Bu çalışmada haksız inşaat/haksız yapı konusundaki Yargıtay kararlarını derledik. Haksız inşaatın ne olduğu, haksız yapının şartları ve dava koşulları hakkında bilgi almak için şu yazımıza bakınız: Haksız İnşaat Nedir? Haksız Yapı Nedir? Nasıl Dava Açılır?
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1956/11 K: 1957/9 T:15.5.1957
Başkasının arsası üzerinde kendi levazımı ile bina inşa eden veya fidan diken kimse ile asıl mal sahibi arasında çıkan ihtilaf genel mahkemelerin görevindedir. Devamını Oku…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/1066, K:2013/1339, 06.02.2013
Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli, esaslı ve tamamlayıcı nitelikte yapı yapmışsa ve yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa, iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir. Taşınmaz maliki, rızası olmaksızın yapılmış ve yıkımı aşırı zarar doğurmayan yapının yıkımını isteyebilir. Taşkın yapı sahibinin iyiniyetli olduğunun kabul edilmesi için, Tapu Sicil Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü veya Belediyeye müracaat ederek kendi çap kaydının kapsamını tayin ettirmesi, yapılanmanın belirlenen ölçüm dahilinde olması gerekir. Davalının bu mercilere müracaat etmediği, iyiniyetli olmadığı durumda diğer koşullar aranmayacağı gözetilerek, temliken tescil isteğinin reddine karar verilmelidir. Devamını Oku…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/16926, K:2014/2234, 12.02.2014
Çapa bağlı taşınmazlarda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmayan ve başkasının taşınmazına bilerek bina inşa eden davalı iyiniyetli olamayacağından Türk Medeni Kanununun 722, 723, 724 ve 725. maddelerinin olayda uygulama yeri bulamayacağı kuşkusuzdur. Ancak, davalıya ait yapının tamamı dava konusu 2 parselde bulunmadığından tazminat olarak taşınmazın tamamı için belirlenen malzeme bedeline hükmedilmesi, dolayısıyla bir bütün olarak binanın mülkiyetinin haksız olarak davacıya devrine yol açacak şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Devamını Oku…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/4476, K:2014/11766, 15.09.2014
Somut olayda; davacının davalıdan resmi olmasa da sözleşme ile taşınmaz satın aldığı, taşınmazın devrinin sağlanacağı inancı ile bazı masraflar yaptığı diğer bir deyiş ile zilyet olduğu sürede iyiniyetli olduğu açıktır; bu durumda davacı TMK’nun 723. maddesi gereğince yaptığı zorunlu ve faydalı masraf bedelini talep edebilecektir. Devamını Oku…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/16235, K:2014/13856, 22.10.2014
TMK’nun 723/3 maddesinde ise “…malzeme sahibi iyiniyetli değilse hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir” denilmekte ise de bu hükümde yer alan hak ayni hak niteliğinde olmayıp, şahsi hak (alacak hakkı) dır. Bu hak taşınmazı alan yeni malike karşı 723.maddeye dayanılarak talepte bulunulmaz ( Yargıtay HGK nun 14.11.1962 gün ve 4/140-94 sayılı kararı). Bu durumda davacı BK’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanabilir. BK’nun 61 vd. maddeleri gereğince, “hukuken geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir başkasının (davacının) malvarlığından istifade ederek kendi malvarlığını artıran kimse (davalı) elde ettiği kazanımı geri vermek zorundadır”. Devamını Oku…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/9118, K:2015/1842, 23.02.2015
Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından Mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Devamını Oku…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/17185, K:2016/5953, 11.05.2016
Çapa bağlı taşınmazlarda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmayan ve başkasının taşınmazına bilerek bina inşa eden davalılar iyiniyetli olamayacağından, Türk Medeni Kanunu’nun 722,723,724 ve 725. maddelerinin eldeki davada uygulama yeri bulamayacağının şüphesiz olduğu ve mahkemece el atmanın önlenmesi ile birlikte yıkım isteminin de kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir. Devamını Oku…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/14059, K:2016/8400, 30.05.2016
Davacının, tapuda hazine adına kayıtlı olup ecrimisil ödemek suretiiv le kullandığı taşınmaza ağaç dikmesi nedeniyle iyiniyetli olarak kabulüne imkan bulunmadığından, arsa sahibi olan davalı hâzinenin ağaçlar sebebiyle iyiniyetli olmayan malzeme sahibi davacıya bir miktar tazminat ödemesi ve tazminatın ağaçların arazi sahibi için taşıdığı en az değerle sınırlı olması gerektiği, öte yandan tazminat miktarı ağaçların arazi maliki için arzettiği sübjektif değeri aşamayacağından, burada olayların özelliğine bakan hakimin Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinin kendisine tanıdığı takdir yetkisini kullanması gerektiği de nazara alınmalıdır. Devamını Oku…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/13251, K:2018/1413, 21.02.2018
Davacının kendisine ait olmayan taşınmaz üzerine inşa ettiği baraka ve kuyu yönünden iyiniyetli olmadığı, bu barakalar ve kuyu yönünden sadece TMK’nın 723.maddesi gereğince asgari levazım bedelini davalıdan talep edebileceği açıktır. Gerek öğreti ve gerekse uygulama ile asgari levazım değerinin yapı ve eklentilerinin yapımında kullanılan tüm malzemelerin işçilik ve yapımcı kârı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki en düşük değerlerinden, yapım yılı veya yıllarına göre yıpranma düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde hesaplanacağı da benimsenmiş bulunmaktadır. Devamını Oku…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/10343, K:2019/106, 08.01.2019
Dava, muhdesatın davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi isteğine ilişkindir. Kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/11042, K: 2019/860, 04.02.2019
Başkasının arazisine yapı yapan kişinin tescil talebinde bulunabilmesi için; malzeme sahibinin iyi niyetli olması, yapı değerinin taşınmaz değerinden fazla olması, malzeme sahibinin taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesi gerekir. Devamını Oku…