1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/5259 K: 2008/2218


Uyuşmazlık konusu dolgu alanının Altınova ve Subaşı Belediyesi sınırları içinde kalması nedeniyle anılan belediyelerce imar planının hazırlanması veya uygun bulunması gerektiği, yani anılan belediyelerin iradelerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca plan onanmadan önce aynı yönde birleşmesi gerektiği açıktır.

Davanın Özeti: Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü, Kumluk mevkiinde Tersane Alanına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 28.4.2005 tarihinde 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7 nci maddesi uyarınca onaylanan 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planının usulüne uygun yapılmadığı, kamu yararının gözetilmediği bölgenin tarımsal niteliği, özel iklim koşulları, çevresel doğal yapının dikkate alınmadan onandığı iddiasıyla iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, … San. Tic.A.Ş.’nin başvurusunun Valilikçe değerlendirilmesi ve ilgili kurum görüşleri alınarak yapılan planın 3621 sayılı Yasaya uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Davalı Yanında Davaya Katılanların Savunmasının Özeti: Usulüne uygun yapılan imar planında şehircilik ilkeleri, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi: Dairemizce mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu planın 3621 sayılı Yasa, gemicilik ve sanayiye katkısı açısından kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı … Düşüncesi: Dava, Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü, Kumluk Mevkiinde Tersane Alanına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 28.4.2005 tarihinde 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7. maddesine göre onanan 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planının iptali istemiyle açılmıştır.

Davalı idarenin davacının işlemle menfaatinin ihlal edilmediğine ilişkin itirazı, Kıyı Kanununa göre kıyıların, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olması, işlemin kıyıdan bu şekilde yararlanmayı etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle yerinde görülmemiştir.

3621 sayılı Kıyı Kanununun 7. maddesinde, kamu yararının gerektirdiği hallerde uygulama imar planı kararları ile deniz göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebileceği, bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifinin, valilik görüşü ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına gönderileceği, Bakanlığın, konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceleyeceği, uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanacağı, bu yerler için yapılacak planlar hakkında İmar Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, ancak, bu planların Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planların ise, anılan Kanunun 7 nci maddesine göre tasdik edileceği, bu alanlar üzerinde 6 ncı maddede belirtilen yapılar ile yol, açık otopark, park, yeşil alan ve çocuk bahçeleri gibi teknik ve sosyal altyapı alanları düzenlenebileceği belirtilmiş, aynı Yasanın 6. maddesininin (b) bendinde, faaliyetlerinin özellikleri gereği kıyıdan başka yerde yapılmaları mümkün olmayan tersane, gemi söküm yeri, kıyıda uygulama imar planı kararı ile yapılabilecek tesisler arasında sayılmıştır.

Uyuşmazlıkta, dava konusu dolgu alanı uygulama imar planı, … Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılan başvuru üzerine Valiliğin değerlendirmesi ve ilgili kuruluşların görüşleri alınarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından onanmıştır. Plan onanmadan önce ilgili belediyelerden Subaşı Belediyesinin uygun görüşü alınmamış ise de anılan Belediye Meclisinin daha sonra aldığı kararla dava konusu plana uygun görüş verdiği sonucuna varıldığından işlemde şekil yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.

