Kural olarak ölmüş bir kişiye karşı açılmış davaya o kişinin mirasçılarına tebligat yapılmak suretiyle, mirasçılarına karşı devam edilemez; ancak, somut olayda, ölü ş. dışında başka şahıslarda davalı olarak belirtilmiştir. Bu nedenle bu kimseler hakkında açılmış olan davanın hukuki varlıktan yoksun sayılması mümkün değildir.
Davacı Hazine, 13 parselde K: adına kayıtlı taşınmazın, meradan açılma olduğunu söyleyerek, tapunun iptali ile mera niteliğiyle Hazine adına sınırlandırılmasını istemiştir. Mahkemece, davalılardan Ş.’nin 1973 yılında ölmüş olduğu ve ölü şahsa karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm; davacı tarafından temyize getirilmiştir.
Tapu maliki Kadir 1955 tarihinde ölmüştür. Davalılardan Ş.’nin dava tarihinden önce öldüğü sabittir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 1.6.1978 tarih 4/5 sayılı kararında vurgulandığı üzere, ölmüş bir kişiye karşı dava açılamaz. Ölü şahsa karşı açılmış davaya o kişinin mirasçılarına tebligat yapılmak suretiyle, mirasçılarına karşı devam edilemez. Ancak, eldeki davada ölü Ş. dışında başka şahıslarda davalı olarak yer almıştır. Bunlar hakkında açılmış olan dava hukuki varlıktan yoksun sayılamaz. Kaldı ki K: ‘nin yargılama aşamasında alınan veraset ilamında, davalı olarak gösterilen dava tarihinden önce ölmüş bulunan Ş., mirasçı olarak yer almamıştır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece ölü Ş. aleyhine açılan davanın diğer davalılar hakkında yürütülen dava ile birlikte karara bağlanması mümkün bulunduğundan, işin esasına girilerek, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.