi sadece avukatlık ücretine yöneliktir. Vekalet ücreti, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31 ve 36/2. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelere göre, avukat veya dava vekili ile takip olunan davalarda vekalet ücreti davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, tarafların davada iyiniyetle hareket edip etmediği, hak ve eşitlik kuralları gözönünde tutularak maktuan tayin ve takdir olunur. Ancak, takdir edilecek vekalet ücretinin miktarı, keşif yapılmışsa keşifte belirlenen değere göre, avukatlık ücret tarifesinin tayin ettiği nisbi ücret sınırları üstünde olamaz. Keşif yapılmayan durumlarda davanın önemi ile aynı Kanunun 36/2. maddesi uyarınca ilgili parsele ait son beyan dönemi emlak vergisi değeri gözönünde bulundurulmalıdır.
SONUÇ: Hal böyle olunca, davada haklı çıkan yararına Kadastro Kanununun 31 ve 36/2. maddelerinde belirtilen hükümler gözönünde bulundurularak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 13.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.