Dava konusu planın şehircilik ilkeleri, planlaması esasları, imar mevzuatı ve kamu yararına uygun olup olmadığının saptanması amacıyla yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda üç kişilik bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle; Dünya ve Türkiye’de tersanelere ihtiyaç bulunduğu, gemi sanayiinin emek yoğun bir sektör olduğu, yan sanayi ile birlikte başlangıçta 15.000-20.000 kişilik doğrudan istihdam yaratma potansiyeline sahip olduğu, bunun 80.000′ e ulaşmasının beklendiği, döviz girdisi sağlayacağı, ülke savunmasına katkısı olacağı, tersane alanına bitişik ve kıyıya paralel 15 m. genişliğinde yol geçirildiği, bu yolun, tersane ve ek tesislerin yakınındaki yerleşim yerlerinin mekansal yapısı üzerinde olumsuz bir etki yapmasını engelleyeceği, kıyı kenar çizgisinden belirli bir mesafede bulunan toprakların tarıma elverişli olmadığı, Hersek Gölü ve çevresinin Çevre ve Orman Bakanlığınca sulak alan ilan edilmediği, Gölün ve Hersek Deltasının, faaliyet alanından yeteri kadar uzakta olması nedeniyle tersane inşaatından etkilenmeyeceği, alanın kirlilik nedeniyle su ürünleri istihsal alanı olarak düşünülmesinin mümkün olmadığı, gerekli önlemlerin alınması şartıyla tersane inşaatına fay hattının engel teşkil etmeyeceği, hazırlanan ÇED rapora göre koşullara uyulması kaydıyla faaliyetin çevreyi olumsuz etkilemeyeceği, kıyı bandı açısından tersane-çekek-yat yerinin ve konumunun uygun bulunduğu, yol bağlantılarının yeterli olduğu, planın kamu yararına, şehircilik ilkeleri, planlama esaslarına uygun bulunduğu belirtilmiştir.

Yukarıda özetlenen bilirkişi raporu ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu planın, 3621 sayılı Kıyı Kanununa, ülke ekonomisine sağlayacağı katkı nedeniyle kamu yararına, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince önceden belirlenen 26.12.2007 tarihinde davacı … temsilen …’in, davalı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nı temsilen hukuk müşaviri …’ın, davalı idare yanında davaya katılanlardan … San.ve Tic.A.Ş.’ni temsilen …’in geldiği, Altınova Belediye Başkanlığı’nı temsilen gelenin olmadığı görülmekle, Savcı …’nın katılmasıyla duruşma yapıldı. 4.4.2008 gününde yapılan duruşma müzakeresinde Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten, dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, Dava, Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü, Kumluk mevkiinde Tersane Alanına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 28.4.2005 tarihinde 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7 nci maddesi uyarınca onaylanan 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planının iptali istemiyle açılmıştır.

T.C.Anayasasının 42. maddesinin kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufunda olacağı, kıyılarla sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararının gözetileceği hükmü karşısında davalı idarenin ehliyet defi yerinde görülmemiştir.

3621 sayılı Kıyı Kanununun 7.maddesinde “Kamu yararının gerektirdiği hallerde uygulama imar planı kararı ile deniz göl ve akarsularla ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir.

Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifi, Valilik görüşü ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına gönderilir. Bakanlık konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanır. Bu gibi yerler için yapılacak planlar hakkında imar Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar ise anılan Kanunun 7’nci maddesine göre tasdik edilir” hükmü yer almıştır.

Dolgu alanında plan yapılabilmesi için ilgili idarenin (belediye sınırları içinde ise belediyenin ) planı hazırlaması ve bu yolda Valiliğe teklifte bulunması veya uygun görüşünün olması gerekmektedir. 3621 sayılı Yasanın 7.maddesinde öngörülen bu usul uygulanmaksızın doğrudan üçüncü kişinin hazırlayarak sunduğu planın Bakanlıkça onaylanması planın usul yönünden iptalini gerektirmektedir. İdari Dava Daireleri Kurulunun 29.12.2005 günlü, E: 2005/807 sayılı, 10.7.2003 günlü, E: 2003/326, K: 2003/588 sayılı kararları da bu yöndedir.

Uyuşmazlık konusu dolgu alanının Altınova ve Subaşı Belediyesi sınırları içinde kalması nedeniyle anılan belediyelerce imar planının hazırlanması veya uygun bulunması gerektiği, yani anılan belediyelerin iradelerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca plan onanmadan önce aynı yönde birleşmesi gerektiği açıktır.

Ancak Altınova ve Subaşı Belediyelerince dava konusu imar planına ilişkin uygun görüşlerinin Valilik teklifi ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na sunulmasından sonra anılan Bakanlıkça imar planının uygun bulunarak onanması ile imar planı yürürlüğe girecektir.

