Taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak komşu köylerden tanıklar da dinlenerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme bozma nedenidir.
Halis D. ile Hazine ve K: Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki kadastro tespitinin iptali, tescil davasının kabulüne dair Z. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 13.5.2004 gün ve 68/286 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, tespitten önceki kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak 118 ada 128 parselin tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu parsele ait kadastro tutanağında, tapu ve vergi kaydına rastlanılmayan iş bu parselin öncesi itibariyle hayvanların otlatıldığı mera vasfında yerlerden iken Ziya oğlu Halis Demir tarafından 6 yıl kadar önce üzerine ev yapmak suretiyle tasarrufta bulunduğunun muhtar ve bilirkişiler tarafından bildirilmesi üzerine, 17.12.1999 tarihinde orta malı mera olarak sınırlandırılmıştır. Komşu köyler halkı arasından seçilen yerel bilirkişi ile aynı yerden seçilen tanıklar dava konusu yerin davacı ve miras bırakanı Ziya tarafından ev yeri ve bahçe olarak kullanıldığını bildirmeleri üzerine yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmaz mera olarak sınırlandırıldığına göre yerel bilirkişi gibi tanıklarında bu yerden yararlanmayan komşu köyler halkı arasından seçilip dinlenilmesi gerekirken, aynı yerden dinlenen tanıkların beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bundan ayrı dava konusu yerin doğusunda yer alan 123 ve güneyinde yer alan 127 parseller orta malı mera olarak sınırlandırılmış, 127 parsel hakkında Kadastro Mahkemesine açılan derdest dava bulunduğu bildirilmiştir. Mahkemece, Kadastro Mahkemesinin dava dosyası getirtilip sonucu gözönünde tutulmadan hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Tüm bu açıklamalar gözönünde tutularak dava konusu taşınmaz ve çevresini kapsayan birleşik paftanın getirtilmesi, davacılara komşu köyler halkı arasından tanık göstermesi için süre ve imkan tanınması, bu yerin doğuda yer alan 123 mera parselinin devamı olup olmadığının araştırılıp belirlenmesi, 127 parsel hakkında açılan dava dosyasının getirtilip gözönünde tutulması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekir.
Sonuç: Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK: nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına 21.2.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.