Oysa, uyuşmazlık konusu olayda, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 28.4.2005 tarihinde dava konusu 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planı onandıktan sonra, 10.2.2006 günlü, 2006/27 ve 5.5.2006 günlü, 2006/60 sayılı, Altınova Belediye Meclisi, 7.6.2006 günlü, 17 sayılı Subaşı Belediye Meclisi kararları ile uygun görüş verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenleme uyarınca 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planı yapılmadan önce alınması gereken uygun görüşün, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca anılan planın onaylanmasından sonra verilmesi anılan Yasa maddesinin özüne ve sözüne açıkça aykırıdır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu imar planının iptaline, … YTL vekalet ücreti ile … YTL yargılama giderlerinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, keşif ve bilirkişi avansı olarak davalı idarece yatırılan … YTL’nın anılan idare üzerinde bırakılmasına, keşif avansından artan (… YTL’nın posta giderlerine aktarılan … YTL lık kısmından sonra kalan) … YTL’lık kısmın istemi halinde idareye iadesine, davalı idare yanında davaya katılanlara ilişkin yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına 04.04.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X): Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü, Kumluk mevkiinde Tersane Alanına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 28.4.2005 tarihinde 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7 nci maddesi uyarınca onaylanan 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planının iptali istenilmektedir.

3621 sayılı Kıyı Kanununun 7.maddesinde “Kamu yararının gerektirdiği hallerde uygulama imar planı kararı ile deniz göl ve akarsularla ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir.

Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifi, Valilik görüşü ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına gönderilir. Bakanlık konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanır. Bu gibi yerler için yapılacak planlar hakkında imar Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar ise anılan Kanunun 7’nci maddesine göre tasdik edilir” hükmü yer almıştır.

Olayda, … Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılan başvuru üzerine sözkonusu yerde valiliğin değerlendirmesi ve ilgili kurum görüşleri alınarak 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planı 3621/3830 sayılı Kıyı Kanununun 7.maddesi uyarınca bakanlıkca onanmıştır.

Altınova Belediye Başkanlığınca şirketin belediyeleriyle irtibatlı olarak projeyi hazırladığı belirtilmektedir.

Planın, şirket ile belediye tarafından irtibatlı olarak ve valiliğin ve diğer ilgili kuruluşların uygun görüşleri alınarak hazırlanmış olması Yasanın aradığı şekli şartın yerine getirildiğini göstermektedir. Şirketle irtibata geçen belediyenin ayrıca dolgu plan teklifinde bulunmasına gerek yoktur.

Bu durumda işlem usulüne uygun olarak tesis edildiğinden davanın esasının incelenmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

KARŞI OY (XX): Dava, Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü, Kumluk mevkiinde Tersane Alanına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 28.4.2005 tarihinde 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7 nci maddesi uyarınca onaylanan 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planının iptali isteğiyle açılmıştır.

3621 sayılı Kıyı Kanununun 7.maddesinde “Kamu yararının gerektirdiği hallerde uygulama imar planı kararı ile deniz göl ve akarsularla ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir.

Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifi, Valilik görüşü ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına gönderilir. Bakanlık konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanır. Bu gibi yerler için yapılacak planlar hakkında imar Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar ise anılan Kanunun 7’nci maddesine göre tasdik edilir” hükmü yer almıştır.

Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü, Kumluk Mevkiinde Tersane Alanına ilişkin … Sanayi ve Anonim Şirketi tarafından Altınova Belediye Başkanlığı ile irtibatlı olarak ve Valilik ile ilgili kuruluşların görüşleri de alınmak suretiyle hazırlanıp Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca onaylanan 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planının, Altınova Belediye Meclisinin 5.5.2006 günlü, 2006/60 sayılı; Subaşı Belediye Meclisinin 9.5.2006 günlü, 12 sayılı kararları ile uygun bulunduğu, Subaşı Belediye Başkanınca 5393 sayılı Belediye Kanununun 23. maddesi uyarınca kararın yeniden görüşülmek üzere belediye meclisine iade edilmesi üzerine Subaşı Belediye Meclisinin 7.6.2006 günlü, 17 sayılı kararı ile ilk kararın aynen kabul edildiği, yani ilgili belediyelerin de uygun görüşünün bulunduğu dosyanın incelenmesinden anlaşıldığından 3621 sayılı Kanunun 7.maddesine uygun şekilde tamamlanan dava konusu planda usul yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.

Dava konusu planın yapılacak tersanenin sanayiye katkısı da göz önünde bulundurularak kamu yararına şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olup olmadığının saptanabilmesi amacıyla Dairenin 22.9.2006 günlü kararı üzerine 27.12.2006 gününde niyabetim altında, tarafımdan re’sen seçilen Prof.Dr…., Prof.Dr…, Prof.Dr…’dan oluşan bilirkişi kurulunca yerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda özetle; “Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü, Kumluk Mevkiinde bulunan bir kısım alanın Tersane Alanı olarak belirlenmesi için … Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılan başvuru üzerine sözkonusu yerde 4, 5 km uzunluğunda, 50 metre genişliğinde kıyı ve deniz alanı için valiliğin değerlendirmesi ve ilgili kurum görüşleri alınarak yapılan 1/1000 ölçekli dolgu alanı imar planının 3621/3830 sayılı Kıyı Kanununun 7.maddesi uyarınca Bakanlık tarafından onandığı, ülkemizin; 8333 km sahil şeridinde sahip olmasına ve kabotaj hakkı konusundaki duyarlılığına karşın deniz ulaşımından yolcu ve yük taşımacılığı boyutunda ülke içi ve sınır ötesi boyutunda yeterince yararlanamadığı, deniz ulaşımından yeterli oranda yararlanılması ve kalkınmaya temel olabilecek gemi inşa sektörünün gelişmesi için bu sektöre desteğin attırılması, buna paralel olarak da yeni tersanelerin yapılmasının ise bir zorunluluk olduğu, üç tarafı denizlerle çevrili olan Ülkemizde, denizyolları ile ulaşım geliştirilmesinin ve gemi sanayinin gelişmesinin, ulusal kalkınma için gerekli koşullardan biri olduğu, denizyollarının taşımacılıktaki payının artırılması ise; tersanelerin yapılmasının yanı sıra, limanların da yapılmasını zorunlu kıldığı, denizyolu ile yapılacak taşımanın karayoluna nazaran 2,5 misli daha ucuz olduğu, buna mukabil deniz taşımacılığının yük ve yolcu taşımacılığında ki payının sürekli azaldığı denizyollarının ulaşımdaki payının artırılması için yük ve yolcu gemilerinin sayılarının artırılması, bunun için de tersane sayısının ülke genelinde artırılması gerektiği bu durumun kamu yararı açısından önem arz ettiği, yenilenecek Türk gemi filosunun yurt dışında yaptırılarak döviz kaybına sebep olunmaması, yine yerli tersanelerin alacakları yurt dışı siparişleri ile döviz girdisi sağlanması, ekonomi ve istihdam açısından geri dönüşü olmayan, telafisi imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi için acilen yeni tersanalerin açılmasına zaruret bulunduğu. gemi inşa sanayinin sadece gemi yapım tesislerinden ibaret olmayıp yan sanayiyi de beraberinde getireceği, gemi inşa sanayi emek yoğun bir sektör olup ortalama 500 iş kolunu direkt olarak desteklediği, bu yan sanayi kuruluşlarının Türkiye’nin en genç ve en küçük ili olan Yalova ekonomisine canlılık getireceği gibi yurtdışı bağlantılı inşa edilecek gemiler neticesinde de ülkeye döviz girdisi sağlayacağı, tersanede doğrudan istihdam edilecek 1 kişiye karşılık yan sanayide yaratılacak istihdamın 6-7 kişi olduğu, bölgede başlangıçta 15000-20000 kişilik doğrudan bir istihdam yaratma potansiyelinin yan sanayinin katkısıyla 80000 kişiye ulaşacağı, faaliyetin bölgenin ve dolayısıyla ülkenin ekonomik düzeyini yükseltecek özellikleri taşıdığı, dava konusu İmar Planının, Kıyı Kanunu’nun 7 nci maddesi ve Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 14. maddesi çerçevesinde yetkili kılınan Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik çerçevesinde, tüm ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının da görüşleri doğrultusunda onaylandığı, plan mevzuata, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olarak hazırlandığı gibi, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda istihdama, ülke ve bölgenin ekonomik kalkınmasına da katkıda bulunacağı bu yönüyle kamu yararına bir uygulama niteliği taşıdığı, Tersane ve Ek Tesislerinin dolgu alanı olarak planlanlandığı, Plan uygulama hükümlerinde dolgu yapılmak suretiyle kazanılacak arazilerin kıyı kenar çizgisinin kara tarafında bulunan alanlarla yol bağlantısının onanlı İmar Planlarıyla bütünleşecek şekilde ilgili idarelerce sonuçlandıracağının belirtildiği, bu bağlantının hazırlanmakta olan Yalova 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında Karayolları Genel Müdürlüğü’nün görüşleri doğrultusunda yer alacağı, onanlı planda dolgu alanına bitişik ve kıyıya paralel 15 m genişliğinde geçirilen yolun sadece bir veya iki noktadan Yalova-İzmit yoluna bağlanacağının düşünüldüğü, tersane ve ek tesislerinin yakınındaki yerleşim yerlerinin mekansal yapısı üzerinde olumsuz bir etki yapılmasını önleyecek olan tersane tesislerinin yakınındaki yerleşim yerlerinin servis yolu konumundaki bu yolun geri sahadaki yollarla bir bağlantısının bulunmadığı, Yalova-İzmit yoluna bağlantı yolunun da yerleşim yerleri içinden geçemeyeceği, iki baştan, sadece giriş ve çıkış olarak sağlanacağı, aynı zamanda İstanbul-Bursa otoyolu güzergahının Dilburun-Karaburun arasında körfezi geçtikten sonra faaliyet alanının çok yakınından geçtiği, buna göre Karayolları Genel Müdürlüğü otoyolun projelerini yaparken, bölgenin ulaşım planını yeniden gözden geçireceği, bu durumun Karayolları Genel Müdürlüğü’nün görüşü olarak kısmen dosyada belirtildiği, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 23.09.2004 tarihli yazısında, “Belirtilen dolgu malzemesinin taşınması sırasında geri sahadaki tarım arazilerine zarar verilmemesi için gerekli önlemler alınmak koşuluyla; tersane alanı 15 km’lik yol ve yeşil alanla tarım alanlarından ayrıldığı için ve tersane alanından kara yönünde 15 km’lik yolun dışında kalan eğim farkından dolayı herhangi bir dere akıntısı ve sıvı atık verilemeyeceği için ulaşım bakımından tersane alanının tarım alanlarına ve Hersek Deltasına olumsuz bir etkisinin sözkonusu olmayacaktır.” denildiği, kıyı kenar çizgisinin kara tarafından kalan kısmındaki toprak kullanım sınıfının A 3.1, A 4.1, IIw, IIIw, VIII şeklinde guruplandırılabildiği, arazinin hemen hemen düz eğimli ve deniz seviyesine yakın olması nedeniyle hem drenaj problemi hem de tuzlama sorunu olduğu, dolayısıyla kıyı kenar çizgisinden belli bir mesafede bulunan toprakların tarıma elverişli olmadığı, gerek dolgu alanı, gerekse de geri planda kullanılacak olan alanların tarımsal alan olarak kayıp sayılmayacağı, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın özellikle su kuşları yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanlar hakkındaki sözleşmenin ( RAMSAR SÖZLEŞMESİ) uygulanmasına yönelik olarak “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ni” çıkardığı, bu yönetmeliğin “Ramsar Sözleşmesi” çerçevesinde sulak alanlarla, ulusal sulak alanları kapsadığı, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde 135 sulak alan ilan edildiği, Hersek Gölü ve Deltasının bu liste de yer almadığı, ayrıca, yönetmeliği yayımlayan ve uygulamasından sorumlu olan Çevre ve Orman Bakanlığı’nca dava konusu faaliyet alanı için hazırlanmış olan iki adet ÇED Raporuna ÇED olumlu belgesi verildiği, gerçekte Hersek Gölü ve Hersek Deltasının faaliyet alanından yeteri kadar uzakta olduğu için dolgu alanı, tersane inşaları ve yan sanayi tesislerinden etkilenmeyeceği, İzmit Körfezi’nin en kirli kısmının Dilovası sahilleri ve Dil Deresi’nin körfeze döküldüğü sahil şeridi olduğu, bu kısmın dava konusu alanın hemen karşısında olup akıntılarla tersane amaçlı dolgu alanına doğru taşındığı, dolgu alanında yapılan ölçümlerde civa ve diğer ağır metal konsantrasyonlarının limitlerin üstünde bulunduğu, civa besin zinciri’ne girerek insana kadar ulaşan son derece tehlikeli bir ağır metal olduğundan bu derece kirlenmiş bir su yatağının “Su ürünleri istihsal sahası” olarak düşünülmesinin mümkün olmadığı, Yalak Dere’nin su ürünleri istihsal sahası olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi denize açıldığı nokta ve yakınlarında her hangi bir içme ve kullanma suyu temininin söz konusu olmadığı, deprem kuşağı ve fay hattı konusunda “İmar Planına Esas Jeolojik-Jeomorfolojik Etüt Raporu”nun hazırlandığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü elemanlarınca incelenip uygun bulunarak 20.06.2005 tarihinde onaylandığı, adı geçen raporun incelenmesinden getirdiği önlemler açısından yeterli olduğu sonucuna ulaşıldığı, 1999 depreminden sonra Marmara Fay sisteminin yerli ve yabancı pek çok bilimsel kuruluş ve bilim adamı tarafından incelendiği, bu incelemelerde Hersek Deltası üzerinde fay kırılması olmadığı, fayın Hersek’te batıya doğru iki kola ayrılarak gittiği, ancak bu durumun Altınova’da ki deprem tehlikesine etki edecek bir unsur olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin vurgulandığı, bu incelemelerden de anlaşılacağı gibi önlemlerin alınması şartıyla tersane inşasına fay hattının engel teşkil etmeyeceği, Tersane alanı ve deniz dolgusunun çevresel, ekonomik ve denize olan etkilerinin Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirilmesi ve Planlaması Genel Müdürlüğü tarafından 08.08.2005 tarihinde onanmış olan ÇED Raporunda ayrıntılı bir şekilde incelendiği, ÇED Raporunun değerlendirilmesi sonucu “Çevresel Etki değerlendirilmesi Olumlu” kararı verildiği, raporun, yönetmeliklere, gerekli kurum ve kuruluşların görüşlerine ve halkın katılım toplantısı prosedürüne göre uygun olarak hazırlanmış olup rapordaki inceleme ve bulguların heyetlerince de uygun bulunduğu, gerekli duyarlılığın gösterilmesi durumunda gemi sanayinin ve denizcilik sektörünün geliştirilmesinin çevre ya da doğal kaynaklar ile bir karşıtlık içermediği, gemi tersanelerinin bacasız sanayiler olduğu, boya vb. işlemler kapalı atölyelerde yapılacağından atmosferin kirlenmeyeceği, bu nedenle arkada kalan meskun bölgelerle, tarım alanlarının etkilenmeyeceği,körfeze herhangi bir atık deşarj edilmeyeceği, sonuçta, dava konusu imar planının mevzuata, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, plan alanı içerisinde kalan yerde yapılacak olan faaliyetlerin ülke ekonomisi, sürdürülebilir kalkınma, istihdam ve AB standartlarının yakalanması açısından kamu yararına uygun bulunduğu, kurulması amaçlanan tersane-çekek-yat yerlerinin kıyı bandı açısından yerinin ve konumunun uygun bulunduğu, bölge ve yakınındaki yerleşim yerlerinin mekansal yapısı, geri sahalardaki yol bağlantıları üzerine herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmadığı, yol bağlantılarının yeterli olduğu, tersane alanı ve yapılacak dolgunun çevreye, denize, ekolojik dengeye ÇED raporunda ve dolgu imar planlarındaki plan notlarına uyulması kaydıyla herhangi bir zararının olmayacağı, Deprem Yönetmeliği’ne uyularak yapılacak olması nedeniyle deprem yönünden de bir sorun yaratmayacağı, tarımsal alanlar ve Hersek Deltası üzerine herhangi bir olumsuz etkisinin olmayacağı, kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir

Yukarıda içeriği yazılı rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu plan 3621 sayılı Yasaya, gemicilik ve sanayiye katkısı açısından kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.